Latin Kültür Bölgesi Nüfus Tarihi Üzerine Notlar
Colin McEvedy'nin Atlas of World Population History (Facts on File:1978.) adlı kitabından kısaltılarak çevrilmiştir.
İBERYA ALT KÜLTÜR BÖLGESİ
İspanya
İspanyol mağara tablolarını üreten sanatçıların sayısının 5.000'i aşması pek muhtemel değil. Sonra sayılar büyüdü: M.Ö. 4. binyılda tarımın girişiyle yaklaşık 0,5 milyona yükseldi. M.Ö. 2000’de 1 milyon, M.Ö. 1000’de 2 m, M.Ö. son yüzyılda Romalılar bölgeyi kontrol altına almaya gelinceye kadar 4 milyondu.
Roma İmparatorluğu sırasında, birkaç yüzyıl boyunca İspanya'nın nüfusunun arttı ve 5 milyona yükseldi. 3. Yüzyıldan itibaren ekonomik tablo kötüleşti. 5. yüzyılda Roma’nın çöküşü ile birlikte düşüş hızlandı. Düşüşten germen istilaları doğrudan sorumlu değildi. Klasik Akdeniz ekonomisinin daha fazla nüfusu destekleme imkânı kalmamıştı.
8. yüzyılda Arapların gelmesi iyileşme işaretlerini sağladı. Sayılarının 30 bini geçmediği düşünülüyor ama kültürlerinin enerjisi güneyin tarımını ve kent yaşamını canlandırdı.
Araplar tüm İspanya'yı fethedememiş olsalar da 11. yüzyılın başlarına kadar ülkenin üçte ikisi Müslümanların yönetimi altındaydı ve Müslümanlar 0,8 m, yani toplam nüfusun beşte biri idi. 11. yüzyılın sonlarında, kuzeydeki Hıristiyanlar, nüfusları 5 milyonu aşınca yeniden politik olarak egemen unsur haline gelmeye başladılar. Güç dengesindeki bu değişim, önemli bir olayın bir yönüdür; demografik ağırlık merkezi Akdeniz kıyılarından Atlantik'e kayıyordu. 1212'deki Hıristiyan zaferi ve ardından ortaya çıkan nüfus patlamasından sonra toplam sayı 5,5 milyondan 7,5milyona ulaştı. 1300 yılına gelindiğinde İspanya yine Hıristiyanlığın bir parçasıydı.
Veba, İspanyolların sayısını tekrar 5,5 milyona düşürdü. Modern çağın erken dönemlerinde bu kayıp toparlandı. Avrupa'daki miras paylaşımları ve açık denizlerdeki keşifler sonunda İspanya'yı bir dünya gücüne dönüştürdü.
16. yüzyılın ortalarında İspanyol krallıklarının 7,5 milyon vatandaşı Hapsburg İmparatorluğunun ana dayanağıydı ama Avrupa'daki 90 milyonluk Avrupa’nın 20 milyonunun ve Yeni Dünyadaki 12 milyon yerinden 9 milyondan fazlasının denetime sahipti.
Hasburglar, gücünü Katoliklikten alıyorlardı. 1492'de ülkedeki 150.000 Yahudi sınır dışı edildi. 250.000 Müslüman da aynı muameleyi gördü.
Ülke 17. yüzyılın başlarında yaşanan ekonomik krizden çok etkilendi ve bu dönemde nüfus 7,5 milyona geriledi.
İspanya'nın nüfusu 18. ve 19. yüzyıllarda arttı, ancak artış Avrupa ortalamasının altındaydı: 1800'de yalnızca 11,5 milyon, 1900'de 18,5 milyondu. 20. yüzyılda İspanya'nın büyümesi hızlandı, Avrupa ortalamasını aştı. Siyasi açıdan bakıldığında, her ikisi dünya savaşının dışında tutmaları İspanya liderlerinin başarısı olarak görülebilir. Ancak, 1936-9'daki İç Savaş, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında Birleşik Krallık'ın uğradığı kadar büyük bir kayıpta, 0,5 m kişi öldü.
İspanya'da göçün etkisin ölçülmesi güç. Muhtemelen, 16. yüzyılda Yeni Dünya'ya (çoğunlukla Meksika) yerleşmek için ülkeden sadece 100.000 kişi ayrılmıştır. Ancak gemi kazaları, hastalık ve ölümle ilgili net kaybın en az iki kat fazla olması gerektiğini tahmin edebiliriz. 18. yüzyılın sonunda kümülatif toplamın 1 milyonu bulmuş olmalı. 19. yüzyılda gidenin 2 milyonu aştığını biliyoruz. (Çoğu Arjantin, Küba veya Brezilya için) Bu yüzyılda Yeni Dünyaya yaklaşık 1m, Avrupa ve Kuzey Afrika'ya da 1 milyon kişi gitti.
