2007-2011: Anti-Ergenekon'un Karşı Saldırısı
Ergenekon Davası
Ergenekon konusu önemli. Önceki bölümlerde Ergenekon’un ne olduÄŸu, 2000’li yıllara kadar olan geçmiÅŸi konusunda bir kısım bilgileri paylaÅŸmıştık.
​
2008 yılına gelindiÄŸinde Ergenekon adı verilen ve çokça tartışmaya konu olan bir dava açıldı. 2014 yılında da dava büyük ölçüde siyasi bir kararla kapatıldı. Bu süre içinde neler oldu?
-
Daha önceki bölümlerde bahsedilen Ergenekon ile dava konusu olan yapı aynı mı?
-
Ergenekon davası ile gerçekten Ergenekon’a mı ulaşıldı?
-
Yoksa cemaatin kendi çıkarları doÄŸrultusunda oluÅŸturduÄŸu bir dava mıydı?
Öncelikle belirtelim ki, Ergenekon davası bir hukuk davasıdır ama çalışma boyunca bahsettiÄŸimiz Ergenekon yapılanmasının bu dava ile sınırlı olmadığı açıktır. Bizim kanaatimiz, bu dava ile özellikle soruÅŸturmanın ilk aÅŸamalarında Ergenekon örgütlenmesinin bir parçasına ulaşıldığı ama devamının en azından hukuk çerçevesi içinde kalınarak, çok saÄŸlıklı bir ÅŸekilde getirilemediÄŸidir. Bu anlaşıldığında da, dava hukuk prensiplerinden uzaklaşılarak, siyasi mücadelenin ve cemaat yapılanmasının bir aracı haline getirilmiÅŸtir. Bu yüzden, yeri gelmiÅŸ sahte deliller üretilmiÅŸ, yeri gelmiÅŸ iftiralarla insanlar iÅŸlemedikleri suçlar dolayısıyla hapse atılmıştır. Yine de bu durum, davanın tamamının yanlış olduÄŸunu göstermeyeceÄŸi gözden uzak tutulmamalıdır.
​
Sürekli, yapılan yanlışlar ön plana çıkarıldığında, sürekli davanın maÄŸdurları konuÅŸturulduÄŸunda, insanların aklında davanın tüm içeriÄŸinin yanlış olduÄŸu izlenimi oluÅŸabiliyor.
​
Davanın baÅŸlangıç itibari ile doÄŸru olduÄŸunun en önemli kanıtı, 2005 yılı sonlarında baÅŸlayıp, 2006 yılında yoÄŸunlaÅŸan ve 2007 yılına da sarkan cinayetlerin, soruÅŸturmaların baÅŸlaması ile birlikte bıçak gibi kesilmesidir.
​
Maalesef, bizzat emniyet-yargı-bilirkiÅŸi yapısının delilleri çarpıtması ve kararların bizzat hukukçuların verdiÄŸi siyasi kararlar haline gelmesi ve davanın aslında birçok farklı davayı içeren bir üst dava olması dolayısıyla durum tek tek delillere bakarak içinden çıkılabilir olmaktan çıkmış görünüyor. Zaten konu önemli olmakla birlikte, çalışmanın hedefi ve çerçevesi bu tip detaylara girmeyi imkânsız kılıyor.
​
Bu bölümde davanın genel içeriÄŸini ve ilerleyiÅŸini incelemeye çalışacağız. Bunu yaparken yeri geldikçe aÅŸamalarla ilgili kanaatlerimizi de kısaca paylaÅŸacağız. Bölümün sonunda ise Ergenekon davası ile ilgili bazı yazarların görüÅŸlerini paylaÅŸacağız.
2001-2003
Ergenekon’un Ortaya Çıkışı ve Tuncay Güney
Ergenekon olayı nedir?
Hanefi Avcı:
Ä°stanbul Emniyet MüdürlüÄŸü ekiplerince sahte belgelerle satılan bir jeepin yakalanması üzerine bir tahkikat baÅŸlatılmıştı. Jeepi satan, kullanan... kiÅŸilerin ev ve iÅŸ yerlerinde aramalar yapılmış, aramalarda "Ergenekon’un Reorganizasyonu" baÅŸlıklı doküman ile CD’ler dolusu güvenlik kuvvetlerinin arÅŸivinde olması gereken dokümanlar bulunmuÅŸtu. [1]
​
AraÅŸtırma derinleÅŸtirildiÄŸinde JÄ°TEM'in legal bir yayın çıkarmak için bir dönem bu kiÅŸilerle anlaÅŸtığı ve Strateji isimli bir dergi çıkardıkları, bu dokümanların o dönemden kaldığı ve Jandarma görevlilerinin getirdiÄŸi belgeler olduÄŸunun anlaşıldığı ortaya çıkmıştı. Tuncay Güney de Ergenekon içerisinde kendisinin kurye görevi yaptığını, aslında açıp bakmaması gereken belgelerden suret aldığını ve Ergenekon belgesini de bu ÅŸekilde DoÄŸu Perinçek ile Veli Küçük arasında taşırken aldığını beyan etmesi üzerine olay ortaya çıkmıştı.[2]
​
Tuncay Güney'de bulunan "Ergenekon'un Reorganızasyonu" isimli dokümana bakıldığında, rejimi korumak amacıyla ağırlık merkezi Silahlı Kuvvetler içerisinde bulunan, sivil unsurlarca da desteklenen ve her türlü illegal yol ve yöntemleri kullanabilen Ergenekon isimli bir örgütün mevcut olduÄŸu, faaliyetlerde bulunduÄŸu, bu örgütün günün ÅŸartlarına göre yeniden yapılandırıldığı, görüÅŸ ve önerilerin örgüt içindeki birimlerce üst yönetime yazılmış olduÄŸu iddiaları boÅŸ ÅŸeyler deÄŸildi ve doÄŸru olma ihtimali çok yüksekti.[3]
​
Ergenekon’u Ä°lk DeÅŸifre Eden Güney, MÄ°T’e ÇalışıyormuÅŸ
Güney ve OÄŸuztan'ın çalıştığı Strateji 28 Åžubat sürecinde "irtica karşıtı" yayınlarıyla dikkat çeken Aczmendi-Ali Kalkancı olaylarını gündeme taşıyan bir dergiydi.[4]
​
H.BüÅŸra Erdal:
Güney'in kendisini sorgulayan Organize Åžube Müdürü Serdar Saçan'a Ergenekon hakkında detaylı bilgiler verdiÄŸi ortaya çıktı. Güney, Saçan ve ekibine verdiÄŸi ifadede Ergenekon örgütünü anlatıp ÅŸemasını çizdi. Ancak Güney'in anlattıkları o dönem soruÅŸturma konusu olmayacaktı.[5]
​
Ergenekon davasına bakan Ä°stanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de, yargılama baÅŸladıktan hemen sonra MÄ°T’e Tuncay Güney’i sordu. Ortaya çıkan bilgilere göre, Güney 1990’lı yılların başından itibaren MÄ°T için çalışmaya baÅŸlamıştı. Buna göre MÄ°T, Veli Küçük ve ekibinin neler yaptığını öÄŸrenmek için Güney’i kullanmıştı. Sonra, göstermelik bir operasyonla, gözaltına alıp bildikleri anlattırılmış, daha sonra da yurt dışına çıkarılmıştı… Peki ama onun “anlattıkları ne oldu?”[6]
​
Eski Polis Amiri, Ergenekon Belgelerini Yanında Götürüyor
H.BüÅŸra Erdal:
Güney’i sorgulayan Organize Åžube Müdürü Adil Serdar Saçan, 2003 yılında meslekten ihraç edilmiÅŸ, ama istihbarat belgelerini de giderken yanında götürmüÅŸtü. Bir bomba ihbarı üzerine 12 Aralık 2003’te GaziosmanpaÅŸa’da Duyu-San isimli fabrikada arama yapan polis, bomba bulamadı ama “bomba gibi belgeler” buldu. Bu operasyonda, Saçan’a ait çuvallar dolusu belge ele geçirildi. Daha sonra yapılan incelemede bu çuvallardaki belge ve ses kasetlerinin Emniyet in arÅŸivinde olması gerektiÄŸi, Saçan’ın ÅŸahsi eÅŸyası olmadığı anlaşıldı. Bu nedenle, devlete ait gizli belgeleri ele geçirmek, saklamak, emniyet müdürlüÄŸü dışına çıkartmak suçlarından Saçan aleyhine dava açıldı… Saçan, Fatih 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki davada 5 ay 10 gün hapse mahkûm oldu. Bu karar Yargıtay’da usulen bozuldu. Birkaç kez Yargıtay’a giden dosya sonunda zaman aşımı nedeniyle ortadan kalktı.[7]
​
MÄ°T’in Ergenekon Bilgisi
Devlet Ergenekon'dan Resmen Haberdar Oluyor
H.BüÅŸra Erdal:
Tuncay Güney’in anlatımları ile oluÅŸturulan Ergenekon ÅŸeması MÄ°T tarafından 2003 yılında BaÅŸbakanlığa ve Genelkurmay BaÅŸkanlığı’na ulaÅŸtırılmıştı. Eski Genelkurmay BaÅŸkanı Hilmi Özkök, bu bilgiyi 2 AÄŸustos 2012 de Silivri’de Ä°stanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verdiÄŸi ifade de doÄŸruladı. Yani devletin kurumları baÅŸta MÄ°T olmak üzere bu yapılanmadan haberdardı. Ama yasal olarak harekete geçilmeyecekti. Bu sırada Ergenekon yapısına dâhil olanlar ise faaliyetlerine devam ediyordu.[8]
​
>>>Yorumumuz
Tuncay Güney’in bahsettiklerinin büyük ölçüde doÄŸru olduÄŸu kanaatindeyiz. Zaten söz konusu bilgilerin MÄ°T tarafından gecikmeli de olsa devletin zirvesiyle paylaşılmış olması bilgilerin yabana atılır olmadığını gösteriyor. Piyasada dolanan Sabri Ok’un ve özellikle Hanefi Avcı’nın Cemaatin Ä°flası kitabındaki eleÅŸtirilerini manipülatif bulduÄŸumuzu belirtmek istiyoruz.
​
Emniyet’in bu bilgilere sahip olmasına raÄŸmen deÄŸerlendirmemesinin en hafif sebebi, olayın askeriyeye uzanması dolayısıyla baÅŸlarının belaya girmesini istememeleri olabilir. Bir sonraki bölümde deÄŸineceÄŸimiz, Emniyet’in Askeriye ile ilgili delilleri davadan çıkarma çabaları, hatta savcıyı üstü örtülü tehdit etmeleri bu gözle okunmalı. Daha ağır sebep ise bir kısmının bizzat Ergenekon yapılanmasının bir parçası olması olabilir. Özellikle Adil Saçan’ın delilleri yok etmek için göze aldığı riskler bu açıdan deÄŸerlendirilmeye deÄŸer.
​
2007
Türkiye, CumhurbaÅŸkanlığı krizinin zorunlu kıldığı 22 Temmuz'daki erken seçime hazırlanıyordu. [9]
​
12 Haziran 2007 günü Ümraniye'de bir gecekonduya yapılan baskın, tüm karanlık iliÅŸkileri deÅŸifre edecek çok özel bilgilerin yolunu açtı.[10]
​
Bu sırada Cumhuriyet Gazetesine bombalı saldırılar düzenlenmiÅŸ ve Danıştay saldırısı gerçekleÅŸtirilmiÅŸ durumdadır.
​
1. Dalga – 12 Haziran 2007
Bu operasyonlarda Muzaffer Tekin, emekli Astsubaylar Oktay Yıldırım ve Mahmut Öztürk ile Kuvvayı Milliye DerneÄŸi BaÅŸkanı Bekir Öztürk tutuklandı.
