Çin-Tibet Kültür Bölgesi Ülkeleri Üzerine Notlar
ÇİN HALK CUMHURİYETİ
Yer Şekilleri, İklim ve Bitki Örtüsü
Kuzey ve Güney Çin birbirinden çok farklıdır. Kuzeyde yazlar sıcak ve kurakken, güneyde nemli ve yağışlıdır. Kuzey, kışları çıplak ve rüzgarlı iken, güney daima yemyeşildir. [1]
Sarı Nehir, Kuzey Çin’de bir tür baca açarak ilerler. Onunla birlikte insan ve toprak da akmış, nehir havzasının, kuzey rüzgârının altında kalan verimli kolay çalışılabilir lös toprakları ilk Çin tarımının temelini oluşturmuştur. Bu bölge bir zamanlar zengin ormanlarla kaplı ve sulakken, iklimsel değişiklikler nedeniyle soğuk ve kurak bir hale gelmiştir. MÖ 1000'den çok uzak olmayan bir tarihte kuzeyde hâlâ gergedan ve fil avlanmaktadır. [2]
Tarih
Tarih boyunca pek çok birleşme, bölünme ve hanedan çatışmalarına sahne olan Çin’de imparatorluk sistemi 1911’de sona ermiştir. 1911- 1949 dönemini içine alan siyasi güç çatışmaları, Mao’nun 1949 da Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmesi ile son bulmuştur. Çin Halk Cumhuriyeti, 1949 yılından bu yana Çin Komünist Partisi tarafından yönetilmektedir. Mao, 1976 yılında ölmüştür. Bunu izleyen 80’li yıllar boyunca ülkede siyasi tutuculuk devam etse de ekonomik olarak dışa açılma çabaları başlatılmıştır. 1989 yılındaki Tianannien Meydanı olayları, 1991 yılı sonunda Sovyetler Birliği’nin sona ermesi ve dünya ekonomik konjonktüründe güçlenen “serbest piyasa anlayışı” Çin’i kendi bünyesinde bazı reformlar yapmaya zorlamıştır. Bu çerçevede 1992 yılında Çin Komünist Partisi’nin 14. Ulusal Koııgresi’nde ülkede “Sosyalist Piyasa Ekonomisi” tesis edilmesi kabul edilmiştir. [3]
Sosyal Yapı
Dünyada yaşayan her beş insandan biri Çinlidir.
İç ve Dış Çin
En temel olarak, Çin, İç ve Dış Çin diye adlandırabileceğimiz iki bölgeye ayrılır. Bu iki bölge arasındaki sınır, bir yanda yerleşik düzenin, sık sulanan emek yoğun tarımıyla, öbür yanda buna karşıt olan bazen kuru tarım ya da göçebe hayvancılık arasındaki ayrım olarak tanımlanmaktadır. Tarih boyunca, çoğu zaman istikrarsız olan bu sınır, batıya doğru Çin Şeddinin sınırını kabaca takip eder, Tibet platosunun aşağı eteklerinin oluşturduğu duvara kadar uzanır. Mançurya'yı da Dış Çin'in bir parçası olarak düşünmek daha doğru olur. Bugün tarımın gelişmesi Han Çinlilerinin buraya büyük çapta göçmeleriyle, Mançurya artık İç Çin'in bir parçası olmuştur. Çin kıtasının güneybatı köşesinde hâkim olmuş olan vahşi ormanların açılıp, temizlenmesiyle, Çin tipi tarımın bu taraflarda geniş çapta tatbik edilebilmesi ise, ancak 18'inci yüzyıldan itibaren başlamıştır. [4]
Bu iki temel bölge, aşağı yukarı eşit büyüklüktedir ama nüfusun ancak yüzde beşinden biraz fazlası Dış Çin'de oturmaktadır. İki bölgenin arasındaki fizikî farklılıklar da kayda değer. Dış Çin insanoğlunun barınamadığı manzaralarla doludur. Bu bölgeye, denizden 8848 metre yükseklikte olan dünyanın en yüksek dağı, Everest ile denizden 154 metre alçakta olan dünyanın en alçak yeri Turfan Çukuru dahildir. Bunun yanı sıra, dünyanın en korkunç vahşi çöllerinden olan Gobi ve Taklamakan'ın yanında, Qaidam çanağı gibi devasa bataklıklar, insan eli değmemiş ormanlar, uçsuz bucaksız yeşil ot kaplı steplerin, hepsi, Dış Çin'e dahildir. İç Çin ise, alüvyon ovalarının, nehir vadilerinin, inişli çıkışlı tepelerin oluşturduğu nispeten yumuşak görünüşlü bir yerdir. Ancak, İç Çin, insanların asırlar boyunca burada oturmasından çıplaklaşmıştır. [5]
