Çin'e Stratejik Bakışlar

DoÄŸu Asya’da Problemler
Brzezinski görüÅŸlerini 1997 yılında yayınladığı “Büyük Satranç Tahtası” adlı kitabında dile getirmiÅŸtir.
Çin’in Çinlilere göre, geçen yüzyıl içinde Japonlar temel düÅŸmanları olmuÅŸtur. Çince “aç ülke” demek olan Rusya’ya uzun zamandır güven kaybedilmiÅŸtir. Artık Hindistan da potansiyel bir rakip olarak görünmüÅŸtür. “KomÅŸumun komÅŸusu müttefikimdir” ilkesi Çin ve Amerika arasındaki jeopolitik ve tarihi iliÅŸkilere uygundur. Ancak, Amerika artık Japonya’nın okyanus ötesindeki düÅŸmanı deÄŸil, yakın müttefikidir. Amerika’nın Tayvan ve pek çok güneydoÄŸu Asya ülkesiyle de yakın baÄŸları vardır. [1]
​
-
Çin güçlendikçe ve Tayvan zenginleÅŸip resmen ayrı bir ulus-devlet statüsü için çabaladıkça Tayvan’ın ayrı statüsüne daha çok kızmaktadır. [2]
-
Güneyde Çin Denizi’ndeki Paracel ve Spratly Adaları, potansiyel deÄŸerli enerji kaynaklarına ulaşım ve Çin’in emperyalist bakış açısıyla Güney Çin Denizi’ni kendi yasal ulusal bölgesi görmesi nedeniyle, Çin ve GüneydoÄŸu Asya devletleri arasında çatışmalara sebep olma riski taşımaktadır. [3]
-
Japonya ve Çin Senkaku Adaları için çekiÅŸmektedir. Japonya ve Çin arasındaki tarihi bölgesel üstünlük rekabeti konuya simgesel önem de katmaktadır. [4]
-
Kore’nin bölünmüÅŸlüÄŸü ve Kuzey Kore’nin doÄŸasında var olan istikrarsızlık, ani bir patlamayla tüm adayı savaÅŸa sürükleme ve bunun sonucunda bu savaÅŸa karışması ve bunun da dolaylı olarak Japonya’yı savaÅŸa dahil etmesi riskini taşımaktadır. [5]
-
1945 yılında Sovyetler BirliÄŸi’nin tek taraflı olarak ele geçirdiÄŸi Kuril Adaları Rus-Japon iliÅŸkilerini felç etmeye ve zehirlemeye devam etmektedir. [6]
-
DiÄŸer gizli toprak ve etnik köken çatışmaları Rusya-Çin, Çin-Vietnam, Japonya-Kore ve Çin-Hindistan sınırlan, Xinjiang Eyaletindeki etnik huzursuzluk ve Çin ile Endonezya arasındaki okyanus sınırlan ile ilgilidir. [7]
Bölgede güç dağılımı da dengede deÄŸildir. Nükleer silah deposu bulunan ve büyük bir ordu gücüne sahip olan Çin bellidir ki bölgedeki baskın askeri güçtür. Elbette Japonya'nın da askeri kapasitesi artmaktadır. Nitelikleri açısından bölgede emsali yoktur. Ancak ÅŸu anda Japonya Silahlı Kuvvetleri Japon dış politikası için bir araç deÄŸildir. Daha ziyade genelde Amerika’nın bölgedeki mevcudiyetinin uzantısı olarak görülmektedir. [8]
​
Son zamanlarda bölgede güç dengelerinin olmayışı, bir-birlerine karşı sakınımlı olan Avustralya ve Endonezya’yı daha fazla askeri iÅŸbirliÄŸini baÅŸlatmaya itmiÅŸtir. Her iki ülke de Çin’in bölgedeki askeri üstünlüÄŸünün uzun vadeli sonuçlarından ve Amerika’nın güvenlik garantörü olarak bölgedeki gücünden duydukları kaygıları gizlememiÅŸtir. Bu endiÅŸe Singapur’u da bu devletlerle daha yakın güvenlik iliÅŸkileri arayışına itmiÅŸtir. [9]
Çin’in Bakış Açısı