​
Ümraniye'de Bombaların Bulunması
H.BüÅŸra Erdal:
Bir ihbar üzerine, Emniyet MüdürlüÄŸünden görevliler Ümraniye’deki eve gelirler. Yapılan araÅŸtırmalar sonucu o evde en son Ali YiÄŸit isimli kiÅŸinin oturduÄŸu anlaşılır. Ali YiÄŸit ve Mehmet DemirtaÅŸ (Ali YiÄŸit’in dayısı) da arama iÅŸleminde hazır bulunur. Hepsi de, tutanağı imzalar. Ve aynı ihbarda bildirildiÄŸi gibi çatıda bomba dolu sandık ele geçirilir. Sandıkta 27 adet taarruz tipi el bombası vardır… Bunun üzerine Ali YiÄŸit ve evin asıl sahibi Mehmet DemirtaÅŸ gözaltına alınır.[11]
​
Arama sırasında polis, bomba dolu sandığın kime ait olduÄŸunu sorar. DemirtaÅŸ da bunların askerdeyken komutanı olan Oktay Yıldırım’a ait olduÄŸunu söyler. Bombaların bir buçuk yıl kadar önce Oktay Yıldırım tarafından getirildiÄŸini söyleyen YiÄŸit, korktuÄŸu için ihbar edemediÄŸini ve evden taşındığını, ihbar edenin de babası olabileceÄŸini polise belirtir. [12]
​
Bu bilgi üzerine Oktay Yıldırım da özel güvenlik müdürü olduÄŸu Reina isimli eÄŸlence yerinde gözaltına alınır. Operasyonda ele geçirilenler 27 el bombası ve bazı patlayıcı maddelerle sınırlı deÄŸildir. Oktay Yıldırım’a ait bilgisayardan “Lobi” isimli bir doküman çıkar. Lobi, aslında bu tarihten yaklaşık 7 ay sonra kamuoyu tarafından öÄŸrenilecek “Ergenekon” isimli örgüte baÄŸlı sivil unsurların örgütlenmesinin anlatıldığı belgeden baÅŸkası deÄŸildir.[13]
​
Soruşturmanın Muzaffer Tekin'e Uzanması ve Yaşanan Zorluklar
H.BüÅŸra Erdal:
Ali YiÄŸit, ifadesinde Muzaffer Tekin’i de tarif etmiÅŸ ve fotoÄŸrafından da teÅŸhis ederek siyah bir Mercedes’le DemirtaÅŸ’ın manav dükkânının önüne geldiÄŸini belirtmiÅŸtir. O güne kadar Danıştay eylemiyle ilgili gözaltına alınıp mahkemeden serbest bırakılmasıyla tanınan Tekin, Danıştay soruÅŸturmasının kendisinde tıkandığı isimdir.[14]
​
Danıştay soruÅŸturmasında serbest kalsa da, Tekin geri planda kalmaz. Yazar Perihan MaÄŸden’in TCK 301’den yargılandığı gün, davanın görüldüÄŸü Sultanahmet’teki adliyenin önünde 301 eylemcisi grubun içindedir.[15]
Medyanın da kendisine yoÄŸun ilgi gösterdiÄŸi Tekin, Nisan 2007’de ÇaÄŸlayan’daki Cumhuriyet mitingine katılır. Mitingde sahnenin hemen yanında duran Tekin, Kanaltürk’ün sahibi Tuncay Özkan, Ä°ÅŸçi Partisi Genel BaÅŸkanı DoÄŸu Perinçek, ADD Genel BaÅŸkanı emekli orgeneral Åžener Eruygur ile ayaküstü sohbet eder. Hatta Åžener Eruygur’un elini öpen Tekin, Tuncay Özkan’la da sarılarak kucaklaşır. Yani, 27 el bombasının bulunmasına kadar Tekin sık sık medyada yer alan bir isimdir. Hatta Oktay Yıldırım’ın gözaltına alınmasından sonra 27 el bombasıyla ilgili medyaya beyanat veren ilk isim de yine Tekin olmuÅŸtur. Tekin, bu bombaların hurda olduÄŸunu, çalışmadığını ve çöplükten Oktay Yıldırım tarafından toplanmış olabileceÄŸini beyan eder. [16]
​
Çok ilginç bir açıklama olarak bu da o günlerde insanların dikkatini çekecektir. Çünkü normalde bombaları kimse görmemiÅŸtir. Herkes olaydan ancak medyada yayınlandığı kadarıyla bilgi sahibidir. Tekin, ayrıca Oktay Yıldırım için de “tanırım, iyi çocuktur” demeyi ihmal etmez.[17]
​
Danıştay saldırısı soruÅŸturmasıyla ilgili böyle sert bir süreç yaÅŸanmışken, Tekin’in Ümraniye bombaları soruÅŸturmasında gözaltına alınması çok mu kolay olmuÅŸtur? Tahmin edilebileceÄŸi gibi cevap hayır. Tekin hakkında, bombaların bulunmasından 2 gün sonra yani 14 Haziran 2007’de gözaltı kararı çıkar. Kararı veren de savcı Zekeriya Öz’dür.[18]
​
Ali YiÄŸit, ifadelerinde Muzaffer Tekin’i iÅŸaret ettiÄŸi için Savcı Öz, Ä°stanbul Emniyeti Terörle Mücadele Åžube MüdürlüÄŸü’ne Muzaffer Tekin’in gözaltına alınması talimatını verir. Emniyet yetkilileri, bu talimatı yerine getirmemek konusunda direnir. Savcı Öz’ün, Tekin’in gözaltına alınması talimatına karşılık Ä°stanbul Terörle Mücadele Åžube Müdürü, Danıştay saldırısından sonraki süreci hatırlatarak “Ä°majımız bozulur” mazeretiyle gözaltına almak istemediklerini söyler. Savcı öz, 3 kez Tekin’in gözaltına alınması talimatını tekrarlar. Bu sırada devreye Ä°stanbul BaÅŸsavcısı Aykut Cengiz Engin girer... BaÅŸsavcı Engin, Öz’ü arayarak, Tekinle ilgili uyarıda bulunur. Engin, “Dikkat et, sonun Ferhat Sankaya gibi olur’’ der. [19]
​
Öte yandan Tekin’le ilgili kriz sadece gözaltına alınması aÅŸamasında yaÅŸanmaz. Hemen sonrasında kendisinde ele geçirilen bir gizli CD yine büyük kavgalara sebep olur. Åžöyle ki, Tekin’in evinde bulunan ve iddianameye “16 nolu CD” olarak yansıyan bu delili emniyet, soruÅŸturma dosyasına koymaz. Terör polisi, bu CD’yi soruÅŸturma dosyasından çıkarmak ister ama savcı, buna izin vermez. Çünkü CD’de o döneme ait darbe toplantılarını andıran belgeler, planlar, MGK’da konuÅŸulan konular yer almaktadır. Savcı, “gizli belge” niteliÄŸindeki bu CD’nin içeriÄŸini çok önemser. O zaman Terör Åžube Müdürü de, Savcı Öz’e, “Bunu baÅŸmüdürümle paylaÅŸacağım” diye cevap verir. Hâlbuki soruÅŸturmalarda emniyet müdürüne bilgi verme gerekliliÄŸi yoktur, hukuki süreç tamamen savcının inisiyatifindedir. Yine de dönemin Ä°stanbul Emniyet Müdürü’ne haber verilir. Sonra Emniyet de, 1. Ordu Komutanlığı’na, “Burada bir CD var, içinde, askerlerin hükümeti nasıl yıpratacağının yazdığı gizli belgeler var” diye bilgi verir.[20]
​
Savcı Öz, iÅŸte bu CD’yi incelemek ister. Ama polis Ä°stanbul Emniyet Müdürü ile konuyu görüÅŸeceÄŸi cevabını verir. Bunun üzerine Savcı öz de, CD’yi incelemeden emniyetten ayrılır. Bundan yarım saat sonra polis, savcıyı arayıp tekrar emniyet müdürlüÄŸüne çağırır. Savcı, Vatan’daki emniyet binasına geldiÄŸinde ilginç bir manzara ile karşılaşır. Ä°stihbarat ve Terör Åžube müdürleri, yanlarında dört kurmay subay olduÄŸu halde bir odada kendisini beklemektedirler. 1. Ordu’dan geldiklerini beyan eden subaylar, savcıya, “Bu CD bizim, almamız lazım” derler. Savcı Öz ise, “Merkez komutanlığından yazı yazın, ben size resmi yazı ile gönderirim” cevabını verir. Daha sonra, bu CD’deki bilgilerin gizli olup olmadığını da ilgili makamlara sordurur. Ä°lk olarak 1. Ordu Komutanlığı’na yazılır. Ama o, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na (KKK) yazı yazılması gerektiÄŸi bildirir. KKK’ya yazılınca da, o “Genelkurmay BaÅŸkanlığına yazı ile sorulması gerek” diye cevap verir. Aslında en baÅŸta CD’nin kendisine ait olduÄŸu söyleyen 1. Ordu iken, resmi soru sorulduÄŸunda bütün makamlar topu bir üst makama atmaya baÅŸlamışlardır.[21]
​
Hiçbir askeri birimden net bir sonuç alınamaz. Bu ÅŸekilde CD ile ilgili en son Genelkurmay’a yazı yazılır.Bu CD’nin, soruÅŸturma açısından çok önemli bir boyutu vardır. 1. Ordu’dan gelen subaylar, “CD bize ait, gizli” deyince iÅŸin rengi deÄŸiÅŸir ve emekli asker Tekin, askeri gizli belgeyi ele geçirmekten ÅŸüpheli hale gelir. Burada yine deÄŸinmekte fayda var, Tekin’in bilgisayarında ayrıca “Ergenekon-Lobi” dokümanı da bulunur.[22]
​
2. Dalga - 26 Haziran 2007
Emekli Binbaşı Fikret Emek tutuklandı. 15 Temmuz'da, yazar Ergün Poyraz, emekli Yüzbaşı Gazi Güder, Fuat ErmiÅŸ, Ä°smail Yıldız, Asuman Özdemir ve son olarak da 26 AÄŸustos 2007 tarihinde Mete Yalazangil tutuklandı.
​
H.BüÅŸra Erdal:
Savcı Genelkurmay BaÅŸkanlığına yazı yazarak, Ümraniye’de bulunan bombaların kendilerine ait olup olmadığını sorar. SoruÅŸturma aÅŸamasında Genelkurmay’dan herhangi bir cevap gelmez. Makine Kimya Endüstrisi’nden gelen rapora göre ise, 27 el bombası ile 5,10 ve 11 Mayıs 2006 tarihlerinde Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar aynı kafile numarasına sahiptir.[23]
​
Tekin’in ofisinde çıkan 16 nolu CD içerisinde bulunan ÅŸifreli word belgesinin açılmasıyla ÅŸüpheli Muzaffer Åženocak’a ait olduÄŸu anlaşılan resimler ile bazı bilgi ve belgelerin yanı sıra internet çıktıları bulunur… Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli subay olarak tanıtan Muzaffer Åženocak yakalanır. Tekin, bu CD’yi Åženocak’tan almıştır… Åženocak, söz konusu gizli askeri belgeleri, önceki yıllarda Ankara’da birlikte özel güvenlik ÅŸirketi çalıştırdıkları “Åžamil Binbaşı” olarak bildiÄŸi, emekli Binbaşı Fikret Emek isimli ÅŸahsın bilgisayarından kopyaladığını anlatır.[24]
​
EskiÅŸehir’de Ä°kinci Cephanelik
H.BüÅŸra Erdal:
Böylece Åženocak’tan sonra ulaşılan kiÅŸi emekli Binbaşı Fikret Emek olur. Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan emekli Emek’in annesiyle birlikte kaldığı EskiÅŸehir’deki ev için arama kararı çıkarılır. EskiÅŸehir’dekievde yapılan aramada; uzun namlulu silahlar, el bombaları, patlayıcı maddeler, bomba düzenekleri ile birçok askeri mühimmat ve malzemeler elegeçirilir. Ümraniye’de bulunan el bombalarından sonra Ergenekon’da ortaya çıkan ikinci cephaneliktir bu.[25]
​
Silahların ve mühimmatın bulunma anı da ilginçtir. Polis, evde her yeri arar ama önce bir ÅŸey bulamaz. Bu sırada polislerden birinin dikkatini, Emek’in annesinin bir çekyatın üzerinden hiç kalkmaması çeker. Polis, “Teyze bir kalk, oraya da bakalım” deyince yaÅŸlı kadın yerinden kalkar. O çekyatın içi açılıp bakılınca da bu büyük cephanelik bulunur. Ümraniye’deki bombalarla kardeÅŸ olan, aynı kafileden gelen bu malzemeler Ergenekon cephaneliÄŸi olarak kayıtlara geçer.[26]
​
JÄ°TEM’den MaaÅŸ Alan “Yazar”
H.BüÅŸra Erdal:
Bir sonraki adım ise, yazar Ergün Poyraz’ın gözaltına alınması olur. Son olarak Musa’nın Çocukları, Musa’nın Gül’ü gibi BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan ve eÅŸi Emine ErdoÄŸan ile dönemin Dış iÅŸleri Bakam Abdullah Gül hakkında “kara propaganda” kitapları yazan Poyraz’da, Kara Kuvvetleri Komutanlığının arÅŸivi çıkar. Ankara’da jandarma bölgesinde oturan ve jandarma koruması olan Poyraz’ın JÄ°TEM isimli, jandarmanın içindeki illegal olaylarda adı geçen yapıdan maaÅŸ aldığını gösteren bordrolara da ulaşılır. Bunlarla birlikte soruÅŸturmanın seyrini etkileyecek olan belgeler de Poyraz’ın bilgisayarından çıkacaktır. Bunlar “Ergenekon” ÅŸeması ve örgütsel bilgilerdir. Bunun üzerine Savcı öz, artık “Ergenekon” örgütü yapılanması üzerine yoÄŸunlaÅŸmaya baÅŸlar.[27]
​
>>> Yorumumuz
2007 yılı operasyonlarının hukuki açıdan bir problem taşıdığını düÅŸünmüyoruz. Savcıların gayreti takdire deÄŸer. Üstelik doÄŸru bir noktaya ulaÅŸmış ve Ergenekon’u kuyruÄŸundan da olsa yakalamış durumdadırlar. Zaten siyasi bir amaç da görünmüyor. Belki, Ergün Poyraz için böyle bir amaç düÅŸünülebilir ama davanın siyasileÅŸmesi için henüz erken bir tarih.