Çin kültürü, yerleşimleri ve Çin'in siyasal egemenliğinin ilk kurulduğu yerler, 4.000 yıl boyunca Sarı Irmak'ın orta kısmındaki doğum yerinden dışarıya, çok geniş bir alana yayılmıştır. Üstelik Çin'den çıkan bu yayılmaların en büyüklerinden bazıları, şaşılacak kadar yakın zamanlarda gerçekleşmiştir. Bugün Çin olarak düşündüğümüz yer, aslında, nispeten kısa bir süredir mevcut. [6]
Tarihî Dış Çin'in neredeyse hepsi, 'Özerk Bölgeler' olarak nitelendirilen birimlere ayrılmıştır. Bunlar sırasıyla, İç Moğolistan Özerk Bölgesi, Müslüman Özerk Bölgesi, Uygur Özerk Bölgesi, Zhuang Özerk Bölgesi ve Tibet Özerk Bölgesi'dir. [7]
Büyük ölçekli hayvancılık, Dış Çin'e özgü bir faaliyet olmuştu. Yakın zamanlara kadar koyun, keçi, inek, at, deve ve yak sürüleri, Mançurya, Moğolistan, Doğu Türkistan ve Tibet'in büyük bölümünün ekonomik temeliydi. Bunu karşılık İç Çin'in en tipik ehlileştirilmiş hayvanları ördek, domuz ve tavuk gibi çöp yiyen türlerinden oluşmuştur. [8]
Genel olarak, ele alınırsa, İç Çin'in nüfusu büyük çoğunlukla Han, yani etnik olarak Çinli olanlardan oluşmaktadır. Dış Çin nüfusundaysa, en azından yakın zamanlarda Mançurya ve uzaktaki kuzey-batı bölgelerine yapılan göçlere kadar, Han olmayan halklar hâkimdi. [9]
İç ve Dış Çin’in siyasal birleşmesi, ancak 18'inci yüzyılda mümkün olmuştur. Bu gelişme, yarı Çinli yarı "barbar” "çift nitelikli” Manchu-Qing (Mançu-Çing) hanedanının eseridir. [10]
Tarihi Dış Çin’in neredeyse hepsi, ‘Özerk Bölgeler' olarak nitelendirilen birimlere ayrılmıştır. Bunlar sırasıyla, İç Moğolistan Özerk Bölgesi, Müslüman Özerk Bölgesi, Sinkiang Uygur Halkı Özerk Bölgesi, Zhuang Halkı Özerk Bölgesi, Tibet Özerk Bölgesidir. Ayrıca, bu bölgelere, Tibet Bölgesi'nin bir parçası olan ve büyük bir kısmı özerk bölgeler yönetiminde bulunan, Kokonar gölünden dolayı da Quin- hai veya ‘Mavi Deniz' adını taşıyan vilâyet de dahildir. Bu özerk bölgelerden daha küçük olan İç Çin'in bazı bölgelerinde ise, azınlık milletleroturmakta, buraları özerk bölgelerden farklı olup, yerel yönetimlerin altındadır. [11]
Sonuç olarak, İç ve Dış Çin, tarihi olarak hep ayrı bölgelere sahiptiler. İç Çin'in geleneksel inançları, Konfüçyusculuk, Taoizm, Mahayana Budizmi ile yerel itikatların çeşitli karışımlarından oluşmuştur. Dış Çin’de ise, halk, Lama Budizmi, İslâm veya Tibet'in Bon inancı gibi yöreye özgü birtakım törelerin kalıntılarına bağlı kalmıştır. [12]
Kuzey ve Güney
Bugünkü Han Çinlilerin Dış ve İç Çin’deki etnik azınlıklar üzerinde egemenlik kurmaları, 3000 yıldan fazla süregelen, hatta hala süren bir kolonyal bazen de emperyalist yayılmanın ürünüdür. [13]
Han hanedanı altında kütüklere kayıtlı nüfusun dağılımına bakıldığında, 2000 yıl öncesinin gerçek Çin'inin, kuzey ovasının dışındaki yerlerde, nehir vadileri boylarında bulunan dar yerleşim şeritlerinden ibaret olduğu görülür. [14]
Kuzeyde akan Sarı Nehir'in yukarı kısmı lös veya 'Sarı Topraklar" bölgesinden rüzgârların getirdiği ince toprağın içinden akar ve dünyanın en büyük nehirleri arasında en çok çamur taşıyanı halini alır. Yangzi ise daha fazla miktarda su taşımasına rağmen, Sarı Nehir'e nazaran daha istikrarlı akmaktadır. [15]
Kuzey Çin, tarihî olarak, buğday ve darı kuru tarımının egemen olduğu bir verdir. Güney Çin ise, sulak tarlalı çeltik tarımı beldesidir. [16]