Tarih, Çin seçkinlerini, Çin’in dünyanın merkezi olduÄŸu düÅŸüncesine itmiÅŸtir. Çin çok eskilerden beri devasa nüfusuyla farklı ve gururlu bir uygarlık olmuÅŸtur. Bu bakış açısıyla, Çin’in büyüklüÄŸünü yitirmesi bir sapma, Çin’in özel niteliÄŸine saygısızlık, tek tek her Çinliye kiÅŸisel hakarettir. Bu aÅŸağılanma silinmeli ve sorumluları cezalandırılmalıdır. [10]
​
Bu sorumlular, her birinin payı deÄŸiÅŸmekle birlikte, dört devlettir: Büyük Britanya, Japonya, Rusya ve Amerika. Büyük Britanya, Afyon SavaÅŸları ve bunun sonucunda Çin’in itibarını kaybetmesi, Japonya geçen yüzyıl boyunca süren ve Çin halkının korkunç acılar çekmesine sebep olan savaÅŸlar, Rusya kuzeydeki Çin topraklarında süregelen tecavüz ve Stalin’in Çin’in özsaygısına karşı gösterdiÄŸi baskıcı duyarsızlık ve son olarak Amerika Asya’daki mevcudiyeti ve Japonları desteklemekle Çin’in isteklerinin yolunun üstünde durması nedeniyle sorumludur. [11]
​
Çinlilerin bakış açısından bu dört güçten ikisi zaten cezalandırılmıştır. Büyük Britanya artık bir imparatorluk deÄŸildir ve Hong-Kong’da Ä°ngiliz bayrağının indirilmesi bu acı dolu bahsi kapatmıştır. Yani tarihin Büyük Britanya’yı cezalandırdığı söylenebilir. Rusya bitiÅŸik komÅŸu olmaya devam etmektedir. Ama duruÅŸ, prestij ve toprak açısından çok ÅŸey kaybetmiÅŸtir. Çin için en ciddi sorun Amerika ve Japonya’dır. Esasen Amerika ve Japonya ile etkileÅŸimine göre küresel rolü belirlenecektir. [12]
​
GüneydoÄŸu Asya ve Çin
GüneydoÄŸu Asya potansiyel olarak aşırı zengin, coÄŸrafi olarak çok yayılmış ve güçlü Çin’in bile bağımlı kılamayacağı kadar büyüktür. Ama aynı zamanda aşırı zayıf ve en azından Çin’in nüfuz çemberi olmamak için siyasi açıdan fazla parçalanmıştır. Çin’in tüm bölge ülkelerindeki mali ve ekonomik mevcudiyeti ile artırılan bölgesel nüfuzu, gücü arttıkça büyüyecektir. Bölgede Çin emperyalizmi korkularını önlemek için, Çin’in kendi kendisini dizginlemesi mutlaka Çin’in çıkarına olacaktır. Bu korku bölgesel Çin karşıtı bir koalisyon yaratabilir ve bunun açık belirtileri, ÅŸimdiden, doÄŸmakta olan Endonezya-Avustralya askeri iÅŸbirliÄŸinde mevcuttur. Böyle bir koalisyon büyük ihtimalle BirleÅŸik Devletler, Japonya ve Avustralya’dan destek isteyecektir. [13]
​
Endonezya ve Çin
GüneydoÄŸu Asya’da Endonezya en önemli ülkedir. Ama bölgede bile, önemli bir etkide bulunma kapasitesi sınırlıdır. Bunun sebepleri, azgeliÅŸmiÅŸ ekonomisi, iç siyasetteki süregiden belirsizlik, dağılan takımadaları, bir de Çinli azınlıkların iç mali iliÅŸkilerde uyguladığı merkezi rol nedeniyle ÅŸiddetlenen etnik çatışmalara açık olmasıdır. Bazı açılardan Endonezya Çin’in doÄŸuya doÄŸru iddiaları için ciddi bir engel olabilir. Bu durumu sonunda, bir zamanlar Endonezya’nın geniÅŸlemesinden korkan Avustralya fark etmiÅŸ, son zamanlarda Avustralya- Endonezya güvenlik iÅŸbirliÄŸini arttırmayı tercih etmeye baÅŸlamıştır. Ama siyasi güçlenme dönemi ve sürdürülebilen ekonomik baÅŸarı, Endonezya’nın bölgesel etkin aktör olarak görülebilmesi için gereklidir. [14]
​

​
Çin’in KomÅŸuları ile Ä°liÅŸkileri
George Friedman bu görüÅŸlerini 2011 yılında yayınladığı “Gelecek 10 yıl” adlı kitabında dile getirmiÅŸtir.