Portekiz
Tarımın geldiği MÖ 3.binde nüfus birkaç bini geçmiyordu. Roma fethi zamanında bölgede 0,4 milyon kişi vardı. Bu sayı 2. yüzyılın sonunda yaklaşık 0,5 milyona yükseldi. 1000’de 0,6 milyona ve 1300’de 1,25 milyona ulaşıldı.
Atlantik, Portekiz başarısının yolu oldu. Portekizli denizciler, 15. Yüzyılda Afrika’nın altından dolaşarak Hindistan’a giden yolu keşfettiler. Yeni keşfin ödülü, 60'lık bir artış ile 2 milyon nüfusa ulaşılması oldu.
2 milyon Portekizli, 1700-1950 döneminde Brezilya'ya göç etti. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yeni göçlerle 0,3 milyon kişi daha Brezilya'ya gitti.
İTALYA ALT KÜLTÜR BÖLGESİ
İtalya, Yunanistan’dan sonra Avrupa'da en yoğun nüfuslu ikinci bölge durumundaydı. M.Ö. 3000 yılına kadar 0,5 milyon, M.Ö. 2000’de 1 milyon ve M.Ö. 1000'de 2 m düşünebiliriz. M.Ö. 700 civarlarında artış hızı yükseldi. M.Ö. 400 yıllarında bölge 4 milyon kişiyi barındırdı.
Roma Yarımadayı birleştirmeyi başardığında (M.Ö. 300’ün iki yanındaki 50 yıl içinde) emrindeki insan gücü onu Akdeniz dünyasının lider gücü haline getirdi. Haraç ve köleler akınca, Kartaca savaşlarının başında (M.Ö. 200) sonunda 5 milyona, imparatorluk döneminin başlangıcında (MS 1) ise 7 milyona yükseldi.
7 milyon İtalya çiftçisinin besleyebileceğinden çok büyük bir nüfustu. Roma artık Akdeniz havzasının kaynaklarını kontrol ediyor ve Kuzey Afrika'dan (özellikle Tunus ve Mısır'dan) buğday getirebiliyordu.
5. yüzyılın başlarında Barbar istilaları ve Roma'nın idari çöküşü ile birlikte düşü hızlandı. 6. yüzyılda nüfus 3,5milyondu.
12. yüzyılda İtalya kıtanın en ekonomik olarak gelişmiş kısmı haline geldi. İki büyük liman olan Venedik ve Cenova Levant'la olan ticareti tekelleştirirken, onlar ve Milano ve Floransa gibi iç şehirler tarafından üretilen mallar ve hizmetler Ortaçağ ticaret ağının temel unsurlarıydı. Bu yükselişin bir parçası olarak, İtalya'nın nüfusu 13. yüzyılın sonuna kadar toplam 10 milyona ulaşabildi.
Veba, Avrupa’nın diğer yerlerinde olduğu gibi İtalya’yı da etkiledi. Nüfus 1/3 oranında azaldı. Fakat ekonomik yapı bozulmadı. 15. yüzyılda toparlanma sağlandı ve 16. yüzyılda eski düzey aşıldı.
17. yüzyılın başındaki gerileme coğrafi keşiflerin sonucuydu ve Avrupa ekonomisinin merkezi Akdeniz’den Atlas okyanusuna kayıyordu. 17. Yüzyılda nüfus azalmadı ama halk daha fakirdi.
18. yüzyılda nüfus tekrar yükselmeye başladı. Ancak durum sağlıksız kaldı. Nüfus kırsal kesimde daha fazla artıyordu. 19. yüzyılın başlarında bu eğilim aynıydı: sanayileşme ve göç durumu hafifletmeye başladı.
Sanayileşme, neredeyse tamamen kuzeye sınırlanmıştı. 1881 1936 yılları boyunca, İtalya’dan yaklaşık 6 milyon kişi göç etti. Göç etmemiş olsaydı, 44 milyon olan İkinci Dünya Savaşı öncesi nüfus 50 milyon olurdu.
Sanayileşme hızı 20. yüzyılda arttı ve sonuç olarak İtalyan yaşam standartları gelişti. Ancak. İtalya, din ve dil bakımından homojen olmakla birlikte ekonomik açıdan iki ulus halinde günümüze gelmiştir: kuzey, tamamen Avrupalıdır, güneyi neredeyse Kuzey Afrika'dır.