Güney Çin, Han halkının iç göçünün meydana getirdiği bir yerdir. Ancak, göçmenler bir kere bu bölgeye gelince, burada hakim olan tepelik ve vadilik doğanın içinde çevre ile fazla karışmamış, böylece bu havalide çok çeşitli alt kültürlerin ve farklı lehçelerin korunması mümkün olmuştur. Buna karşın, kuzeyin dili genelde homojen olup, imparatorluk dönemi memurlarının eskiden kullandığı ortak dilden esinlenerek, pek doğru olmasa da, 'Mandarin' diye adlandırılan lehçenin bir çeşidini neredeyse herkes konuşmaktadır. Kuzey ve Güneylilerin fizikî görünüşleri de farklıdır. Kuzeyliler genelde güneylilerden ortalama 5 santimetreden fazla uzun olup, daha sağlam ve ağır yapılıdırlar. [17]
Kuzey Çin, tarihi olarak, buğday ve darı kuru tarımının egemen olduğu bir yerdir. Güney Çin ise, sulak- tarlalı çeltik tarımı beldesidir. İki bölgenin toprağının doğası da farklıdır. [18]
Güney Çin, Han halkının iç göçünün meydana getirdiği bir yerdir. Ancak, göçmenler bir kere bu bölgeye gelince, burada hakim olan tepelik ve vadili doğanın içinde çevre ile fazla karışmamış, böylece bu havalide çok çeşitli alt kültürlerin ve farklı lehçelerin korunması mümkün olmuştur. Buna karşın, kuzeyin dili genelde homojen olup, imparatorluk dönemi yüksek memurlarının eskiden kullandığı ortak dilden esinlenerek, pek doğru olmasa da ‘Mandarin' diye adlandırılan lehçenin bir çeşidini neredeyse herkes konuşmaktadır. Kuzey ve Güneylilerin fiziki görünüşleri de farklıdır. Kuzeyliler genelde güneylilerden ortalama 5 santimetreden fazla uzun olup, daha sağlam ve ağır yapılıdırlar. [19]
Güney ekonomisi asırlar boyunca kuzeyden daha zengin olmuştur. Komünistlerin kırsal bölgede gerçekleştirdiği ekonomik ve sosyal devrimden önce, güney Çin, yakın dönemlere kadar son derecede güçlü soylar ile kandaş kavimler, aşiretlerin yanı sıra, ayrıca, tarım ortakçılığının mevcudiyetinin özellikleriyle tanımlanan bir yerdi. Buna karşın, kuzey Çin ise, küçük toprak sahibi veya yöneticisinin memleketi olup, burada güçlü soylar pek az göze çarpmaktadır. [20]
Tarih boyunca güney ve kuzey arasında birbirini tamamlayıcı bir ilişki gelişti. Ekonominin ağırlık merkezi güneydeydi, ancak siyasal merkez neredeyse her zaman için, kuzeyde bulunmaktaydı. [21]
Ekonomi
Çin halkının %70'i tarımla uğraşır. Ancak topraklarının %10'u üzerinde tarım yapılır. [22]
Hayvancılık, kuzey ve kuzeybatıdaki step bölgelerde daha yaygındır. Doğu Türkistan, Şing-Hay ve İç Moğolistan'daki halkın geçim kaynağı hayvancılıktır. [23]
Çin denizlerinde, 1500’den fazla balık çeşidi bulunur. Yılda ortalama 8,5 milyon ton dolayındaki balık, ülke halkının en önemli protein kaynağıdır. [24]
Ülkenin özellikle kuzey ve orta kısımları demir üretiminde dünyada ilk sıralarda yer almaktadır. [25]
Ürettiği petrol, ülke ihtiyacını karşıladığı gibi ihraç da edilir. [26]
Çin, pamuklu ve ipekli dokumacılıkta çok ileridir. Sanayi alanında, dünyanın sayılı ülkeleri içine giren Çin, makine, taşıt, gemi ve uçak yapım alanlarında büyük ilerlemeler kat etmiştir. İpekçilik, porselencilik, oymacılık ve benzeri el sanatları son derece ileridedir. [27]
Çin’in Shangdong bölgesi ve diğer Kuzeydoğu eyaletler Japonya ve Güney Kore gibi kalkınmış ekonomilere yakınlıklarından oldukça yararlanırken, Şangay ve Yangtze deltası da bu ekonomik patlamadan etkilenmiştir. Çin’in İç ve özellikle Batı Bölgeleri geri kalmıştır. Kıyılardaki gelişmenin iç bölgelere de ulaşacağı umudu on milyonlarca işçinin çalışmak için doğu eyaletlerine göç etmesiyle son bulmuştur. [28]
Hong Kong