​
Hindistan-Çin Ä°liÅŸkisi
Hindistan-Çin güç dengesi konusunda ciddi endiÅŸeler var ama Hindistan ve Çin bir duvarla bölünmüÅŸ durumdalar (Himalayalar). Bu doÄŸal engel uzun süreli çatışmayı ve yüksek ölçekli kara ticaretini neredeyse imkânsız kılıyor. Bu bölgedeki merkezî ve uzun süredir var olan rekabet Çin ve Japonya arasında.[15]
​
Çin-Japonya Ä°liÅŸkisi
Çin ve Japonya’dan daha farklı iki devlet düÅŸünmek imkânsız ve ekonomik gerginlik Japonya 1895’teki ilk modem savaÅŸta Çin donanmasını yok ettiÄŸinden beri onları birbirlerine düÅŸman etti. Japonya bir denizcilik sanayi gücü, varlığını sürdürmek için hammadde ithalatına son derece bağımlı. Çin devasa nüfusu ve coÄŸrafyasıyla, topraÄŸa baÄŸlı. Japonya sanayileÅŸmeye baÅŸladığı andan itibaren Çin’in pazarına, hammaddelerine ve iÅŸçilerine ihtiyaç duydu ve bunları en uygun ÅŸartlarda istedi. Çinlilerin yabancı sermayeye ve uzmanlığa ihtiyaçları vardı ama Japonların kontrolü altına girmek istemiyorlardı. Bu iki ekonominin birbirine temkinli bağımlılığı 1930 ve 1940’larda ÅŸiddetli bir savaÅŸa neden oldu ve Japonya, Çin ana karasının çoÄŸunu iÅŸgal altında tuttu. Her iki ülke de savaÅŸtan çıktıktan sonra tam olarak kendine gelemedi ve düÅŸmanlık ve güvensizlik sadece BirleÅŸik Devletler’in egemen ve müdahaleci varlığı sebebiyle kontrol altında tutuldu. [16]
​
Çin’in endiÅŸeleri jeopolitikti: Büyük ölçüde Sovyetler BirliÄŸi’nden korkuyordu. Japonya’nınki ekonomikti: SavaÅŸ sonrası ekonomik patlamayla ilgiliydi. Ä°ki ülkenin de kendi nedenlerinden dolayı ABD’ye ihtiyacı vardı. [17]
​
SoÄŸuk SavaÅŸ sona erdiÄŸinde, dengenin doÄŸası deÄŸiÅŸti. Japonya’nın hızlı yükseliÅŸi durmuÅŸken onun ekonomiye odaklanma yöntemini taklit eden Çin uzun bir yükseliÅŸe geçti. Japonya daha büyük bir ekonomi olarak kaldı ama yapısı bakımından Çin’inki en dinamiÄŸi oldu.[18]
​
Çin’in Problemleri
George Friedman bu görüÅŸlerini 2009 yılında yayınladığı “Gelecek 100 yıl” adlı kitabında dile getirmiÅŸtir.