​
2008
H.BüÅŸra Erdal:
Ümraniye’de 27 el bombasının bulunmasıyla ilgili soruÅŸturma 12 Haziran 2007’de, Saçan’la ilgili bu hukuki süreç devam ederken baÅŸlatılmıştı. Bu soruÅŸturma kapsamında savcılık, 2008 yılında Fatih Adliyesi’nin deposunda bulunan, Adil Serdar Saçan’ın yargılanmasına neden olan 6 çuval belgeyi incelemeye aldı. Burada, Tuncay Güney’in Ergenekon’u anlattığı ses kayıtları da yer alıyordu. Bu ses kayıtlarından sonra Savcı Öz, 22 Ocak 2008 tarihi itibarıyla Veli Küçük ve ekibine yönelik büyük bir operasyona start verdi. Bu operasyonda Veli Küçük’te Ergenekon örgütünün temel dokümanları ele geçirildi. [28]
​
Bunlar yazılı, kitapçık haline getirilmiÅŸ belgelerdi. Daha sonraki operasyonlarda bilgisayarlarda ve CD’lerde ele geçen belgeler için buna iliÅŸkin hiçbir delil olmamasına raÄŸmen “virüsle gönderildi, polis koydu” gibi iddialarda bulunulsa da, Ergenekon’un yazılı belgeleri için böyle bir iddiada bulunmak sanıkların aklına gelmedi. Bu belgelerin “sahte” olduÄŸu ÅŸeklinde bir savunmayla reddetme yoluna gitmediler. Küçük ve gazeteci OÄŸuztan’da bulunan belgeler Ergenekon’un yazılı belgeleri olarak iddianameye girdi.[29]
​
3. Dalga Tutuklamalar – Veli Küçük
22 Ocak 2008 - Emekli TuÄŸgeneral Veli Küçük, 301. maddeden açtığı davalarla gündeme gelen avukat Kemal Kerinçsiz, Hrant Dink suikastının azmettiricisi olduÄŸu iddiasıyla yargılanan Yasin Hayal'in avukatı Fuat Turgut, gazeteci Güler Kömürcü, Türk Ortodoks Patrikhanesi yöneticisi Sevgi Erenerol, emekli Albay Fikri KaradaÄŸ ile Susurluk davası hükümlüsü Sami HoÅŸtan, Drej Ali olarak tanınan Ali Yasak'ın da aralarında bulunduÄŸu 33 kiÅŸi gözaltına alındı.[30]
​
… KaradaÄŸ, medyada, silah üzerine ölüm yemini ettirmesi ve 13 bin kiÅŸilik hain listesi yayınlamasıyla gündeme gelmiÅŸti. Elazığ 8. Kolordu Komutanlığı Ä°stihbarat ve Ä°stihbarata Karşı Koyma (Ä°KK) Åžube MüdürlüÄŸü’nde görev yapıyordu.[31]
​
Sorgulamada polis, sanıkların evinde bir ölüm listesine ulaÅŸtı. Bu listeye göre Nobel ödüllü Orhan Pamuk, DTP’li milletvekilleri Ahmet Türk ve Sabahat Tuncel, eski milletvekili Leyla Zana, Diyarbakır Belediye BaÅŸkanı Osman Baydemir ve gazeteci Fehmi Koru öldürülmesi planlanan kiÅŸilerdi. Ä°lk hedefte ise Orhan Pamuk bulunuyordu, cinayeti iÅŸlemesi için iki tetikçi ile de anlaşılmıştı.[32]
​
>>> Yorumumuz
Delillerin durumunu bilmiyoruz ama tutuklanan kiÅŸilerle ilgili bir sorun görmüyoruz.
Ergenekon Soruşturması Başlıyor - 22 Ocak 2008
Siyasi Destek alınıyor
Åžamil Tayyar:
Ümraniye soruÅŸturması, Bursa ve EskiÅŸehir'deki baskınlarda elde edilen bilgi ve belgelerle daha da geniÅŸletildi. SoruÅŸturma ürkütücü boyutlara ulaşınca, siyasi iradenin desteÄŸine ihtiyaç duyuldu. Ä°stanbul'da BaÅŸbakan ErdoÄŸan'la konu hakkında daha önce birkaç kez görüÅŸen Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, operasyondan önce BaÅŸbakan'la son bir görüÅŸme daha yaptı. ErdoÄŸan'ın "Ucu nereye uzanıyorsa oraya kadar gidin" talimatı üzerine düÄŸmeye basıldı.[33]
​
12 Haziran 2007 günü Ümraniye’deki bir gecekonduda el bombalarının bulunmasıyla baÅŸlayan soruÅŸturma, 22 Ocak 2008’de aralarında Veli Küçük’ün bulunduÄŸu 33 kiÅŸinin gözaltına alındığı operasyonla “Ergenekon” sürecine dönüÅŸtü.[34]
​
Ergenekon Operasyonu, Ümraniye soruÅŸturmasının devam olarak ortaya çıkmış gibi gözükse de son beÅŸ yıldaki tüm çete organizasyonlarında elde edilen ipuçları iÅŸlenerek oluÅŸturuldu. Çünkü bu merkezi yapının ÅŸifreleri; bombalı Cumhuriyet eylemi, Danıştay baskını, Malatya katliamı, Hrant Dink cinayetinde ve nice sokak eylemlerinde göze çarpıyordu.[35]
​
Ä°stanbul Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Aykut Cengiz Engin, operasyonla ilgili yaptığı ilk yazılı açıklamada, "Ergenekon" için "Silahlı terör örgütü" sıfatını kullandı.[36]
​
12 Haziran 2007’de Ümraniye’den baÅŸlayan ve 22 Ocak 2008 de Ergenekon adını alan soruÅŸturma, zamanla geniÅŸletildi, soruÅŸturmayı yürüten savcılıkça (birinci) iddianamenin hazırlanması yaklaşık 1 yıl sürdü. Ergenekon davası Silivri’de 20 Ekim 2008 günü baÅŸladı.[37]
​
4. ve 5. Dalga Tutuklamalar
4.Dalga Tutuklamalar-Akademisyenler
21 Åžubat 2008 Dördüncü Dalga-Akademisyenler tutuklandı.[38]
​
Doç. Dr. Ümit Sayın, Doç. Dr. Emin Gürses, Özallar'ın kuyumcusu olarak ün yapan sosyete kuyumcusu Hayrettin Ertekin, gazeteci Vedat Yenerer ve Noel Baba Barış Konseyi DerneÄŸi BaÅŸkanı Muammer Karabulut tutuklandı.[39]
​
5.Dalga Tutuklamalar – D.Perinçek, K.AlemdaroÄŸlu, Ä°lhan Selçuk
21.03.2008 sabahı, Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi ve baÅŸyazarı Ä°lhan Selçuk, Ä°ÅŸçi Partisi lideri DoÄŸu Perinçek ve Ä°stanbul Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Kemal AlemdaroÄŸlu’nun aralarında bulunduÄŸu bir grubun gözaltına alındığı haberi gelir. 28 Åžubat post-modern darbesinde rektörü olduÄŸu Ä°stanbul Üniversitesi’nde baÅŸörtüsünü yasaklayan isim olan AlemdaroÄŸlu, daha sonra AK Parti hükümetine karşı düzenlenen ve “Ordu Göreve” pankartı açılan mitinglerde boy göstermiÅŸtir.[40]
​
Sorguları yapılan Selçuk ve AlemdaroÄŸlu, yaÅŸ ve saÄŸlık durumu nedeniyle adli kontrol uygulamasıyla serbest kalır. [41]
​
Perinçek, adliyedeki 24 saatlik iÅŸlemden sonra Pazartesi sabahı tutuklanır. Perinçek, kendisini tutuklayan nöbetçi hâkimi sorgu sırasında “Arkandakilere güvenme, onlar gidici, gitmelerine az kaldı” diye tehdit etmekten de geri durmaz.[42]
​
>>> Yorumumuz
Bu aÅŸamadan itibaren davanın siyasi boyutu ön plana çıkıyor. Tutuklanan kiÅŸilerin Ergenekon yapılanmasının bir parçası olması anormal görünmese de tutuklamaların bu kanaatten mi yoksa gerçek-inandırıcı delillerden mi kaynaklandığını bilmiyoruz.
​
Darbe GiriÅŸimi Ä°çin Tutuklamalar – 5 Temmuz 2008
6.Dalga Tutuklamalar – Emekli Generaller
Eski Jandarma Genel Komutanı ve Atatürkçü DüÅŸünce DerneÄŸi Genel BaÅŸkanı Orgeneral Åžener Eruygur, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral HurÅŸit Tolon, ATO baÅŸkanı Sinan Aygün, Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay gözaltına alındı. Eruygur ve Tolon tutuklandı. Aygün ve Balbay ise tahliye edildi.[43]
​
Hakkında yakalama emri çıkarılan AK Parti eski Milletvekili Turhan Çömez ve Emekli TuÄŸgeneral Levent Ersöz operasyondan önce yurtdışına çıktığı anlaşıldı.[44]
​
5 Temmuz 2008’de tutuklanır ama Balbay, mahkeme tarafından serbest bırakılır. Dört gün gözaltına kaldıktan sonra bırakılan Balbay, 5 Mart 2009’da, yani ilk gözaltısından tam 9 ay sonra hakkında tekrar gözaltı kararı çıkacaktır. Balbay’ın tutuklanmasına gerekçe ise, el konulan bilgisayarından çıkan darbe günlükleridir. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in günlüklerine benzeyen bu notlarda, Balbay’ın 2003-2004 yıllarında komutanlarla yaptığı darbe konuÅŸmaları yer almaktadır… Balbay’ın bilgisayarındaki notlar silinmiÅŸtir ama polis bilgileri geri getirmeyi baÅŸarır. Bu da Balbay’ın tutuklanmasını netice verir. Çünkü bu notlar, Eruygur’da çıkan Ayışığı, Yakamoz darbe planlarını doÄŸrulayan deliller olarak deÄŸerlendirilmiÅŸtir.[45]
​
Åžener Eruygur’un ofisinde ulaşılan belgeler, darbe günlüklerinde konu edilen iki darbe giriÅŸiminden farklı bir darbe giriÅŸimi daha olduÄŸunu ortaya çıkardı. Ayışığı ve Sarıkız planlarının baÅŸarısızlığından sonra, diÄŸer kuvvet komutanlarının desteÄŸini yitiren Eruygur’un tek başına Eldiven adlı bir planla darbe hazırlığına baÅŸladığı anlaşıldı. Gene aynı aramada, Eruygur’un Genelkurmay BaÅŸkanı Büyükanıt hakkında bir dosya hazırladığı tespit edildi.[46]
​
Davanın temelini oluşturan iddia 2003-2004 yıllarında hazırlandığı iddia edilen Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven kod adlı planlardır. [47]
​
Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven, Recep Tayyip ErdoÄŸan liderliÄŸindeki hükûmeti devirmek için 2004 yılında planlandığı iddia edilen darbe giriÅŸimleridir. Bu planlardan ilk üçü 2007 Mart ayında Nokta dergisinin eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'e ait olduÄŸu iddia ettiÄŸi günlükleri yayınlamasıyla diÄŸeri de 7 Temmuz 2008 tarihinde Taraf gazetesinin manÅŸetten verdiÄŸi haberde 1 Temmuz'da gözaltına alınan Atatürkçü DüÅŸünce DerneÄŸi baÅŸkanı emekli orgeneral Åžener Eruygur'a ait bazı belgeleri kamuoyuyla paylaÅŸması sonucu ortaya çıkmıştı.[48]
​
>>> Yorumumuz
Ergenekon davasının önemli bir bölümünü oluÅŸturan darbe giriÅŸimlerinin, Ergenekon davasının bir parçası olması gerekip gerekmediÄŸi tartışılmaktadır. Ama deliller bir kenara, bu giriÅŸimlerin gerçekliÄŸi konusunda hiçbir ÅŸüphemiz bulunmuyor.
​
GörüldüÄŸü gibi, 2008 yılı ortalarına gelindiÄŸinde davanın içeriÄŸini oluÅŸturan iddiaların çok büyük çoÄŸunluÄŸunda bir yanlışlık görünmüyor. Dolayısıyla davanın tamamen boÅŸ yada Cemaatin kendi çıkarları için uydurduÄŸu bir dava olduÄŸunu söylemenin doÄŸru olmadığı görülmektedir.
​
Davanın bundan sonraki kısımlarında siyasileÅŸme ve manipülasyonlar daha fazla gündeme gelecektir. Yine de tamamının uydurma olmadığına da dikkat edilmelidir.