Hong Kong, Çin'in güney kıyısında bulunan, 1 Temmuz 1997 tarihine kadar İngiliz Krallığına bağlı sömürge ve adalar grubuyken, bu tarihten itibaren Çin Halk Cumhuriyeti'ne bağlı özel yönetim bölgesi olmuştur. 1997'de 100 yıllık kira anlaşması bittikten sonra, yeniden Çin sınırları içine dâhil olmuş ve Makau ile birlikte Özel İdare Bölgesi statüsü altında yönetilmektedir. [29]
Hong Kong; Hong-Kong Adası ve 235 kadar küçük adadan meydana gelmiştir. Asya'nın en büyük serbest pazarı ve limanı, en işlek ticaret, endüstri ve turizm merkezidir[30]
Nüfusun hemen hepsi Çinlidir ve büyük bir kısmı Budist’tir. Nüfus yoğunluğu bakımından km2 başına 3500 kişi ile dünyada birinci sırayı alır. [31]
Hong-Kong tekstil endüstrisi, hafif sanayi, sinema endüstrisi, az da olsa ağır sanayi (gemi inşası, çimento ve demir sanayi) ve özellikle bankacılıkla büyük bir ticaret merkezidir. [32]
Macau
Yaklaşık 450 yıl Portekiz sömürgesi olarak yaşayan Makau 1999'dan bu yana yeniden Çin’e bağlanmıştır. [33]
Makau, küçük bir kara parçası ve güneyindeki 2 adadan oluşmaktadır. Ve bu 3 toprak parçasını 3 köprü birbirine bağlanmıştır. Yüzölçümü 28,2 km2’dir. [34]
2007’de nüfusu 456,989 kişidir. [35]
Macau, dünyanın ünlü kumar merkezlerinden biridir. [36]
Tibet
Çin’e bağlı bir özerk cumhuriyettir. Yüzölçümü yaklaşık 1.300.000 km2’dir. [37]
Ülke, kuzeyde Kunlun Dağları, güneydeyse Himalaya Dağlarıyla çevrilidir. Tibet Platosunun ortalama yüksekliği 4500 metredir. [38]
Tibet’in büyük bir bölümünde, yılın tamamı soğuk, sert ve kuru geçer. Sert rüzgârlar, tipi ve kar fırtınaları ülkenin genel karakterini yansıtır. [39]
Tibet’in bilinen tarihî M.S. 520 yılında bir krallık kurulmasıyla başlamıştır. Tibet krallığı, kısa zamanda güçlenerek Çin için bir tehlike hâline gelmiş 8. yüzyılda Orta Asya’nın önemli bir güç merkezi olmuştur. 13. yüzyılda Moğollar ülkeyi istilâ edince, 1270’te Moğol Hakanı Kubilay Han, Çin İmparatoru olmuş ve Lamaizmi resmî din olarak kabul etmiştir. Tibet, bu yıllarda Çin’in hâkimiyeti altına girmiş ve “Lama” adı verilen din adamları tarafından yönetilmiştir. 1904 yılında, İngiltere ile Tibet arasında ortak ticaret antlaşması imzalanmıştır. 1950 yılına kadar Tibet, Dalai Lama tarafından bağımsız bir devlet olarak yönetilmiştir. 1950 yılı Eylül ayında, Çin Ordusu Tibet’e girmiş ve Tibet, Çin e bağlı özerk bölge olmuştur. 1959’da Çin baskısından kurtulmak isteyen Tibetliler, isyan etmişlerdir. Çin tarafından kısa zamanda bastırılan ayaklanmayla ilişkisi olan Dalai Lama, Hindistan’a kaçmak zorunda kalmıştır. [40]
Ülkenin nüfusu 2 milyon kadardır. Bölgenin resmî dili Tibet dilidir. [41]
Tibet bir tarım ülkesidir. Halkın büyük kısmı tarımla uğraşır. Tarımın yanında hayvancılık da önemli bir yer tutar.[42]
Tibet’te bulunan başlıca madenler kömür, tuz, boraks, altın ve demirdir. [43]
Ülkenin ihraç malları kürk, yün ve deridir. [44]
Ülkenin çok yüksek ve dağlık oluşu nedeniyle, ulaşım yetersizdir. Karayolundan ziyade demiryolu ve havayolu ulaşımı önemlidir. Hava ulaşımı Pekin’e bağlantılıdır. Ticaretini daha ziyade Çin ile yapmaktadır.
Doğu Türkistan
Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı Sincan- Uygur Özerk Bölgesinin diğer adı Doğu Türkistan Özerk Türk Cumhuriyeti’dir. [45]
Toplam yüzölçümü 1.646.900 Km2’yi bulur. Bu yüzölçümü ile Doğu Türkistan; Türk Dünyası’nın Kazakistan’dan sonra ikinci büyük ülkesidir. [46]