​
Amerika BirleÅŸik Devletleri'nin bir sonraki rakibinin Rusya deÄŸil Çin olacağını öngören çok sayıda kiÅŸi vardır. Ben üç nedenle bu görüÅŸe katılmıyorum. [19]
​
Ä°lk olarak, Çin haritasına yakından baktığınızda, fiziksel olarak çok soyutlanmış bir ülke görürsünüz. Kuzeyde Sibirya, güneyde Himalayalar ve ormanlar ile çevrilidir ve Çin nüfusunun çoÄŸunluÄŸu ülkenin doÄŸu bölümünde bulunmaktadır. [20]
​
Ä°kinci olarak, Çin yüzyıllardır büyük bir donanma gücüne sahip olmamıştır ve bir donanma oluÅŸturmak, yalnızca gemi yapmak deÄŸil, iyi eÄŸitimli ve deneyimli denizcilerin yetiÅŸtirilmesini gerektirmektedir. [21]
​
Üçüncü olarak, Çin hakkında endiÅŸelenmenin gereksizliÄŸi için daha derin bir neden vardır. Çin doÄŸası gereÄŸi olarak duraÄŸan deÄŸildir. Bu ülke ne zaman dış dünyaya karşı kapılarını açsa, kıyı bölgesi zenginleÅŸmektedir fakat Çin'in büyük çoÄŸunluÄŸu geliÅŸmemiÅŸ olarak kalan iç bölgelerde yaÅŸamaktadır. Bu, gerilim, çatışma ve duraÄŸan olmama durumuna neden olmaktadır. Bu aynı zamanda ekonomik kararların politik nedenlerle alınması anlamına gelmektedir. Bunun sonucunda etkin bir yapı oluÅŸturulamaz ve çöküÅŸ meydana gelir. Bu, Çin'in yabancı ticarete kapılarını ilk kez açması deÄŸildir ve son olmayacaktır. Ancak bu durum onun duraÄŸan bir yapı içinde olmasını engellemektedir. Ben Çin döngüsünün bir sonraki aÅŸamaya doÄŸru hareket edeceÄŸini ve kaçınılmaz olarak çöküÅŸ aÅŸamasına geleceÄŸine inanıyorum. [22]
​
Çin tarihinde sadece bir kez, on ikinci yüzyılda MoÄŸollar tarafından iÅŸgal edilmiÅŸ ve ondan sonra ÅŸimdiki sınırlarının dışına çıkmamıştır. Tarihine bakılırsa Çin saldırgan deÄŸildir ve dünyanın geriye kalan ülkelerine yeterince yaklaÅŸmaz. Çin yakın tarihlere kadar yabancılarla temastan kaçınmış, baÅŸka ülkelerle ticarete önem vermemiÅŸtir.[23]
​
Mao'nun halefi Deng Xiaoping, Çin'in tecrit edilmiÅŸ bir halde kalarak güvende olamayacağını biliyordu. Bazı güçler Çin'in ekonomik zafiyetinden yararlanmak isteyeceklerdi elbette. Bu nedenle Deng bir kumar oynadı, Çin'in sınırlarını açıp dış ticaret yaparak geliÅŸirken iç çatışmaları da önleyebileceÄŸini düÅŸündü. [24]
​
Kıyı bölgeleri yine geliÅŸti ve dış güçlerle iyi iliÅŸkiler kuruldu. Shanghai gibi kıyı ÅŸehirleri ucuz üretim ve dış ticaret sayesinde zenginleÅŸti ama iç bölgeler yine fakir kaldı. Kıyı ve iç bölgeler arasında gerginlik arttı ama merkezi hükümet kontrolü saÄŸladı ve bölgelerin hiçbirinde kontrol kaybı yaÅŸanmadı. [25]
​
Çin yirmi birinci yüzyılın başında, belirsiz bir dengeleme hareketi yapma konusunda kumar oynuyor. Tahminlere göre, Çin yönetimi kıyı bölgelerinin zenginliÄŸini fakir iç bölgelere götürmeyi ve bunu yaparken de kıyı halkının direnmeyeceÄŸini ve iç bölgelerde de gerginlik yaÅŸanmayacağını düÅŸünüyor.[26]
​