​
1. Ergenekon Ä°ddianamesi Mahkemeye Sunuldu – 14 Temmuz 2008
14 Temmuz 2008 - Ä°lk iddianame hazırlanarak mahkemeye sunuldu. Ä°stanbul 13. Ağır Ceza mahkemesinin 25 Temmuz tarihinde davayı kabul etmesiyle de süreç resmen baÅŸlamış oldu. [49]
​
Altıncı Dalga’da tutuklanan sanıklar ve ETÖ davasının kilit konularından birini oluÅŸturan darbe günlükleri bu iddianamede yer almadı. Altıncı dalga ile onuncu dalga arasındaki sanıklar, ikinci iddianamede yer alıyorlar.[50]
​
12 Haziran 2007-21 Mart 2008 arasındaki dalgaları içeren iddianame, iki hafta sonra yani 25 Temmuz’da Ä°stanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilir.[51]
​
Ergenekon Davasında 2008 yılı Diğer Gelişmeleri
7.Dalga tutuklamalar- Bazı Ä°ÅŸçi Partisi Üyeleri ve Milli Çözüm Dergisi
23 Temmuz 2008 Yedinci dalga operasyonları gerçekleÅŸti.[52]
​
Ergenekon’un yedinci dalgasında, Ä°ÅŸçi Partisi üyeleri ve muhafazakar çizgide yayın yapan Milli Çözüm dergisi üyelerine yönelik operasyonlar yapıldı. Savcılığın talebi üzerine 26 kiÅŸi gözaltına alındı.[53]
​
14 Ağustos 2008 Emekli Albay Arif Doğan yakalandı.
Emekli Albay Arif DoÄŸan tutuklandı. 14 Temmuz tarihinde DoÄŸan’a ait Ä°stanbul Beykoz’daki bir evde yapılan aramalarda 2 kalaÅŸinkof tüfek, 1000 adet mermi, 1000 boÅŸ mermi kovanı ile 280 adet el bombası bulunmuÅŸtu. DoÄŸan’ın Veli Küçük’ten önce Diyarbakır’da JÄ°TEM sorumlusu olarak çalıştığı iddia ediliyor. Bu tutuklama ile ETÖ soruÅŸturması Fırat’ın doÄŸusuna uzanmaya baÅŸladı ve GüneydoÄŸu’da terörle mücadele döneminde ortaya çıkan yasadışı oluÅŸumlar da ilk kez incelenmeye baÅŸladı.[54]
​
28 AÄŸustos 2008 - Anayasa Mahkemesi BaÅŸkanvekili Osman Paksüt'ün eÅŸi Ferda Paksüt zanlı olarak ifade verdi.
​
8.Dalga Tutuklamalar – Ä°lk Kez Muvazzaf Subaylar Tutuklandı
18 Eylül 2008 - Sekizinci dalga tutuklamalarla ilk kez muvazzaf subaylar da gözaltına alındı. BeÅŸ teÄŸmen ve bir askeri okul öÄŸrencisinin yanı sıra eski Ülkü Ocakları Ä°stanbul Ä°l BaÅŸkanı Levent Temiz, 'Sisi' lakaplı Seyhan Soylu, sanatçı Nurseli Ä°diz'in de aralarında bulunduÄŸu toplam 11 kiÅŸi gözaltına alındı. TeÄŸmenler, Ergenekon’un alt birimlerinden olan Karargah Evleri yapılanmasında görev almakla suçlanıyor.[55]
​
9.Dalga Tutuklamalar – Tuncay Özkan, Serdar Saçan
23 Eylül 2008 - Gazeteci Tuncay Özkan, Ä°stanbul eski Organize Suçlarla Mücadele Åžube Müdürü Adil Serdar Saçan ve eski Esenyurt Belediye BaÅŸkanı Gürbüz Çapan'ın da aralarında bulunduÄŸu 16 kiÅŸi tutuklandı.[56]
​
Özkan, Cumhuriyet mitinglerinin önde gelen organizatörlerinden biridir. Ama onun yargı önüne çıkaran sadece bu mitingler deÄŸildir.Özkan, 2003-2004 yılında Ä°stanbul TV’yi örgüt adına almaya çalışma, Kanal Türk televizyonun örgüt amaçları doÄŸrultusunda darbe ortamı oluÅŸturmak için kullanma, devlete ait belgeler bulundurma gibi suçlamalarla karşı karşıyadır. Ayrıca 2003-2004 yıllarında sık sık ziyaret ettiÄŸi Jandarma Genel Komutanlığı ile Özkan’ın arası çok iyidir. Hatta o dönem Show TV’nin sahibi patronu Mehmet Emin Karamehmet için de aracılık yapmış, onun askerle görüÅŸmesini saÄŸlamıştır. Özellikle Åžener Eruygur Özkan’a, ona kefil olacak kadar güvenmektedir.[57]
​
Ergenekon soruÅŸturmasında 2008 yılı, Eylül ayında Tuncay Özkan, Gürbüz Çapan ve Saçan'ın tutuklanmasıyla sona erer.[58]
​
Ergenekon Yargılanmalar Başladı
20 Ekim 2008 - Ergenekon davasında yargılama başladı.[59]
​
17 Aralık 2008 Danıştay davası ve Ergenekon davası birleştirildi.[60]
​
Detayları Ergenekon bölümünde iÅŸlendiÄŸi için burada sadece davaya iÅŸaret etmekle yetiniyoruz.
​
>>> Yorumumuz
Danıştay davasının da Ergenekon davası ile birleÅŸtirilmiÅŸ olmasını eleÅŸtirenler vardır. Ama bu haliyle Ergenekon davasının bir parçasıdır. Çok önemli bir cinayet iÅŸlenmiÅŸ ve hedef siyasi amaçla kullanılmak istemiÅŸtir. Üstelik, katil yakalanmış ve iliÅŸkileri büyük ölçüde ortaya çıkarılmış durumdadır.
​
Çalışmamız boyunca görüÅŸlerine sık sık baÅŸ vurduÄŸumuz Hanefi Avcı'nın son kitabı Cemaatin Ä°flası'nda Danıştay Cinayetini neden çarpıtma ihtiyacı duyduÄŸu da doÄŸrusu açıklayamadığımız bir soru olarak duruyor.
2009
2009 yılı içinde, 2.Ä°ddianame Öncesi Yapılan Operayonlar
10.Dalga Tutuklamalar – Org. Tuncer Kılınç, Tümg. Åženel ve eski YÖK BaÅŸkanı Gürüz, Yalçın Küçük Tutuklandı
7 Ocak 2009 - 12 ilde düzenlenen operasyonlarda aralarında muvazzaf subayların da bulunduÄŸu 37 kiÅŸi gözaltına alındı. Eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç, emekli Tümgeneral Erdal Åženel, yazar Yalçın Küçük, eski YÖK BaÅŸkanı Kemal Gürüz, Yarbay Mustafa Dönmez, eski Özel Harekatçı Ä°brahim Åžahin, emekli General Kemal Yavuz gözaltına alınanlar arasında. Operasyon, Ä°brahim Åžahin’in telefonda Sivas Ermeni Cemaati’nin liderlerine suikast emrini vermesiyle baÅŸladı.[61]
​
10. Dalga’da tutuklanan Ä°brahim Åžahin’in evindeki krokilerden yola çıkan polis, pek çok ÅŸehirde baÅŸlattığı kazılarda saklı cephanelikler buldu. En büyük cephanelik ise Ankara Gölbaşı’nda açığa çıkarıldı. Ayrıca Yarbay Mustafa Dönmez’in evinde bulunan krokilerden yola çıkan polis Ankara Sincan’da çok sayıda patlayıcı madde ele geçirdi. Burada ele geçirilen el bombaları, Ümraniye’de 12 Haziran 2007’de bulunan el bombaları ile aynı kafile numarasına sahip. Ayrıca Ankara, Trabzon, Antalya, Sakarya ve Sivas’ta ufak çaplı cephanelikler de ele geçirildi.[62]
​
14 Ocak 2009 - Ergenekon davasının kilit sanıklarından emekli TuÄŸgeneral Levent Ersöz, Ankara’da bir hastanede yakalandı. Polis tarafından arandığını öÄŸrenince Moskova’ya kaçtığı tahmin edilen Ersöz, 2008 Temmuz’undan beri firari idi. Ertesi gün Ersöz’ün evinde yapılan aramalarda eski Genelkurmay BaÅŸkanı Hilmi Özkök’e ait telefon görüÅŸmelerinin ses kayıtları bulundu.[63]
​
15 Ocak 2009 - 10. dalgada tutuklanan Tuncer Kılınç’ın sorgusunda savcıların kendisine “Encümen-i DaniÅŸ” hakkındaki bilgilerini sorduÄŸunun anlaşılması, kamuoyunda Encümen-i DaniÅŸ’in Ergenekon’un üst kurulu olup olmadığı tartışmasını baÅŸlattı. Encümen-i DaniÅŸ, emekli üst rütbeli subaylar, bürokratlar, diplomatlar ve eski siyasetçiler gibi yüksek profilli kiÅŸilerden oluÅŸuyor. Encümen üyeleri iki haftada bir yapılan gizli toplantıları kabul etti, ama Encümen ile Ergenekon arasındaki iliÅŸkiyi reddetti.[64]
​
11.Dalga operasyonlar
22 Ocak 2009 - Ankara ve Ä°stanbul'da düzenlendi. Türk Metal Sendikası Genel BaÅŸkanı Mustafa Özbek, araÅŸtırmacı Erhan Göksel, Elazığ Emniyet MüdürlüÄŸü Özel Harekat Åžube Müdürü Ayhan Atabek ve Emniyet Amiri Servet Kaynar'ın da aralarında bulunduÄŸu 11'i polis 18 zanlı ile 8 muvazzaf subay gözaltına alındı. Mustafa Özbek, 10 polis ile muvazzaf subaylardan 7'si tutuklandı.[65]
​
08 Mart 2009 - Ölüm kuyuları açıldı.[66]
​
8 Mart’ta, Diyarbakır Savcılığı’nın talebi üzerine, Şırnak Cizre’de, ölüm kuyusu olarak nitelendirilen asit kuyularında incelemeler baÅŸlatıldı. 14 Mart’ta 22 kadar kemik parçası, bir insan kafatası ve bazı kıyafet parçaları bulundu. 23 Mart’ta, bölgede 1990-1996 yılları arasında görev yapmış olan Albay Cemal Temizöz, Kayseri’de tutuklandı.[67]
​
İkinci iddianame hazırlandı - 10 Mart 2009
Ä°kinci iddianame hazırlandı. Yargılama 20 Temmuz’da baÅŸlayacak. 2000 sayfaya yaklaÅŸan iddianame altıncı dalgadan dokuzuncu dalgaya kadar tutuklanan kiÅŸileri içeriyor. Sonraki dalgalar için üçüncü bir iddianame hazırlanacak.[68]
​
>>> Yorumumuz
Savcıların Ergenekon davasını faili meçhulleri de kapsayacak ÅŸekilde geriye doÄŸru götürme gayreti göze çarpıyor. Ama sonuçlara bakıldığında bunu baÅŸaramadıkları görülüyor.
