Rusya'ya Stratejik Bakışlar

Brzezinski’nin Japonya ve Kore Hakkında GörüÅŸleri
Brzezinski görüÅŸlerini 1997 yılında yayınladığı “Büyük Satranç Tahtası” adlı kitabında dile getirmiÅŸtir.
​
Japonya’nın Siyasi Güç Olmaktan Kaçınması
Amerikan-Japon müttefikliÄŸi çoÄŸunlukla Amerika’nın en önemli ikili iliÅŸkisi olarak tanımlanmıştır. Dünyadaki en üst ekonomik güçlerden biri olarak Japonya açıkça birinci sınıf siyasi güç uygulama potansiyeline sahiptir. Ancak bunu uygulamamaktadır. Bölgesel hâkimiyetten özenle kaçınmakta ve Amerika’nın koruması altında çalışmayı tercih etmektedir. Bunun nedenlerinden biri, bölgesel üstünlük konusunda Japonların siyasi rol üstlenmesine karşı pek çok Asyalının devam eden düÅŸmanlığıdır. [1]
​
Çin iç savaşının 1949’da sona ermesinden bu yana, Amerika’nın UzakdoÄŸu’daki politikası Japonya üzerinde temellenmiÅŸtir. BaÅŸlangıçta sadece iÅŸgalci Amerikan ordusu için bir yer olan Japonya, o günden bu yana Amerika’nın Asya-Pasifik bölgesindeki siyasi-askeri mevcudiyeti için zemin ve Amerika için çok önemli bir müttefik, aynı zamanda da güvenliÄŸini koruduÄŸu bir ülke olmuÅŸtur. [1]
​
Japonya’nın Gelecek Stratejisi
Japonya’nın halihazırdaki konumunun, II. Dünya Savaşı’nın deneyiminin sarsıntısını geçirmemiÅŸ ve bundan utanç duymayan yeni Japon kuÅŸaklarınca kabul edilmesi olası deÄŸildir. Hem tarih hem de özsaygı ile ilgili nedenlerden dolayı Japonya, Çin’den daha düÅŸük düzeyde de olsa, küresel statükosundan tamamen tatmin olmayan bir ülkedir. [2]
​
Üstelik Çin’in Asya anakarasındaki büyüyen gücü, nüfuzunun yakında Japonya için ekonomik önem taşıyan denizcilik bölgelerine yayılma olasılığı, Japonya’nın jeopolitik geleceÄŸiyle ilgili belirsizlik duygusunu yoÄŸunlaÅŸtırmaktadır. Birçok Japon için Çin geleneksel bir rakiptir. Çin eski düÅŸman ve bölgenin istikrarına potansiyel bir tehdittir.[3]
​
Çin’in hırslarının, hele ki bu hırslar tarihten bilinen güçlü askeri taktiklerle uygulanırsa, Amerika’nın ve Japonya’nın çıkarlarıyla çatışabileceÄŸi alanlar vardır. Buralar özellikle GüneydoÄŸu Asya, Tayvan ve Kore’dir. [4]
​
Güney Kore’nin A.B.D’i için önemi
Kore bölünmüÅŸ kaldıkça ve istikrarsız Kuzey ile giderek zenginleÅŸen Güney arasında savaÅŸa karşı potansiyel olarak hassas olduÄŸu sürece, Amerikan güçleri yarımadada kalmak zorunda olacaktır. ABD’nin herhangi bir biçimde tek yanlı çekiliÅŸi savaÅŸa yol açmakla kalmayacak, büyük olasılıkla Japonya’daki Amerikan askeri varlığının sonunun da sinyallerini verecektir. Amerikalıların Güney Kore’yi terk etmelerinden sonra, Japonların kendi topraklarında devam eden ABD konuÅŸlanmasına güvenmeye devam edeceklerini düÅŸünmek güçtür. Japonya’nın hızla yeniden silahlanması en büyük olasılık olacaktır. Bu da tüm bölgeyi geniÅŸ çaplı istikrarsızlaÅŸtıracak sonuçlar yaratacaktır. [5]
​
Kore’nin yeniden birleÅŸmesi muhtemelen ciddi jeopolitik ikilemler yaratacaktır. Çinlilerin birleÅŸmeyi bu koÅŸullarda kabul edecekleri kuÅŸkuludur. EÄŸer bu yeniden birleÅŸme kademe kademe, yani yumuÅŸak iniÅŸle gerçekleÅŸirse, Çin buna siyasi olarak engel olacak, Kuzey Kore de yeniden birleÅŸmeye karşı çıkan unsurları destekleyecektir. EÄŸer bu yeniden birleÅŸme ÅŸiddet yoluyla, Kuzey Kore’nin “ani iniÅŸiyle” gerçekleÅŸirse, Çin’in askeri müdahalesi bile engellenemez. [6]
​