Bu çabaların altında bir baÅŸka ciddi ve tehditkar sorun yatıyor. Çin aslında ÅŸimdi özel mülkleri, bankaları ve tüm diÄŸer askeri harcamalarıyla bir kapitalist ülke görüntüsü veriyor. Fakat sermaye oluÅŸumu piyasa tarafından oluÅŸturulmadığı için de tam olarak kapitalist sayılmıyor. Asya tarzı aile sistemleri, sosyal baÄŸlantılar ve siyasette komünist sistem iliÅŸkileri içinde, kredilerin çoÄŸu hatır için ve iÅŸ hayatı dışındaki kiÅŸilere veriliyor. Bunun sonucu bunların çoÄŸu geri ödemesiz, batık kredi oluyor. Bu tür batık kredilerin 600-900 milyar dolar arasında olduÄŸu tahmin ediliyor ki, bu da yaklaşık olarak Çin milli gelirinin dörtte biri ile üçte birini oluÅŸturuyor. [27]
​
Bu borçların düÅŸük maliyetli ihracatlarla saÄŸlanan çok yüksek büyüme oranlarıyla kapatılmasına çalışılıyor. Dünya piyasaları ucuz ihraç mallarını hemen kapıyor ve bunlardan gelen paralarla da borç batağında yüzen ÅŸirketler kurtarılmaya çalışılıyor. Ucuza satılan malların getirdiÄŸi kazançlar da elbette çok düÅŸük oluyor ve aslında ekonomide bir geliÅŸme görülmüyor. [28]
​
Çin sadece sosyal iliÅŸkileri ekonomik disiplinin üstünde tutan bir Asya devleti deÄŸil, aynı zamanda parayı siyasi kanallarla tahsis eden ve ekonomik bilgileri bu yöntemle deÄŸerlendiren bir komünist ülkedir. Çin'de bankalar ve nakit talep eden hükümet yetkilileri kâr amaçlı ÅŸirketlerden daha önemli sayılıyorlar. Ekonomi ihracata dayanıyor, büyüme oranlan yüksek ve büyüme oranı hafifçe yavaÅŸlasa bile çökecekler. Japonya'da 1990'larda geri dönmeyen kredilerin miktarı benim tahminime göre milli gelirin yaklaşık yüzde 20'si kadardı. Çin'de ise bu yaklaşık yüzde 25'tir.
Japonya sorununu çözmek için büyüme hızını düÅŸürdü. Japonya bunu zorluk çekmeden yapabilecek siyasi ve sosyal disipline sahipti. DoÄŸu Asya ise bu sorunu iki ÅŸekilde çözdü. [29]
​
Güney Kore ve Tayvan gibi ülkeler sert önlemler aldılar ve eskisinden daha güçlü oldular, ama onların güçlü hükümetleri vardı ve bunu yapabildiler. Endonezya gibi bazı ülkeler ise krizi çözemediler. [30]
​
Çin'in sorunu siyasidir ve Çin ideolojiyle deÄŸil, para gücüyle ayakta durmaktadır. Ekonomide daralma olur ve para akışı durursa, bunun zararını sadece bankacılık sistemi deÄŸil, tüm Çin toplumu görecektir. Çin'de sadakat ya satın alınır ya da zorlamayla saÄŸlanır. Para olmadığı zaman sadece zorlama kalır ortada. Ä°ÅŸ hayatındaki yavaÅŸlama iflaslara ve iÅŸsizliÄŸe neden olur, dengesizlik getirir. Fakir ve iÅŸsizliÄŸin yoÄŸun olduÄŸu ülkelerde ekonomik sorunların da baskısı olunca siyasi dengesizlikler yaÅŸanabilir. [31]
​
Çin rejimi iki büyük sütun üzerinde durur. Bunlardan biri Çin'i yöneten muazzam bürokrasi çarkı, ikincisi de devletin ve Komünist Partinin koruyucusu ve uygulayıcısı olan silahlı kuvvetlerdir. Üçüncü sütun olan Komünist Parti ideolojik prensipleri yok olmuÅŸtur. EÅŸitlik, özgecilik ve halka hizmet artık eski deÄŸerlerdir, bilinir ama Çin halkı bunlara inanmaz ve bunları uygulamaz. [32]
​
Çin Ekonomisinin Sorunları
George Friedman bu görüÅŸlerini 2011 yılında yayınladığı “Gelecek 10 yıl” adlı kitabında dile getirmiÅŸtir.