​
2009 – Rektörlerin Tutuklanması
13 Nisan 2009 - 12. Dalga- Rektörler tutuklandı
13 Nisan 2009 Ergenekon soruÅŸturması kapsamında 18 ilde 50 kiÅŸiye ait 83 adreste arama yapıldı. 17 Nisan 2009 Ergenekon soruÅŸturması kapsamında gözaltına alınan 39 kiÅŸiden 8'i tutuklandı. Böylece dava kapsamında tutuklu bulunanların sayısı 111'e yükseldi.BaÅŸkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, Ä°nönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Fatih HilmioÄŸlu, UludaÄŸ Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, 19 Mayıs Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Erol Manisalı, ÇYDD Yönetim Kurulu üyeleri Prof. Dr. AyÅŸe Yüksel, Gökhan Ecevit ve Ömer Sadun Akyaltırık tutuklandıktan sonra Metris cezaevine gönderildi. Zanlılar Terör örgütünü kurmak, yönetmek, Yasa dışı terör örgütü üyesi olmak ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teÅŸebbüs ile suçlanıyor.[69]
​
Poyrazköy – 29 Nisan 2009
20 Nisan 2009 - Ä°stek Vakfı’na ait arazide cephanelik bulundu.[70]
​
Ä°stek Vakfı’na ait Beykoz’daki bir arazide yapılan kazılarda çok sayıda silahlı madde ve patlayıcı ele geçirildi. Vakıf, arazinin askeri bölgeye dahil olduÄŸunu açıklayarak silahların orduya ait olabileceÄŸini ima etti. Fakat bu açıklama 29 Nisan tarihinde Genelkurmay tarafından yalanlandı. Ä°stek Vakfı’nın baÅŸkanı Bedrettin Dalan, Ergenekon Davası’nda firar etti.[71]
​
2008 YAÅž ile Genelkurmay BaÅŸkanlığına atanan BaÅŸbuÄŸ, göreve geldiÄŸi günlerde medyaya sık konuÅŸmayacağını belirtmiÅŸtir ancak aynı BaÅŸbuÄŸ bu beyanından daha bir yıl geçmeden çok önemli darbe soruÅŸturmalarıyla ilgili hukuka aykırı olarak deÄŸerlendirilebilecek beyanlarda bulunur. Kamuoyunu yakından ilgilendiren ve askerlerin ÅŸüpheli olduÄŸu soruÅŸturmayla ilgili ilk önemli açıklamayı 29 Nisan 2009’da yapar. Poyrazköy’de Bedrettin Dalan’ın arazisinde baÅŸlayan kazılarda bulunan 15’i dolu 6’sı boÅŸ LAW silahlarıyla ilgili basın toplantısı yapan Genelkurmay BaÅŸkanı BaÅŸbuÄŸ, boÅŸ LAW silahlarının niçin gömüldüÄŸünü anlamadığını söyler. BoÅŸ bir LAW silahıyla basın toplantısı yapması ayrıca dikkat çekicidir. BaÅŸbuÄŸ, boÅŸ LAW silahlarından birini eline alarak “ArkadaÅŸlar bu LAW deÄŸil, boru” demesi tartışılır. [72]
​
4 Haziran 2009 - 13.Dalga
BeÅŸ ÅŸehirde eÅŸzamanlı olarak yapılan onüçüncü dalga operasyonunda 16sı asker 20 kiÅŸi tutuklandı. Tutuklanan askerlerin Poyrazköy’deki cephanelik ile ilgili olarak tutuklanan Yüzbaşı Levent PektaÅŸ ile irtibatlı oldukları sanılıyor.[73]
​
Ä°rtica ile Mücadele Eylem Planı – 12 Haziran 2009
12 Haziran 2009 - Taraf Gazetesi AKP’yi ve Gülen grubunu bitirmeyi hedefleyen bir askeri eylem planını yayınladı.[74]
​
BaÅŸbuÄŸ ikinci önemli müdahale içeren açıklamayı da 12 Haziran 2009’da “Ä°rtica ile Mücadele Eylem Planı” belgesiyle ilgili olarak yapar. 26 Haziran 2009’da konuÅŸan BaÅŸbuÄŸ, daha sonra ıslak imzalı orijinali ortaya çıkan ve Adli Tıp Kurumu’nca gerçekliÄŸi tespit edilen bu belgeyi “kağıt parçası” olarak niteler. Hemen sonra da, bu konuda askeri savcılığın yürüttüÄŸü soruÅŸturma takipsizlikle sonuçlanır. Ancak daha sonra belgenin ıslak imzalı aslı ortaya çıkınca askeri savcılık tarafından tekrar soruÅŸturma açılıp, ihbar mektubunda Hasan IÄŸsız gibi komutanların sorumluluÄŸu olduÄŸu ifade edilse de davada sadece Albay Dursun Çiçek yargılanıp mahkum edilir.[75]
​
“Ä°rtica ile Mücadele Eylem Planı isimli 6 sayfalık fotokopi belgede, öÄŸrenci evlerine silah konulması, hükümeti irticai faaliyetlerinin odağı ÅŸeklinde gösterme amaçlanmaktadır. Genelkurmay karargâhında Bilgi Destek Åžubesi’nde görevli Albay Dursun Çiçek imzalı belge, ortaya çıktığında büyük yankı yapar. Ä°ki hafta sonra basın karşısına çıkan dönemin Genelkurmay BaÅŸkanı Ä°lker BaÅŸbuÄŸ, “Ä°rtica ile Mücadele Eylem Planı”nın fotokopi olmasından hareketle hukuken geçersiz olup “kağıt parçası” hükmünde olduÄŸunu söyler… Tanık erlerin savcılığın aldığı ifadelerine göre, Tarafta haber yayınlanır yayınlanmaz karargâhta belge temizliÄŸi yapılmıştır. Cuma günü baÅŸlanan kağıt kırpma iÅŸlemleri bütün gece sürmüÅŸ ve ancak Cumartesi öÄŸleden sonra bitmiÅŸtir. Tatil günü ve gece yarısı yapılan bu mesai erleri de ÅŸaşırtmış hatta bu durum yakınları ile yaptıkları telefon görüÅŸmelerine de yansımıştır. [76]
​
30 Haziran 2009 - Dursun Çiçek ve sekiz albayın ifadesi alındı.[77]
​
1 Temmuz 2009 AK Parti ve Gülen'i bitirme planı ile ismi gündeme gelen Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek Örgüt üyeliÄŸi ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin görevini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teÅŸebbüs suçlamasıyla tutuklandı. 14. Ağır Ceza Mahkemesi bu defa 2’ye 1 oy çokluÄŸuyla Albay Çiçek’in ‘Ä°kametgahına göre kaçma ÅŸüphesi yok’ gerekçesiyle tahliyesine karar verdi. Böylece Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'in 18 saat süren tutukluluk hali sona erdi.[78]
​
>>> Yorumumuz
Davada tartışma önce belgenin ıslak imzası olup olmadığına, daha sonra da ıslak imzanın sahte olup olmadığına gelip dayanmıştı. Kanaatimiz, ıslak imzanın sahte, ama belgenin gerçek olduÄŸu yönünde. Karargâh'ın bu tip faaliyetlerde daha önce hiç bulunmadığı söylenemez. Hatta, diÄŸer bölümlerde görülebileceÄŸi gibi, o günlerde bu konularla ilgilenmeyen karargah ciddi bir mahalle baskısı altında bırakılıyordu. Dursun Çiçek de görevi icabı sıradan birisi deÄŸil. Eski adı Psikolojik Harekat yeni adı Bilgi Destek Dairesi BaÅŸkanlığı’nda yöneticisi olarak görev yapıyordu.
​
Hanefi Avcı:
Ülkemizde ise yıllardan beri Genelkurmay, MGK, MÄ°T içerisinde ve hatta Emniyet teÅŸkilatı içerisinde farklı adlarla da olsa psikolojik harekât birimleri mevcuttur....önce psikolojik harekât, daha sonra toplumsal iliÅŸkiler dairesinden baÅŸlayarak yıprandıkça isim deÄŸiÅŸtiren ve en son Bilgi Destek Komutanlığı adı ile Silahlı Kuvvetler içerisinde yapılanmalar devam etmektedir. [79]
​
2009 DiÄŸer GeliÅŸmeler
25 Haziran 2009 - Askere sivil yargı yolunu açan düzenleme meclisten geçirildi.[80]
​
AB uyum kriterlerini saÄŸlamak için Türk Ceza Kanunu’nda yapılan deÄŸiÅŸiklikle askeri personel barış zamanında sivil mahkemelerde yargılanacak. Bu deÄŸiÅŸiklik darbe teÅŸebbüsünde bulunan askeri personelin de sivil mahkemelerde yargılanmasını gerektiriyor. Yasanın getirdiÄŸi bir diÄŸer deÄŸiÅŸikliÄŸe göre de, siviller savaÅŸ ve olaÄŸanüstü hal durumu haricinde askeri mahkemelerde yargılanamayacak.[81]
​
Ertesi gün düzenlediÄŸi basın konferansında Genelkurmay BaÅŸkanı Ä°lker BaÅŸbuÄŸ hem Taraf gazetesinde yayınlanan eylem planı, hem de Türk Ceza Kanunu’nda yapılan deÄŸiÅŸikliklerden askeriyenin duyduÄŸu rahatsızlığı ilan etti.[82]
​
18 Temmuz 2009 - Anayasa Mahkemesi, üye Osman Paksüt’ün yargılanmasına izin vermedi.[83]
Anayasa Mahkemesi Cuma günü verdiÄŸi kararla, BaÅŸkanvekili Osman Paksüt’ün Ergenekon sanıkları ile iliÅŸkisi ve bu sanıklara bilgi sızdırmak suçundan yargılanmasına gerek olmadığına hükmetti. Mahkeme Paksüt’ün bilgi sızdırdığının anlaşılmasına raÄŸmen bu konuda ele geçen belgeler yasal yollardan toplanmadığı için Paksüt’ün yargılanamayacağına hükmetti.[84]
20 Temmuz 2009- Üçüncü Ä°ddianame mahkemeye sunuldu.
Ergenekon savcıları üçüncü Ergenekon Ä°ddianamesi’ni, Ergenekon davasına bakan 13. Ä°stanbul Ağır Ceza Mahkemesine sundu. Üçüncü iddianame 1454 sayfadan oluÅŸuyor ve 37 si halen tutuklu bulunan 52 sanığı içeriyor. Bu iddianameye dahil olan sanıklar 10 Ocak 2009 ila 17 Nisan 2009 arasında tutuklanmışlardı. (11. Dalga ve sonrasında)[85]
​
3 Ağustos 2009 Danıştay Saldırısı davası ile Ergenekon davası resmen birleştirildi.[86]
2010
Balyoz Davası - 22 Şubat
Balyoz Ortaya Çıkıyor – 20 Ocak 2010
Taraf gazetesi 20 Ocak 2010 tarihinde "Fatih Camii Bombalanacaktı" manÅŸetiyle çıktı. Gazetenin sürmanÅŸetindeki baÅŸlık ise "Darbenin adı Balyoz" ÅŸeklindeydi.[87]
​
Ä°ddiaya göre darbe planı dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin DoÄŸan'ın liderliÄŸindeki cunta tarafından hazırlanmıştı ve darbe ortamı yaratmak için de Fatih ve Beyazıt camilerine cuma günü bombalı saldırı düzenlenecekti![88]
​
Kamuoyu Balyozdan Haberdar Oluyor – 29 Ocak 2010
29 Ocak 2010’da “Taraf yazan Mehmet Baransu’nun bir bavul dolusu belge ve kayıtları Ä°stanbul Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına götürmesiyle baÅŸlayan Balyoz surecinde, iddianame 6 Temmuz 2010’da hazırlandı yargılama 16 Aralık 2010’da baÅŸladı.[89]
​
Balyoz Davasında Gözaltılar
22 Åžubat 2010’da ise ilk operasyon yapıldı ve belgelere göre “Balyoz sıkı yönetim komutanı” olan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin DoÄŸan, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ä°brahim Fırtına, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun’un da aralarında bulunduÄŸu 48 emekli asker gözaltına alındı.[90]
​
Gölcük Donanma Komutanlığında Ele Geçirilenler
Ä°hbar üzerine 6 Aralık 2010’da Gölcük Donanma Komutanlığı’nda yapılan aramada içinde Balyoz darbe planı eklerinin de yer aldığı 9 çuval belge bulundu.[91]
​
Karar – 20 Eylül 2012
Balyoz davası 20 Eylül 2012’de karara baÄŸlandı, mahkeme gerekçeli kararını 7 Ocak 2013’te açıkladı.Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 9 Ekim 2013 günü Balyoz davasında 237 sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararlarını düzelterek kabul etti; 88 sanığın tahliyesine karar verdi, 36 sanık hakkındaki beraat ve 113 sanık hakkındaki mahkûmiyet kararını onadı.[92]
​
Kararın Bozulması - 18 Haziran 2014
18 Haziran 2014’te Balyoz davasına iliÅŸkin 230 bireysel baÅŸvuruyu birleÅŸtirerek tek dosya üzerinden inceleyen Anayasa Mahkemesi, oy birliÄŸiyle dijital deliller ve tanık dinlemeleri bakımından sanıkların haklarının ihlal edildiÄŸine karar verdi.[93]
​
Bu karar sonrası Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Balyoz’da hüküm giyen cezaevindeki tüm sanıkların tahliyesini kararlaÅŸtırdı ve yeniden yargılama kararı verdi. Balyoz davası, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden baÅŸladı.[94]
​
Sanıkların ısrarla tanık olarak dinlemelerini istedikleri dönemin genelkurmay baÅŸkanı Hilmi Özkök ve kara kuvvetleri komutanı Aytaç Yalman, Balyoz davasının yeni sürümünde kilit tanıklar oldular.[95]
​
Balyoz Gerçek DeÄŸil mi?
Åžamil Tayyar:
Ä°lker BaÅŸbuÄŸ’un 2014 yılının başında “Suçlamalara Karşı Gerçekler” ismiyle yayımladığı kitapta, “Aytaç PaÅŸa’nın yerine Edip PaÅŸa olsaydı, ne Ergenekon olurdu ne Balyoz olurdu demesi, Yalman ve BaÅŸbuÄŸ arasındaki kavganın, TSK bünyesinde ekipler arası çatışma boyutunu da göstermektedir.[96]
​
Yalman’ın BaÅŸbuÄŸa cevabı bir o kadar sertti: “Ben bu semineri başından beri engellemeye, durdurmaya çalışmış bir insanım. Beni itham edecek ÅŸekilde konuÅŸunca ‘Haddini aÅŸtın sen!’ dedim. Bu gelmeseydi, falanca gelseydi bunlar olmazdı diyorsun. Beni itham altında bırakıyor. [97]
​
Yalman, verdiği bu cevapla esasında Balyoz un varlığını da teyit etmektedir.[98]
​
Kaldı ki iddia edildiÄŸi gibi Balyoz dosyası içinde bazı kayıtlar sahte çıkabilir, bazı belgelerde oynamalar olabilir, usul hataları yaÅŸanabilir ama binlerce sayfa doküman ve ses kayıtlarının tamamı için “sahte” muamelesi yapmak, gerçekleri örtmeye yetmez.[99]
​
“Darbe Günlükleri” Sahte mi?
Åžamil Tayyar:
“Darbe Günlükleri” davaya konu olan iddiaları teyit etmiÅŸtir. Günlükler, özü itibarıyla doÄŸrudur. Gazetecilik yaptığım dönemde Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek beni arayarak yaptığı özel açıklamada, harp okulunda öÄŸrencilik yıllarından beri günlük tuttuÄŸunu ifade etmiÅŸ, ÅŸöyle demiÅŸti:[100]
​
"Ben sıkıntı olabileceÄŸi kaygısıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığından emekli olduÄŸum gün, kendi makam odamdaki bilgisayarımdan bu günlüklerin tamamını sildim. Daha sonra ortaya çıkan bu kayıtlara baktığımda birileri benim kayıtlarıma girmiÅŸ, konjonktürel geliÅŸmeleri de ekleyerek bunu yayımlamış olabilir.”[101]
​
>>> Yorumumuz
Balyoz davası da hukuki delilleri ne durumda olursa olsun, bizim açımızdan gerçek bir olaydır.