Topraklarında ABD askeri olmayan birleÅŸmiÅŸ Kore büyük olasılıkla önce Çin ve Japonya arasında bir tür tarafsızlığa ve sonra da kademeli olarak -kısmen arta kalan fakat halen yoÄŸun Japon karşıtı duyguların yönlendirmesiyle- Çin’in siyasi açıdan daha belirgin nüfuz çemberine veya bir biçimde daha duyarlı saygı alanına kayardı. [7]
​
Japonya ve Kore’nin barışması olası bir yeniden birleÅŸme için daha istikrarlı bölgesel çerçeveye önemli ölçüde katkıda bulunabilir. Kore’nin yeniden bütünleÅŸmesiyle ortaya çıkabilecek çeÅŸitli uluslararası sonuçlar, Japonya’yla Kore arasındaki gerçek bir uzlaÅŸma tarafından hafifletilir. [8]
​

​
Friedman’ın Japonya ve Kore Hakkında GörüÅŸleri
George Friedman bu görüÅŸlerini 2009 yılında yayınladığı “Gelecek 100 yıl” ve 2011 yılında yayınladığı “Gelecek 10 yıl” adlı kitaplarında dile getirmiÅŸtir.
​
Japonya dünyanın ikinci en büyük ekonomisidir fakat kullandığı hammaddenin neredeyse tamamını ithal etmektedir. Bu, Japonya için tarihsel bir durumdur. Pasifik Rusya mineral kaynakları açısından son derece zengindir. 2020'li yıllarda, Japonya enerji sorunlarıyla karşı karşıya kalacaktır ve Basra Körfezi'ne bağımlı olmayı sürdürecektir. Rusya'nın parçalanmasıyla, Japonya daha büyük avantajlar elde etme isteÄŸi içinde olacaktır. Japonya Pasifik Rusya üzerinde ekonomik kontrole sahip olacaktır. Japonya hammadde tehdidini aÅŸmak için etrafındaki ülkelerin kaynaklarına saldırmaktan çekinmeyecektir. [9]
​
Japonya hem kuzey Çin'de hem de Pasifik Rusya' da doÄŸrudan çıkarlara sahiptir fakat askeri macera konusunda istekli deÄŸildir. 2050 yılında Japonya'nın nüfusu ÅŸimdiki 128 milyondan 107 milyona düÅŸecektir ve bu insanların yüzde 40'ı 65 yaşın üzerinde ve 15 milyonu 15 yaşın altında olacaktır. Toplamda 55 milyon insan iÅŸgücünün dışında olacaktır. Japonya ekonomisi yönetilebilir olmanın ötesinde bir yapı içinde olacak ve bunun yarattığı baskı ile bölgesel bir güç olma giriÅŸimi dışında hiçbir seçeneÄŸi kalmayacaktır. [10]
​
Biz Japonların 2020'li yıllarda ÅŸimdiki ketumluklarını ve barışçıl politikalarını sürdürüp sürdürmeyecekleri bilemeyiz. Japonlar askeri çatışma konusunda istekli deÄŸillerdir çünkü onların uzun ulusal belleÄŸi Ä°kinci Dünya Savaşı korkusu ile sarmalanmıştır. [11]
​
Yaklaşık 2030 yılında, Amerika BirleÅŸik Devletleri Japonya'ya bakış açısını yeniden gözden geçirmek durumunda kalacaktır. Japonya, Amerika BirleÅŸik Devletleri'ne benzer olarak doÄŸası gereÄŸi bir deniz gücüne sahiptir. [12]
​
Amerika BirleÅŸik Devletleri tüm okyanusları egemenliÄŸi altında tutmak istemektedir. Japonya'nın bölgesel olarak yeniden ortaya çıkışı yalnızca bu çıkarları tehdit etmekle kalmaz, aynı zamanda küresel olarak artan Japon gücü arenada bir rakip anlamına gelmektedir.[13]
​
Gelecekte Kore’nin Önemi
GeliÅŸen Japonya'nın etki alanının tam ortasında 2030'dan önce birleÅŸmesi beklenen Kore bulunmaktadır. BirleÅŸik bir Kore yaklaşık yetmiÅŸ milyonluk bir nüfusa sahip olacaktır. Bu rakam Japonya'nın nüfusundan pek de az deÄŸildir. Kore tarihsel olarak Japon egemenliÄŸinden korku duymaktadır. Japonya, Çin ve Rusya üzerindeki gücünü arttırdıkça, Kore ortada kapan içinde kalacaktır ve korkacaktır. Kore kendi hakları içinde gözardı edilebilecek bir güç olmayacaktır, fakat onun gerçek önemi Amerika BirleÅŸik Devletleri'nin Kore'yi Japon gücüne bir karşı güç olarak desteklemesinden kaynaklanacaktır. Kore yükselen Japonya'ya karşı ABD desteÄŸini almak isteyecektir ve Japonya karşıtı koalisyon oluÅŸmaya baÅŸlayacaktır. [14]