Beş bölüme ayrılır. Kuzeydeki dağlık bölge, Ç'ungarya havzasını bir yarım daire şeklinde çevreler ve Moğolistan sınırını oluşturur. Söz konusu bu dağlar, Aladağlar, Tarbagatay ve Büyük Altay sıradağlarıdır. Tanrı dağlarının doğu yarısında, Bogda Şan dağları ile kurak dağ arasında, Türkistan’ın en alçak noktasını oluşturan Turfan havzası yer alır. Tanrı dağlarının güneyinde yer alan Tarım havzası, 1400 km. uzunluğunda, 500 km. genişliğinde, 470.000 Km2 yüzölçümünde, geniş bir alandır. Bu havzanın orta bölümünü, 350.000 Km2 alanı olan Taklamakan çölü kaplar. Havzanın kuzeyinde batı-doğu doğrultusunda Tarım ırmağı akar. [47]
Çok şiddetli karasal bir iklim hâkimdir. [48]
Doğu Türkistan'da yer alan havzalar, dışa akışı olmayan kapalı bölgelerdir. Ülkenin akarsularının büyük bir kısmı, bu havzalara akarlar ve kaybolurlar. En önemli akarsuyu, Tarım ırmağıdır. [49]
1995 nüfusu, 17 milyonu buluyordu. Toplam nüfusunun % 45'ini Uygur, %45'ini Çinli, %1’ini Kırgız ve %2’sini Tacik ve diğerleri oluşturuyor. Yani Türk nüfusunun oranı %55 dolayındadır. [50]
Doğu Türkistan’ın başkenti, Urumçi şehri (986.000 nüfuslu)’dir. Diğer önemli şehirleri ise Kaşgar(115.000), Yarkent, Hotan ve Turfan’dır. [51]
Doğu Türkistan halkının başlıca geçim kaynağını tarım oluşturur. Tanrı dağlarının eteklerinde geniş ve verimli otlaklar bulunmaktadır. Bu bölgeler, önemli hayvancılık alanlarıdır. Altay dağları çevresinde av hayvancılığı da gelişmiştir. [52]
Ülkede zengin madenler yer alır. Özellikle petrol, taşkömürü, bakır, demir, kurşun, molibden, volfram, tungsten, altın, kalay ve uranyum bakımından oldukça zengin yataklara sahiptir. [53]
TAYVAN
Çin’den yaklaşık 130 km doğuda olup, esas kıtadan Tayvan Boğazıyla ayrılır. [54]
Yer Şekilleri, İklim ve Bitki Örtüsü
Tayvan, esas olarak 35.966 km2 lik büyük bir adayla üç adacık grubundan teşekkül etmiştir. [55]
Tayvan tropikal bitkilerden, yüksek dağ bitkilerine kadar değişen çeşitlilikte zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Ülkenin yaklaşık %60’ını ormanlar kaplamıştır. [56]
Sosyal Yapı
Nüfusu meydana getiren insanların %98’ine yakın bir bölümü esas olarak Han Çinlileri soyundan gelmektedir. [57]
Çinli nüfusun büyük bir kısmı Kızıl Çin zulmünden kaçan insanlardan müteşekkildir. [58]
Ekonomi
Tarım, Tayvan ekonomisinin ana unsurudur. Yaklaşık toprakların dörtte biri ekilidir. Pirinç ve çay en önemli iki üründür. [59]
Yeraltı madenleri oldukça zengindir. Kömür, kireçtaşı, mermer, alüminyum ve petrol başlıca önemli mineralleridir. Tayvan ayrıca turizm bankacılık ve sigortacılık alanlarında da söz sahibi bir ülkedir. [60]
BHUTAN
Yer Şekilleri, İklim ve Bitki Örtüsü
Bhutan oldukça dağlık bir ülkedir. [61]
Ülkenin bazı kesimleri ise her mevsimde kar ve buzlarla kaplıdır. Özellikle yüksek dağ tepeleri ve yamaçları hiç erimeyen karlarla örtülüdür. [62]
Sosyal Yapı
Bhutan'da yaşayanların çoğu Tibet asıllı insanlardır. Hindistan’dan ve Afrika'dan gelip yerleşenler de olmuştur.[63]
Ekonomi
Bhutan'da ekonomi tarıma dayalıdır. Sulama yapılan nehir kenarlarında ekili araziler çoktur. Arpa, buğday, pirinç, çay ve portakal oldukça boldur. Ayrıca ormanlar ülke için büyük bir zenginlik kaynağıdır. Kereste üretiminde çok ileridir. [64]
Bhutan zengin kömür ve demir yataklarına sahiptir. [65]
MYANMAR (BURMA, BİRMANYA)
Burma ve Birmanya olarak da bilinir.[66]
Yer Şekilleri, İklim ve Bitki Örtüsü
Çok yüksek dağlar, yüksek yaylalar, alüvyonlu ovaların hepsi mevcuttur. Dünyanın en yüksek sıradağları olan Himalaya Dağlarının son uzantıları Birmanya’nın batısında bulunur. Bu sıradağlar ülkenin kuzeyinde aniden sarplaşır ve yüksekliği 5000 metreye varan tepeler hâlini alır. Güneye doğru alçalarak gider. Batıdaki sıradağların kuzeyi, ülkenin de kuzey kesimini teşkil eder. [67]