​
İnternet Andıcı
Komutanlar, Hükümeti Ä°nternet’le Andıçlamış – 2 AÄŸustos 2010
H.BüÅŸra Erdal:
Kasım 2009’da Ä°stanbul Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına Genelkurmayın ‘kara propaganda yapılarak kamuoyunu yönlendirmeyi amaçladığı’ sitelere iliÅŸkin bir ihbar maili gönderilir. Ä°hbar metninde, 1. Ordu Komutanı Hasan IÄŸsız imzalı andıç ve bu kapsamda hazırlanan internet sitelerinin isimleri vardır.[102]
​
Ergenekon soruÅŸturmasını yürüten Savcı Öz, bu ihbarla harekete geçer. Mahkeme kararıyla 5 kiÅŸinin ev ve iÅŸ yerinde yapılan aramalarda Ä°kinci Ergenekon Ä°ddianamesi sanığı biliÅŸim uzmanı emekli Albay Hasan Ataman Yıldırım’da ‘hayhay’ isimli bir belge ele geçirilir. Bu belgede psikolojik harp için kurulan sitelerle ilgili birçok önemli bilgi yer almaktadır. ÇoÄŸunluÄŸu irtica eksenli olmak üzere Kürt, Ermeni ve Rumları hedef alan 35 internet sitesi vardır ve biliÅŸim uzmanı emekli Albay Yıldırım tarafından kurulup, faaliyete geçirilmiÅŸtir. Türkçe ve Ä°ngilizce yayın yapan oldukça kapsamlı bir arÅŸive sahip olduÄŸu belirlenen web siteleri tek bir mail adresinden yönlendirilmektedir.[103]
​
Orgeneral HaÅŸan IÄŸsız imzalı “internet andıcı” belgesi Genelkurmay BaÅŸkanı’na da arz edilmiÅŸtir. Korgeneral Mehmet Eröz, andıcın Genelkurmay BaÅŸkanı BaÅŸbuÄŸ’un bilgisi dahilinde hazırlandığını her aÅŸamada söyler. Bu geliÅŸmeler üzerine savcı, andıçta ismi, parafı yer alanları ÅŸüpheli olarak ifadeye çağırır. Ä°lk ifadesine baÅŸvurulan isim de Dursun Çiçek olur. Çiçek, savcıya internet sitelerinin psikolojik harp ve propaganda amacıyla Milli Savunma Bakanlığı’nın izni alınarak Genelkurmay BaÅŸkanlığınca açıldığını ve bu sitelerde beyaz propaganda yapıldığını söyler. Kendisi de aynı birimde görevli olan Çiçek, savcıya irtica.org isimli siteyle ilgili de “Ä°rtica” konusunun Genelkurmay 2. Bilgi Destek Åžube MüdürlüÄŸü’nün alanı olduÄŸunu anlatır. …hâkim, Çiçek’e “Psikolojik harekât amacıyla kurulan sitelerin talimatı kimden geldi? HaÅŸan IÄŸsız ya da daire baÅŸkanı Mustafa Bakıcı’dan talimat geldi mi?” diye sorar. Çiçek, bu soruya IÄŸsız’ın 2008 yılında göreve geldiÄŸini ancak sitelerin talimatının 2000 yılların başına dayandığını iddia eder. Zaten sonraki süreçte bütün sanıkların savunması bu minvalde olur ve sitelerin izni eski baÅŸbakan Bülent Ecevit zamanında çıkarılan bir genelgeye dayandırılır.[104]
​
Her ne kadar ihbar maili ve ekindeki andıç Kasım 2009’da adli makamlara ulaÅŸsa da, savcılık 2 AÄŸustos 2010’a kadar harekete geçmez. O tarihte, Çiçek’in baÄŸlı olduÄŸu Tümgeneral Mustafa Bakıcı ve Genelkurmay karargâhında birlikte faaliyet yürüttüÄŸü diÄŸer ÅŸube müdürlerinin de sorgulanmasına karar verilir. Orgeneral HaÅŸan IÄŸsız (Genelkurmay Ä°kinci BaÅŸkanı), Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet OtuzbiroÄŸlu (MEBS BaÅŸkanı), Korgeneral Ä°smail Hakkı Pekin (Genelkurmay Ä°stihbarat BaÅŸkanı), Korgeneral Mehmet Eröz (Genelkurmay Harekât BaÅŸkanı), TuÄŸgeneral Hıfzı Çubuklu (Genelkurmay Adli MüÅŸaviri), Tümgeneral Mustafa Bakıcı (Bilgi Destek Daire BaÅŸkanı), Albay Orhan Güçlü (Genelkurmay Bilgi Destek Daire BaÅŸkanlığı Grup Kısım Amiri), Albay Sedat Özüer (1. Bilgi Destek Åžube Müdürü), Albay Ziya Ä°lker GöktaÅŸ (2. Bilgi Destek Åžube Müdürü), Albay Dursun Çiçek (3. Bilgi Destek Åžube Müdürü), Albay Hulusi Gülbahar (4. Bilgi Destek Åžube Müdürü), Albay Cemal GökçeoÄŸlu (Bilgi Destek Åžube Müdürü) ve Yüzbaşı Murat Uslukılıç (Bilgi Destek Dairesi Ä°nternet Destek Kısım Amiri) ifadeye çaÄŸrılır. Bu, Ergenekon sürecinde bir ilktir. Ä°lk kez, bu kadar üst rütbede olan asker bir arada ÅŸüpheli olmaktadır. Savcılık, ÅŸüphelilere 3 günlük süre verir ama onlar direnir ve gelmez. Aradan 10 gün geçmesine raÄŸmen askerler ifadeye gelmeyince savcı, haklarında yakalama kararı çıkarılması için mahkemeye baÅŸvurur. Orgeneral HaÅŸan IÄŸsız, kalp sorunu ile ilgili doktor raporu almış ve ifadeye gelmemiÅŸ, ama bu 10 günlük sürede raporun da süresi dolmuÅŸtur. Savcının yakalama talebi de tam bu sürenin bitiminde yapılır. Resmiyette diÄŸer subayların aslında sorguya gelmelerini engelleyen bir durumları yoktur, sadece direnmektedirler.[105]
​
Ä°smet Berkan:
…siteler, Genelkurmay Psikolojik Harekât Dairesi’nin yeni ismi olan Bilgi Destek Åžubesi tarafından iÅŸletilmiÅŸ, içlerine propaganda maksatlı yalan haberler, yönlendirme yazılar konmuÅŸtu.[106]
​
Bu zaten çok vahim bir durumdu, bir devletin kendi vatandaşına yalan haber yaymak için bu kadar örgütlü bir iÅŸ becermesi yani. Ama vahameti artıran bir baÅŸka durum daha vardı. Genelkurmay tarafından kurulup iÅŸletilen bu sitelerden www.irtica.org adresinde yayımlanan bazı yalan haber ve bilgilerin 2008’de Ak Parti aleyhine açılan kapatma davasında Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcısı tarafından delil olarak kullanılmasıydı. Zaten bu site, mevcut hükümete karşı belden aÅŸağı muhalefet yürütme sitesiydi.[107]
​
Andıç ortaya çıktıktan sonra Genelkurmay BaÅŸkanlığı bir açıklama yaparak andıcın sahte deÄŸil gerçek olduÄŸunu kabul etti ve kendini ilginç biçimde savundu: “Biz bu internet sitelerini hükümetten aldığımız talimat gereÄŸince kurduk.”[108]
​
Bu sözlere hükümet çok sert tepki gösterdi: “Hayır, bizim böyle bir talimatımız yok.”[109]
​
Kısa sürede talimatın 2000 yılında BaÅŸbakan Bülent Ecevit tarafından verildiÄŸi ortaya çıktı. O yazışmayı tam göremediÄŸimiz için Ecevit’in “Devlet eliyle ve devlet parasıyla Türk milletine yalan söyleyin” mi dediÄŸi, yoksa daha genel bir ifadenin genelkurmay tarafından geniÅŸ yorumlanıp sonunda Türk milletine karşı yalan haberlerle yapılan dezenformasyon ve psikolojik savaÅŸa hukuki dayanak mı yaratıldığı tam anlaşılamadı.[110]
​
Andıç SoruÅŸturması Öz’den Alındı
H.BüÅŸra Erdal:
Savcı öz, direnir direnmesine ama sonraki aÅŸamada bir üst yetkili olarak Ä°stanbul BaÅŸsavcısı Aykut Cengiz Engin devreye girer. Engin, Ä°nternet andıcı ve beraberindeki dosyaları Savcı öz den alır.[111]
​
BaÅŸsavcı Engin’in, eski kuvvet komutanları özden Örnek, Ä°brahim Fırtına, eski Adalet Bakanı Seyfı Oktay’ın ÅŸüpheli olduÄŸu ‘yargıyı etkileme’ soruÅŸturmalarını gene bu genelge ile Savcı Öz’den aldığı ÅŸeklindeki bilgi de o sıralarda kamuoyuna yansır. Son olarak da ‘Ä°nternet Andıcı’ soruÅŸturması yine aynı gerekçeyle BaÅŸsavcı Vekili Turan Çolakkadı’ya verilir.[112]
​
Hakkında yakalama kararı çıkan emekli askerler Ergenekon duruÅŸmaları yapılırken kendileri mahkemeye gelerek teslim olurlar. Sanıkların teslim olurken verdikleri ifadeler de hep Ä°lker BaÅŸbuÄŸ’u adres gösterir. Orgeneral Hasan IÄŸsız, Ä°stanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşına çıktığında suçlamalara iliÅŸkin konuÅŸmayıp sözü avukatına bırakır. Avukatı Orhan Önder de, savunmasında andıcın hiyerarÅŸik yapı içinde hazırlanıp en üst makama sunulduÄŸunu söyleyerek o dönemin Genelkurmay BaÅŸkanı Ä°lker BaÅŸbuÄŸ’u iÅŸaret eder. Dava açılmadan önce Haziran 2011’de savcıya ifade veren Albay Dursun Çiçek de, her ÅŸeyin emir komuta zinciri içinde yapıldığını savunmuÅŸtur. Bu ifadeler ışığında soruÅŸturmanın Ä°lker BaÅŸbuÄŸ’a uzanması sürpriz olmaz.[113]
​
Nitekim Ä°stanbul 13. Ağır Ceza mahkemesi, 31 Aralık 2011 tarihli duruÅŸmada emekli Genelkurmay BaÅŸkanı Ä°lker BaÅŸbuÄŸ hakkında “gereÄŸi yapılsın” diye savcılığa yazı yazacak; yani BaÅŸbuÄŸ hakkında “suç duyurusu” niteliÄŸinde bir ara karar verilecektir.[114]
​
Başbuğ da Andıca Girer
H.BüÅŸra Erdal:
BaÅŸbuÄŸ ismi önemlidir, çünkü Türkiye Cumhuriyeti yargı tarihinde “darbe” suçundan ilk kez yargı önüne çıkan bir Genelkurmay BaÅŸkanı vardır artık.[115]
​
BaÅŸbuÄŸ 5 Ocak 2012’de adliyeye gelir. 12. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Vedat Dalda, BaÅŸbuÄŸ’un tutuklanmasına karar verir.[116]
​
Sanıkların bu ifadeleri ve naip hakimin binlerce sayfalık raporu da göstermekte ki, TSK’da andıç rutin bir çalışma veya bir gelenek. Hükümete karşı site kurup, aleyhte propaganda için haberler yayınlamak normal karşılanılan bir hal ve TSK’daki asıl sorunun andıç örneÄŸinde de kendini gösteren bir “zihniyet” ve hukuk dışında sürdürülen “faaliyet” sorunu olduÄŸu bir kez daha karşımıza çıkıyor.[117]
​
>>> Yorumumuz
Hukuki belgeye ihtiyaç bile duymuyoruz. GeçmiÅŸ olaylardan edindiÄŸimiz kanaat, olayın gerçek olmasının çok yüksek bir ihtimal olduÄŸudur. Bu arada Dursun Çiçek'in yine sahnede olması önemli.