​
Dış güçlerin, Çin’e yatırım yapmalarına izin verildiÄŸinde, bunlar Çin’in insan sermayesinin bolluÄŸundan yararlanacak ÅŸirketler ve fabrikalar kurmaya baÅŸladılar. Bu fabrikaların amacı Çin’de satış yapmak deÄŸil, orada üretilen ürünlerin baÅŸka ülkelerde satılabilmesiydi. Buna uygun olarak yatırımlar öncelikle geniÅŸ limanlar ve o limanlara rahat taşımacılık yapabilecek bölgelere odaklanıyor. Nüfus kıyı ÅŸeridinde yoÄŸunlaÅŸtığı için ülkenin iç kesimlerinde altyapı oluÅŸturmanın bir anlamı yok. Gerçekten de fabrikaların büyük çoÄŸunluÄŸu körfeze birkaç yüz kilometrelik mesafede bulunuyor.[33]
​
Çin Halk Bankası’na göre, altmış milyon Çinli -büyük bir Avrupa ülkesinin nüfusuna eÅŸit- orta sınıf evlerde yaşıyor (yılda yaklaşık 20 bin dolar kazananlar). Ama Çin’in 1.3 milyarlık nüfusunda 60 milyon orta sınıf vatandaÅŸ toplam nüfusun yüzde 5 kadarını temsil ediyor ve bunların çoÄŸu sahile yakın bölgelerde veya Pekin’de toplanmış.[34]
​
600 milyon Çinli yılda 1000 dolardan veya aile olarak günde 3 dolardan az parayla geçiniyor. Yaklaşık 440 milyon Çinli de yılda 1000-2000 dolar arası veya günde 3 ila 6 dolar kazanan ailelerden oluÅŸuyor. Bu da demek oluyor ki Çinlilerin yüzde sekseni Afrika’daki Sahra Çölü’nün güney kısmındaki yerli halkla kıyaslanacak bir fakirlikte yaşıyor. Çinlilerin sanayi iÅŸçisi olan yüzde on beÅŸlik kesiminin yerleÅŸmiÅŸ olduÄŸu sahilin 160 kilometre çevresindeki kemer düÅŸünülse bile Çin son derece fakir bir ülke. Dar refah bölgesi hem sosyal hem de coÄŸrafi bir çatlak oluÅŸturuyor. Limanların etrafındaki bölge ticaretten kâr saÄŸlarken Çin’in geri kalanının elinde böyle bir fırsat yok. Kıyı bölgelerinin çıkarları ülkenin geri kalanından, hatta merkezî hükümetin çıkarlarından çok Çin’in yabancı ticaret ortaklarıyla uyuÅŸuyor. [35]
​
Çin’in tüketici ekonomisi ile üretici ekonomisinin orantısız oluÅŸu da kaçınılmaz sorunlar yaratıyor. Çin’in ürettiÄŸi iPod ve kıyafetler kendi fakirleÅŸmiÅŸ halk kitlelerine satılmıyor. Ayrıca Çin’in Pakistan ve Filipinler’e oranla artık ücret avantajı yok. Yan kalifiye ve sınırlı iÅŸçi havuzu yüzünden (eÄŸitimsiz ve sonsuz sayıdaki köylülere karşılık olarak) fiyatlar arttı. Rekabet baskısıyla Çin fiyatları düÅŸürdü, bu da ihracattan elde edilen kâr oranını azalttı.[36]
Kaynaklar
[1] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[2] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[3] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[4] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[5] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[6] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[7] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[8] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[9] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[10] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[11] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[12] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[13] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[14] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[15] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[16] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[17] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[18] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[19] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[20] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[21] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[22] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[23] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[24] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[25] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[26] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[27] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[28] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[29] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[30] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[31] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[32] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[33] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[34] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[35] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[36] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012