​
2040'lı yıllarda, Amerika BirleÅŸik Devletleri ve Japonya derin bir çıkar çatışması içinde olacaktır. Amerika BirleÅŸik Devletleri Seul ve Pekin ile müttefiklik içinde olacaktır, onların tümü artan Japon gücü hakkında endiÅŸelenen merkezler olacaktır. Kendi etki alanlarında Amerikan müdahalesinden çekinen Japonlar zorunlu olarak kendi askeri güçlerini arttırma yoluna gireceklerdir. Ancak Japonya çok derin bir ÅŸekilde soyutlanmış olacaktır, Amerika BirleÅŸik Devletleri'nin bölgede oluÅŸturduÄŸu koalisyon onu yalnızlığa itecektir ve kendisine destek veren hiçbir önemli ülke bulamayacaktır. Ancak, teknolojik deÄŸiÅŸimler jeopolitik deÄŸiÅŸimler yaratacaktır ve Japonya için Asya'nın diÄŸer ucunda kendi oluÅŸturacağı bir yapı için olanak saÄŸlayacaktır. [15]
​
Japonya sanayi için gereken madenlerden neredeyse tamamen yoksun. Hammadde ithal eden ama gerekirse tek başına hayatta kalacak kadar malzemesi olan Çin’in aksine, Japonya ithalatın durması halinde aylar içinde çöker. [16]
​
Japonya deniz ticaretine bugün de 1930 ve 1940larda olduÄŸu kadar bağımlı. Hâlâ bütün petrolünü ithal etmek ve bunu ABD donanmasının kontrol ettiÄŸi sularda yapmak zorunda. [17]
​
Japonya’nın temel zayıflığı petrolden kauçuÄŸa ve çeliÄŸe kadar sanayi için gereken doÄŸal kaynakların eksikliÄŸi. Bir sanayi gücü olarak kalmak istiyorsa Japonya’nın küresel olarak mal alıp satması gerekir ve eÄŸer deniz yollan üzerinde sahip olduÄŸu geçiÅŸi kaybederse her ÅŸeyi kaybeder. EÄŸer sorun çıkarsa ve içeriye geri dönme seçeneÄŸi olmazsa, Japonya yine agresif olmak zorunda kalacaktır. [18]
​
Japonya ABD’nin emri altında olan bir iliÅŸkide kapana kısılmışken kendi tedarik hatlarını koruyacak askerî gücü oluÅŸturmadan ABD’yi uzaklaÅŸtırmayı göze alamaz ama bu gelecek on yılda Japonya’nın teÅŸebbüs edebileceÄŸinden çok daha hırslı ve pahalı bir giriÅŸim. Yine de, ithalat mecburiyeti ve Amerika’nın ne yapacağı tahmin edilmez tutumu yüzünden oluÅŸan doÄŸal güvensizlik sonucu Japonya ÅŸimdiye kadar olduÄŸundan daha az bağımlı ve açıkta olmaya yönelecektir. [19]
​
Japon Ekonomisinin Problemleri
1990’da Japonya Çinlilerin ÅŸu anda yaÅŸamaya baÅŸladıkları türden bir gerileme yaÅŸamıştı. Japonya’nın yabancılann görebildiÄŸinden çok daha güçlü, resmî olmayan toplumsal bir kontrolü var. Ä°kinci Dünya Savaşı ’ndan sonra hızla büyüyünce, Japonlar sermaye için bir pazar sistemi kurmakta baÅŸarısız oldular ve mali krize yenildiler.[20]
​
Japonya’nın düzgün bir emeklilik planı olmaması vatandaÅŸların kenara daha çok para ayırmaları gerektiÄŸi anlamına geliyordu, paralarını hükümet bankalarına yatırıyorlardı ve banka çok az faiz veriyordu. O para daha sonra hükümet tarafından borç olarak veriliyordu. Bu sistem Japonya’ya ABD’nin faiz oranlarının çift haneli olduÄŸu ve Japon ÅŸirketlerinin yüzde 5’ten düÅŸük faizle kredi alabildikleri 1970 ve 1980lerde büyük avantaj saÄŸladı. Ama paralar çok kârlı iÅŸlere borç verilmiyordu. ÇoÄŸu kâr ucuz paraya eklenen miktarla geliyordu. Japonların emekli olmak için çok biriktirmeleri gerekmesi onlann isteksiz tüketiciler olduÄŸu anlamına geliyordu. Japon ekonomisinin kalbi, bugün Çin ekonomisinde olduÄŸu gibi özellikle BirleÅŸik Devletler’e yapılan ihracatla atıyordu. [21]
​