Muson iklimi genel olarak Birmanya’da da hâkimdir. Kışın karalardan denizlere doğru esen kuru; yazın ise denizlerden karalara doğru esen, bol yağış getiren, muson rüzgârları, ülkenin iklimindeki en önemli unsurdur. Ülkenin doğusundaki yüksek yaylalarla, batısındaki yüksek sıradağlar, yağışların bölgelere göre dağılımına tesir etmektedir. [68]
lrrawadi Nehri doğusunda ülkeyi bir uçlan diğer uca 2200 km olan uzunluğuyla kat ederek, Bengal Körfezine dökülür. Bu ırmağın kollarıyla beraber meydana getirdiği havza, ülke topraklarının yarısından fazlasını teşkil eder. [69]
Ülkenin %60’ı tropikal ormanlarla kaplıdır. [70]
Tarih
19.yy.ın ilk çeyreğinden 2. Dünya Savaşı’na kadar bir İngiliz sömürgesi olmuştur. Savaş sırasında Japonların işgali yaşanmış ve ormanlarda verilen mücadele, Güneydoğu Asya’nın kurtuluşuna önayak olmuştur. 1948’de bağımsızlığına kavuşmuştur. [71]
Sosyal Yapı
Birmanya’da halk, kazıklar üzerine bambudan yaptığı evlerde yaşar. Evlerini kazıklar üzerine yapmalarının sebebi; muson yağmurları sebebiyle sık sık maruz kaldıkları sellerden korunmak içindir. Halk, genellikle çiftçilikle uğraşmaktadır. Resmî dilin Birmanca olmasına rağmen halkın ancak % 65’i bu dili konuşmakta, geri kalanlar ise kendi bölgelerine mahsus olan çeşitli dilleri konuşmaktadır. [72]
Halkın çoğunluğu Budizm dinine inanır. İslâmiyet’in, halkın genel kültür seviyesinin yükselmesiyle gittikçe yayıldığı Birmanya’da Hıristiyanlık ve Hindu dinleri çok dar sahalarda kalmıştır. [73]
Ekonomi
Dünyanın geri kalmış ülkelerinin başta gelenlerinden olan Birmanya’da halk, genellikle çiftçilikle uğraşmaktadır.[74]
Çok bol olan madenler, tarımdan sonra ekonominin dayandığı ikinci büyük faktördür. Ülkede üretilen en önemli tarım ürünü, bütün Uzakdoğu ülkelerinde olduğu gibi pirinçtir. [75]
Gür tropik ormanlar ekonomiye kereste, kauçuk üretimi şekliyle katkıda bulunurlar. [76]
Yeraltı zenginlikleri de oldukça fazla olan ülkede petrol, doğal gaz, kalay, çinko, kurşun, tungsten, altın, gümüş, bakır ve yemiş taşı gibi maden kaynakları vardır. Son yıllarda ilerleyen petrol ve doğalgaz üretimi ülkeyi daha da önemli kılmaktadır, madenler bol olmasına rağmen işlenememektedir. Sanayisi yok denilebilecek seviyede olan Birmanya’da, çok az sayıda çimento, kâğıt, dokuma ve şeker fabrikaları vardır. [77]
Kaynaklar
[1] Dünya Tarihi, J.M.Roberts
[2] Dünya Tarihi, J.M.Roberts
[3] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[4] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[5] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[6] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[7] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[8] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[9] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[10] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[11] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[12] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[13] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[14] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[15] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[16] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[17] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[18] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[19] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[20] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[21] Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi 7.Cilt. Caroline Blunden. İletişim: 1989
[22] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[23] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[24] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[25] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[26] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[27] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[28] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[29] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[30] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[31] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[32] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[33] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[34] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[35] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[36] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[37] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[38] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[39] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[40] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[41] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[42] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[43] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[44] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[45] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[46] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[47] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[48] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[49] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[50] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[51] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[52] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[53] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[54] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[55] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[56] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[57] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[58] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[59] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[60] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[61] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[62] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[63] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[64] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[65] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[66] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[67] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[68] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[69] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[70] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[71] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[72] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[73] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[74] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[75] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[76] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008
[77] Asya Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif Yayınları: 2008