2011
Tartışmalı Davalar
Oda TV Davası – 14 Åžubat 2011
14 Åžubat 2011'de gazeteci Soner Yalçın, Barış TerkoÄŸlu, Barış Pehlivan … gözaltına alındı.[118]
​
Oda TV soruÅŸturmasının 2'nci dalgası 3 Mart 2011'de baÅŸladı…gazeteciler Nedim Åžener, Ahmet Şık, DoÄŸan Yurdakul, Müyesser Yıldız. Prof.Dr. Yalçın Küçük, ÇoÅŸkun Musluk, Sait Kılıç çıkartıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. [119]
​
Gazetecilerin tutuklanmalarının ardından kamuoyunda oluÅŸan tepki büyürken, Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, soruÅŸturmadaki görevinden 30 Mart 2011'de alındı. Savcı Zekeriya Öz, Ä°stanbul Adliyesi'ne BaÅŸsavcı Vekili olarak atandı. [120]
​
Oda TV soruÅŸturmasının sürpriz sanığı ise eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı oldu. Devrimci Karargah soruÅŸturması kapsamında daha önce tutuklanan Hanefi Avcı bu soruÅŸturma kapsamında da tutuklandı. Yurtdışı görevinde bulunan MÄ°T mensubu KaÅŸif KozinoÄŸlu ise Türkiye'ye dönmesinin ardından 10 Mart'ta çıktığı mahkeme tarafından tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderildi. [121]
​
RuÅŸen Çakır:
Elimizdeki verilerin tamamı bize Åžener’in ve Şık’ın Gülen cemaati üzerine yaptıkları çalışmalardan dolayı hayatlarından bir yıla yakın bir süreyi cezaevinde geçirdiklerini gösteriyor. Peki, elimizdeki veriler nelerdir? Ä°lk olarak Hanefi Avcı’nın başına gelenler bize Cemaat ile ilgili bir kitap yazmanın ne gibi riskler içerdiÄŸini gösterdi.[122]
​
Casusluk Davaları – 23 Åžubat 2011
Åžamil Tayyar:
300’den fazla askerî personelin casuslukla suçlandığı Ä°stanbul ve Ä°zmir merkezli iki ayrı soruÅŸturma, Ergenekon sürecinin gölgesinde kaldı.[123]
​
Ä°stanbul’daki operasyon 28 Nisan 2010’da gönderilen bir elektronik ihbar mektubuyla baÅŸladı. Yaklaşık bir yıl süren teknik takip ve dinlemelerden sonra harekete geçen Ä°stanbul Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı, 23 Åžubat 2011 günü dava açtı, ilk duruÅŸmada 16 sanık tutuklandı, 56 sanık tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.[124]
​
Ä°zmir Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı tarafından baÅŸlatılan soruÅŸturma da yine aynı yöntemle, 10 AÄŸustos 2010'de Ä°zmir Emniyet MüdürlüÄŸüne gönderilen bir elektronik ihbar mektubuyla oluÅŸturuldu. Bu davada 88’i tutuklu 357 kiÅŸi yargılandı.[125]
​
Cumhuriyet tarihi boyunca iki, üçü geçmeyen ve birkaç kiÅŸiyle sınırlı casusluk davalarından sonra 300’den fazla askerî personelin casuslukla suçlandığı bu dava dünya tarihine geçti. Teknik olarak bu kadar casusun TSK içinde örgütlü bir yapı kurup varlıklarını sürdürmeleri mümkün deÄŸildir. [126]
​
Bu dava sonrası sicilleri bozulan veya emekliye ayrılanların yerine TSK kademelerinde Cemaat müntesiplerinin hızla yuvalanması, bu konuda samimi olmadıklarının en önemli göstergesidir. Birçok davada olduÄŸu gibi casusluk davasında da kendi özel hesaplarını görmüÅŸler.[127]
​
Hanefi Avcı:[128]
Cemaat, bu büyük davalarda kendisine hasım gördüÄŸü insanları bertaraf ediyor, artık bunlarla tek tek uÄŸraÅŸmak yerine Ä°zmir Casusluk davasında daha büyük bir adım atıyordu.
​
Bu davada bazı rütbeli askerlerin uygunsuz iliÅŸkileri ve küçük yolsuzlukları abartılarak oluÅŸturulan uydurma delillerle yüzlerce denizci subayın yanı sıra Maliye’den, Ä°çiÅŸleri Bakanlığı’na, askeri kurumlardan BDDK’ya kadar önemli devlet kurumlarında çalışan binlerce insan yargılandı. Yine bu kumrularda bulunan Cemaat mensuplarının verdiÄŸi veya istihbarat birimlerinin topladığı bilgiler, bilgisayarlara yazılmış; bunlar, FuhuÅŸ, Casusluk ÅŸebekesinin topladığı bilgiymiÅŸ gibi arama sırasında evlerde “bulunmuÅŸ” gösterilerek, dijital delil olarak iÅŸleme konulmuÅŸtu. Bu yöntemle on beÅŸ binden fazla insan hakkında bilgi toplanıp, dosyalara yazıldı.
​
… iyi bakıldığında kamu kurumlarında çalışan binlerce insan hakkında bilgi toplamak, birkaç kiÅŸi tarafından deÄŸil ancak tüm devlet kurumlarıyla iliÅŸkisi olan devasa bir teÅŸkilat tarafından yapılabilecek bir iÅŸti. Yüzlerce insanın, askerin, Deniz Kuvvetleri mensubunun tutuklanması ve davanın yürümesi bir yana, “bilgisayarda bulundu” denilen, Ä°stanbul’da, özellikle de Ankara’da bulunan kamu kumullarındaki belli kiÅŸiler hedef gösterilmek üzere, özel hayatlarına ve faaliyetlerine dair bilgiler dokümanlara konulmuÅŸtu. Bu çok açıktı, tüm kamu kurumlarında bulunan Cemaat mensupları kendileri için Cemaat’in hoÅŸuna gitmeyen ve sevmediÄŸi insanların bilgilerini toplamış, Cemaat’e vermiÅŸ, onlar da bunları bir database’e yazarak bilgisayarların içine koymuÅŸtu.
​
Davadaki anormalliÄŸe etkili üslubuyla dikkat çeken diÄŸer kiÅŸi ise Yılmaz Özdil’di:[128]
... Ä°hbar mektubunda elebaşı görünen adamın evi basıldı. Siidi bulundu. Tıpkı Ergenekon'da Balyoz'da olduÄŸu gibi, bu siidi'de de subayların isim listesi vardı! Siidi'deki ÅŸemaya göre, fuhuÅŸ yoluyla ÅŸantaj yapılan subaylar, devletin gizli bilgilerini veriyordu.
​
...Genç subaylarla aÅŸna fiÅŸne yapan 22 yaşındaki bi kızın evi basıldı. Kızın bilgisayarında "bycasus" isimli belge bulundu iyi mi! Casus filmlerinde zaten olmaz ama böylesi komedi filmlerinde bile olmaz. Casusluk ÅŸebekesi, casusları, casus isimli belgeye yazmıştı. Ki, maazallah "yazmazsak, unuturuz casus isimlerini" diye herhalde!
​
Åžakır ÅŸakır tutuklama baÅŸladı; teÄŸmen, yüzbaşı, albay, amiral'e kadar.
​
Tutuklanan subayların o kızla veya bir baÅŸka kadınla çekilmiÅŸ görüntüsü, fotoÄŸrafı var mı? Yok. Telefonla görüÅŸmüÅŸ- lükleri var mı? Yok. Cepten mesaj? Yok. Ä°nternetten yazışmışlıkları var mı? Yok. Kız veya bi baÅŸka kadın, ben bunlarla yattım diyor mu? Demiyor. Tanıyorum diyor mu? Demiyor. Subaylarda ele geçirilmiÅŸ devlete ait belge var mı? Yok. Para trafiÄŸi tespit edilmiÅŸ mi? EdilmemiÅŸ. Kurye yakalanmış mı? Yakalanmamış. Tanık var mı? Yok. Gizli tanık? Yok. Hangi devlete bilgi verilmiÅŸ? O da yok.
​
E, ne var? Elebaşı denilen adamın evindeki siidi'de isimleri var.
​
Elebaşı siidi için ne diyor? Benim deÄŸil diyor. Subayları tanıyor mu? Tanımıyor. Telefon, internet, yüz yüze, herhangi bi yolla irtibat tespit edilmiÅŸ mi? EdilmemiÅŸ. Ayrıca... Elebaşı Marmaris'te, kız Ä°zmir'de ama subayların yüzde 95'i alakasız ÅŸehirlerden tutuklanıyor. Mersin, Kocaeli, Çanakkale, Ankara, Anadolu'nun dört bi tarafından toplanıp toplanıp Ä°zmir'e getiriliyor...
​
Çürük elma yok mudur? Elbette vardır. Ancak... cumhuriyet tarihi boyunca, sadece 1 rütbeli subay casusluktan hüküm giymiÅŸken... Nasıl olur da, 2010'da aniden 3 bin subay casus olabilir?
​
Diyeceksiniz ki, 3 bin subayı nerden çıkardın, yargılanan subay sayısı 300 küsur... Size öyle geliyor! Savcının bizzat tutuklu subaylara söylediÄŸine göre, söz konusu siidi'de 3 bin subayın ismi var!
​
Siidi bulunuyor ve deniyor ki, siidi'de isminiz var, casusmuÅŸsunuz.
​
…Sadece isim var. Ä°nsan herhalde en önce ÅŸunu sorar... Ne malum o Recep Gül'ün ben olduÄŸum? Memlekette, TSK'da benden baÅŸka Recep Gül yok mu? Var ama, sensin. Niye? Siidi'de isminin yanında TC kimlik numaran yazıyor!
​
Siz hiç adaÅŸlarıyla karıştırılmasın diye, casuslarını TC kimlik numarasıyla kaydeden casusluk ÅŸebekesi duydunuz mu? … subay diyor ki, benimle aynı ismi taşıyan yüzbaşı da var, baÅŸçavuÅŸ da var, ne malum benim olduÄŸum?
​
Şırrak diye siidi'deki TC kimlik numarasını burnuna dayıyorlar... Yani bi tek muhtardan ikametgâh belgesi alıp, siidi'ye koymadıkları kalmış! (26.01.2013)
​
Cumhuriyet tarihi boyunca casusluk iddiasıyla 134 kiÅŸi hakkında iÅŸlem yapılmış, bunlardan sadece iki kiÅŸi hüküm giymiÅŸ, ama son üç yıl içinde 300’den fazla asker hakkında casusluk iddiasında bulunulmuÅŸtu! Yine cumhuriyet tarihinde sadece bir deniz subayı hakkında casusluktan iÅŸlem yapılmış iken yalnız Ä°zmir Casusluk davasında yüzlerce deniz subayı hakkında aynı iddialarda bulunulmuÅŸtur.
​
>>> Yorumumuz
Ergenekon ana davası içinde en çok tartışılan davalar. Zaten, Ergenekon davası gündeme geldiÄŸinde hemen ön plana çıkanlar bu davalarla ilgili haksızlığa uÄŸrayanlar oluyorlar. Sanki Ergenekon davası sadece bu davalardan ibaretmiÅŸ gibi. Özellikle askeri casusluk davası o kadar çok sayıda insanı hedef almış ki, farklı farklı bir sürü insanı ön plana çıkarmak mümkün hale geliyor.
​
Dikkat edilirse, 2011’den itibaren siyasi iradenin Ergenekon davasının gidiÅŸatından rahatsız olduÄŸu için davaya çeÅŸitli ÅŸekillerde müdahil olmaya baÅŸladığı (siyasi irade yargıya müdahil olur mu diye lütfen sormayalım) ve Ergenekon davasının kontrolünün yavaÅŸ yavaÅŸ Cemaatin elinden kaydığının iÅŸaretlerinin ortaya çıktığı görülebilir.
​
Bizim yorumumuz, bu durumun farkına varan cemaatin, dava üzerindeki kontrolü tamamen kaybetmeden önce “fayda getirecek son vuruÅŸları yapma” fikri ile hareket etmiÅŸ olduÄŸudur. Oda TV davasında, cemaate muhalif yazarlar tutuklanırken, casusluk davasında ise askeriyede tasfiye edilip yerine geçmek hedefledikleri kiÅŸilere yönelmiÅŸ görünüyorlar.
​
Yine de Ergenekon tutuklamalarının 2007 yılında baÅŸladığı, bahsedilen davaların ise 2011 yılındaki davalar olduÄŸuna dikkat çekmek istiyoruz.