DiÄŸer Asya ülkelerinden gelen rekabet artınca Japonlar fiyat kırdı, bu da kâr oranını azalttı. En sonunda bir ekonomik çöküÅŸ oldu. [22]
​
Japonya’da küçülmekten kaçınılmasının nedeni bir iÅŸçinin kendini bir ÅŸirkete ömür boyu adaması ve ÅŸirketin de aynı ÅŸekilde karşılık vermesiydi. Japonlar tam istihdama sadık kalırken büyüme oranının neredeyse sıfıra düÅŸmesine izin verdiler. [23]
​
Batılı ekonomistler Japon ekonomisinin durgunlaÅŸtığı yirmi yıla “kayıp on yıllar” adını taktılar. [24]
​
Aynı zamanda Japonya’nın doÄŸum oranı, nüfusu korumak için gereken kadın başına 2.1 çocuk oranının çok altına düÅŸtü. Her nesil bir öncekinden daha az hale geldiÄŸi için ekonomi artık emeklileri destekleyemiyordu. Bu ÅŸekildeki borç ve demografi Japonya için muazzam bir kriz yarattı. [25]
​
Gelecek on yılda, Japonlar hem kamusal hem de özel alanlarda iÅŸlerini korumak için aşın borçlanmaya devam edemezler. Çinliler gibi ekonomik modellerini deÄŸiÅŸtirmek zorunda kalacaklar. Ama Japonların bir büyük avantajları var: Fakir olarak yaÅŸayan bir milyar vatandaÅŸa sahip deÄŸiller. Çinlilerin aksine gerekirse istikrarsızlığa yol açmadan kemer sıkmaya dayanabilirler. [26]
​
Japonlann iç sorunu ekonomik süreçte gidebilecekleri kadar ileriye gitmiÅŸ olmalan. Ya kemer sıkmayı ve iÅŸsizliÄŸi kabul edecekler ya da ekonominin aşın ısınmaya baÅŸlamasına izin verecekler.[27]
​
Japonya’nın diÄŸer büyük sorunu demografik. Daha fazla iÅŸçiye ihtiyacı olan yaÅŸlanmaya baÅŸlamış bir ülke ama sosyal olarak büyük çaplı ve Japon kültürüne uyumlu bir göçü yönetemiyorlar. Bunun çözümü fabrikalara gelecek iÅŸçiler deÄŸil, iÅŸçilere gidecek fabrikalardan geçiyor. Gelecek on yılda Japonya sınırlan dışında iÅŸçi pazarlannı kullanmak için çok daha atılımcı olacak. [28]
Kaynaklar
[1] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[2] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[3] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[4] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[5] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[6] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[7] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[8] Büyük Satranç Tahtası. Zbigniew Brzezinski. Ä°nkılap:1997
[9] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[10] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[11] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[12] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[13] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[14] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[15] Gelecek 100 yıl. George Friedman. Pegasus: 2010
[16] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[17] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[18] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[19] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[20] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[21] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[22] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[23] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[24] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[25] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[26] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[27] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012
[28] Gelecek On Yıl. George Friedman. Pegasus: 2012