​
...ve sonuç: Askeri Vesayet Pes Ediyor! – 29 Temmuz 2011
Komutanların İstifası
Askeri Åžûra toplantısına 72 saat kala, cumhuriyet tarihinde ilk kez Genelkurmay BaÅŸkanı ve kuvvet komutanları topluca istifa etti.[128]
​
Genelkurmay BaÅŸkanı Orgeneral Işık KoÅŸaner, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal CeylanoÄŸlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral EÅŸref UÄŸur YiÄŸit'in istifası, Türkiye kadar yurtdışında da ses getirdi.[129]
​
Dönemin Jandarma Genel Komutanı Necdet Özel ise istifa etmedi. Kuvvet komutanlarının istifası üzerine 29 Temmuz 2011 tarihi itibarıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığına atanan özel, aynı saatlerde BaÅŸbakan tarafından da Genelkurmay BaÅŸkan VekilliÄŸi'ne getirildi.[130]
​
Genelkurmay BaÅŸkanlığı görevinden ayrılan KoÅŸaner ise yayınladığı veda mesajında kararının gerekçesini özetle ÅŸöyle aktardı: Åžu anda 173'ü muvazzaf, 77'si emekli olmak üzere 250 general-amiral, subay, astsubay ve uzman jandarma çavuÅŸ, hürriyetlerinden yoksun olarak tutuklu bulunmaktadır. Tutuklamaların evrensel hukuk kaidelerine, hakka, adalete ve vicdani deÄŸerlere uygun olarak yapıldığını kabul etmek, birçok hukukçunun da ifade ettiÄŸi gibi, mümkün deÄŸildir… Genelkurmay BaÅŸkam olarak personelimin hak ve hukukunu koruma sorumluluÄŸumu yerine getirmeme engel olduÄŸundan, iÅŸgal ettiÄŸim bu yüce makamda göreve devam etme imkânını ortadan kaldırmıştır.[131]
​
Dava Hakkında Bazı Eleştiriler
Ergenekon Davasının Torba Haline Getirilmesi
Åžamil Tayyar:
4 Åžubat 2009 tarihinde “Star” gazetesinde yazdığım “Ergenekon’daki Tehlike" baÅŸlıklı makalede, “Ergenekon davasında son zamanlardaki en büyük kaygım, davanın bir torba davaya dönüÅŸtürülme çabasıdır.” dedim. Aynı görüÅŸümü, 10 Åžubat 2009 tarihinde NTV'nin canlı yayınında RuÅŸen Çakır’ın yönettiÄŸi programda dile getirdim. Kullandığım “torba dava” ifadesi, o süreçte çok tartışıldı. Niyetim, bu davanın bir darbe ve hukuk davası olduÄŸunu, intikam davası olmadığını anlatmak, davayı torbaya dönüÅŸtürerek özel hesapların görülmemesi gerektiÄŸine vurgu yapmaktı.[132]
​
Ergenekon davasının, 21 ayrı iddianamenin birleÅŸtirilmesiyle ana davaya dönüÅŸtürülmesi bile “torba dava" kaygımızın ne kadar haklı olduÄŸunu ortaya koymuÅŸtur.[133]
​
Ergenekon’un Tarihi Köklerine Kadar Uzanma Ä°steÄŸi
Åžamil Tayyar:
Bir baÅŸka konu Ergenekon davasının birbiriyle ilintili olmayan ve aralarında baÄŸlantı kurulması güç dosyaları birleÅŸtirmek yerine, Ä°talya’daki gibi hücrelere bölerek kendi düzleminde yargılama yapılmasına dair önerimdi. Ama sorgulamanın 1950’lere kadar götürülmesi düÅŸüncesindeydi: “Ergenekon'un NATO konsepti çerçevesinde kurulan Türk Gladio’su olduÄŸu göz önüne alınacak olur ise eÄŸer, herhâlde kuruluÅŸunu 1950’li yıllara kadar geri götürmek gerekir."[134]
​
Yargılamanın 1999'la sınırlandırılma düÅŸüncesinin sebebi, mahkemede esas alınan Ergenekon ve Lobi yapılanmasının 1999 yılı Ekim ayında kurulduÄŸu iddiasıdır. EÄŸer, mahkemede bu belgelere göre bir yargılama yapılıyorsa davayı 1950’lere kadar götürmenin hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Önceki yıllara ait hukuksuzluklarla ilgili ayrı bir dava açılması öngörülüyorsa elbette bu mümkündür ancak ayrı bir dosya açılması gereklidir. Aksi hâlde, 50 yıl önceki suçlamadan dolayı 24 yaşındaki üst teÄŸmeni yargılama sonucu doÄŸar ki bunun izahı mümkün deÄŸildir.[135]
​
Cemaatin Kendi Özel Hesaplarını Görme Ä°steÄŸi
Åžamil Tayyar:
ÇaÄŸdaÅŸ YaÅŸamı Destekleme DerneÄŸi BaÅŸkanı Türkan Saylan operasyonuna karşı çıkarken bu düÅŸüncelerimizi NTV’de RuÅŸen Çakırla yaptığımız bir programda ifade ettik. Zaten dosyayı okuyunca operasyonun gerekçesi belli oluyordu. Söz konusu dernek, Cemaat mensubu gençlere burs vermiyordu, öÄŸrencileri fiÅŸlemiÅŸlerdi. FiÅŸlemenin savunulur bir tarafı yoktur ancak bu gerekçeyle bir suçtan söz ediliyorsa ilgili TCK hükümlerine göre yargılanmak üzere dosyasının tefrik edilmesi gerekirdi; ama Ergenekon davasına eklediler.[136]
​
Prof. Dr. Yalçın Küçük tutuklandığında tepkimi, “Ben, Yalçın Küçük Ergenekoncu olsa bile gözaltına almazdım.” diye gösterdim.[137]
​
Aynı dönemde, seçimlerden kısa süre önce 17 Mayıs 2011 tarihli Radikal’den Deniz Zeyrek’e yaptığım açıklamada, Nedim Åžener ve Ahmet Şık’la ilgili ÅŸu deÄŸerlendirmeyi yaptım: “Ergenekon bir darbe davasıdır. Darbeyi deÅŸifre etmesi gerekiyor. Nedim Åžener ile Ahmet Şık operasyonuyla soruÅŸturma yoldan yan yollara saptı. Oysa direkt bir numaraya doÄŸru ana yoldan gidilmeliydi. Ahmet Şık ile Nedim Åžener’in tutuklanmasıyla eksen kayması iddiaları da gündeme geldi. Ergenekon davası basılmayan kitabın hayalî sayfalarına hapsedilmeyecek kadar büyük bir davadır.”[138]
​
Yine, Oda TV davasında bir yılı aÅŸkın süre cezaevinde kalan Gazeteci Müyesser Yıldız’la ilgili tepki gösterirken Savcı Zekeriya Öz’ün hata yaptığını ifade ettim. Nitekim 12 Haziran 2011 seçimlerinde milletvekili olduktan sonra Silivri cezaevinde ilk ziyaret ettiÄŸim isimlerden biri, Müyesser Yıldız oldu.[139]
​
Åžimdi daha iyi anlaşılıyor ki Ergenekon’la mücadelede Cemaat, “sulandırma" olarak deÄŸerlendirdiÄŸimiz operasyonlarla kendi özel hesaplarını görmüÅŸtür.[140]
​
Ergenekon Davası Nasıl Algılanmalı?
Sahiden, Ergenekon ve Balyoz çöktü mü?
Åžamil Tayyar:
Paralel Yapı'yla mücadele, yakın siyasi tarihe damgasını vuran Ergenekon ve Balyoz davalarına iliÅŸkin yeni bir tartışmayı baÅŸlattı. MÄ°T ve 17 Aralık operasyonlarının “kumpas” olduÄŸu iddiasını “referans” alan Ergenekon ve Balyoz karşıtları, “Bu iki dava da çöktü, bu dosyalar tümden silinmelidir.” demeye baÅŸladılar.[141]
​
Bir defa altını çizelim: Ä°ki dava da özü itibarıyla birer darbe ve hukuk davasıdır. Usul veya esastan yapılan kimi hatalar, bu davaları darbe baÄŸlamından koparmaz.[142]
​
Ayrıca, Paralel Yapıyla mücadelenin, Ergenekon ve Balyoz iddialarını “aklama” aracı hâline getirilmesi kabul edilemez.[143]
​
Böyle bir yola girilirse yıllardır sürdürülen vesayetle mücadelede ciddi zaaflar oluÅŸur, devlet içinde yeni paralel oluÅŸumlar kaçınılmaz hâle gelir.[144]
​
Bu saptamaların yanında, “yaşı kurunun yanına ekleyen tüm bu hukuksuzluklar, “yaÅŸ”ı ayıklamayı zorunlu kılar ama “kuru”yu masum yapmaz.[145]
​
Eksik ve hatalı yönlerine raÄŸmen, sonuç ne olursa olsun, iddianameye göre, “TSK içindeki derin yapılanma ve sivil uzantıları’ olarak tarif edilen Ergenekon davası, vesayetle hesaplaÅŸmanın yakın tarihteki en önemli hamlesidir.[146]
​
Ergenekon’un inkârı, devlet içindeki bu merkezî ve derin yapının yok sayılması anlamına gelir ki bu tarihe ihanettir.[147]
​
>>> Yorumumuz
Genel kanaatimiz, Ergenekon torba davası içinde, çarpıtmalar, delil uydurmalar, kumpaslar olsa bile çoÄŸu dava gerçek kökenlere dayanmaktadır.
​
Bu bölümde Ergenekon davasını incelemeye çalıştık. Burada bahsedilen, bir hukuk davasıdır. Halbuki diÄŸer bölümlerde iÅŸaret ettiÄŸimiz gibi bu davadan bağımsız olarak Ergenekon adlı bir yapılanma vardır ve bu dava çerçevesinde çok küçük bir bölümüne ulaşılabilmiÅŸtir. Üstelik dava da siyasi olarak kapatılmış görünüyor.
​
Delil yetersizliÄŸi ya da delillerin sorunlu olması hukuken mahkumiyete engeldir ama bu durum olayın olmadığını göstermez. Tarihi süreç, genel resmin çerçevesini çizmek için yeterlidir. Umalım ki dava kapatılırken, siyasi irade Ergenekon'un gerçek yerine çekilmesi konusunda Asker ile anlaÅŸmaya varmış olsun.
​
Ergenekon davası siyasi olarak kapatılmıştır
Dipnotlar
[1]Haliçte YaÅŸayan Simonlar. Hanefi Avcı. Angora:2010
[2]Haliçte YaÅŸayan Simonlar. Hanefi Avcı. Angora:2010
[3]Haliçte YaÅŸayan Simonlar. Hanefi Avcı. Angora:2010
[4]https://tr.wikipedia.org/wiki/Ergenekon_(%C3%B6rg%C3%BCt)
[5] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[6] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[7] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[8] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[9] Operasyon Ergenekon. Åžamil Tayyar. TimaÅŸ:2008
[10] Operasyon Ergenekon. Åžamil Tayyar. TimaÅŸ:2008
[11] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[12] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[13] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[14] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[15] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[16] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[17] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[18] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[19] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[20] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[21] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[22] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[23] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[24] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[25] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[26] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[27] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[28] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[29] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[30]https://tr.wikipedia.org/wiki/Ergenekon_soru%C5%9Fturmas%C4%B1_kronolojisi
[31] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[32]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[33] Operasyon Ergenekon. Åžamil Tayyar. TimaÅŸ:2008
[34]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[35] Operasyon Ergenekon. Åžamil Tayyar. TimaÅŸ:2008
[36] Operasyon Ergenekon. Åžamil Tayyar. TimaÅŸ:2008
[37]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[38]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[39]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[40] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[41] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[42] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[43]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[44]https://tr.wikipedia.org/wiki/Ergenekon_soru%C5%9Fturmas%C4%B1_kronolojisi
[45] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[46]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[47]https://tr.wikipedia.org/wiki/Ergenekon_davalar%C4%B1
[49]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[50]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[51] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[52]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[53]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[54]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[55]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[56]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[57] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[58] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[59]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[60]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[61]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[62]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[63]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[64]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[65]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[66]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[67]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[68]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[69]https://tr.wikipedia.org/wiki/Ergenekon_soru%C5%9Fturmas%C4%B1_kronolojisi
[70]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[71]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[72] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[73]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[74]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[75] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[76] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[77]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[78]https://tr.wikipedia.org/wiki/Ergenekon_soru%C5%9Fturmas%C4%B1_kronolojisi
[79]Haliçte YaÅŸayan Simonlar. Hanefi Avcı. Angora:2010
[80]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[81]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[82]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[83]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[84]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[85]http://www.siyasethane.com/derin-konular/9417-ergenekon-davasi-kronolojisi-1996-2009-a.html
[86]https://tr.wikipedia.org/wiki/Ergenekon_soru%C5%9Fturmas%C4%B1_kronolojisi
[87]Paralel Hat. Ä°hsan TaÅŸçı. Kırmızkedi: 2014
[88]Paralel Hat. Ä°hsan TaÅŸçı. Kırmızkedi: 2014
[89]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[90] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[91] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[92]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[93]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[94]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[95]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[96]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[97]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[98]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[99]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[100]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[101]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[102] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[103] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[104] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[105] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[106]Asker Bize İktidarı Verir mi? İsmet Berkan. Everest: 2011
[107]Asker Bize İktidarı Verir mi? İsmet Berkan. Everest: 2011
[108]Asker Bize İktidarı Verir mi? İsmet Berkan. Everest: 2011
[109]Asker Bize İktidarı Verir mi? İsmet Berkan. Everest: 2011
[110]Asker Bize İktidarı Verir mi? İsmet Berkan. Everest: 2011
[111] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[112] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[113] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[114] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[115] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[116] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[117] Kafası Karışıklar Ä°çin Ergenekon. H.BüÅŸra Erdal. Ufuk: 2013
[118] http://www.hurriyet.com.tr/oda-tv-davasinin-gecmisi-22247508
[119] http://www.hurriyet.com.tr/oda-tv-davasinin-gecmisi-22247508
[120] http://www.hurriyet.com.tr/oda-tv-davasinin-gecmisi-22247508
[121] http://www.hurriyet.com.tr/oda-tv-davasinin-gecmisi-22247508
[122]100 Soruda ErdoÄŸan-Gülen Savaşı. RuÅŸen Çakır. Metis: 2014
[123]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[124]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[125]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[126]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[127]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[128]Cemaat'in İflası. Hanefi Avcı. Tekin: 2015
[129]Paralel Hat. Ä°hsan TaÅŸçı. Kırmızkedi: 2014
[130]Paralel Hat. Ä°hsan TaÅŸçı. Kırmızkedi: 2014
[131]Paralel Hat. Ä°hsan TaÅŸçı. Kırmızkedi: 2014
[132]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[133]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[134]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[135]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[136]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[137]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[138]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[139]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[140]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[141]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[142]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[143]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[144]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[145]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[146]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015
[147]Kripto. Åžamil Tayyar. Elips Kitap:2015