Orta Afrika Ülkeleri Üzerine Notlar
GABON
Yer Şekilleri, İklim ve Bitki Örtüsü
Ülkenin büyük kısmı düzdür. Atlas Okyanusuna dökülen büyüklü küçüklü birçok ırmak, ülkenin batı kıyılarını yararak Okyanusa ulaşır. Bunlardan en önemlileri, ülkeye adını veren Gabon Körfezini meydana getiren Gabon Irmağıdır. [1]
Ekvator çizgisinin hemen hemen ortasından geçtiği Gabon’da sıcak ve yağışlı ekvator iklimi hâkimdir. [2]
Gabon, sık ormanlarla kaplı olduğundan, kereste ülkenin başlıca zenginlik kaynağıdır. [3]
Tarih
On beşinci yüzyıl sonlarında, Gabon'un kıyı kesimi, uzun süre Portekizli gemicilerin faaliyet gösterdiği bir köle ticareti merkezi olmuştur. [4]
Gabon, 1888'dc Fransız Kongosuna bağlanmıştır. 1910’da Çad’tan Kongo’ya kadar bütün Fransız sömürgeleri “Fransız Ekvator Afrikası” adı altında birleştirilince, Gabon da bu birliğe bağlanmıştır. 1958’dc Fransa Milletler topluluğuna üye olarak muhtar bir Cumhuriyet olan Gabon, 1960’ta bağımsız olmuştur. [5]
Sosyal Yapı
Kongo kıyılarına yakın bölgede yaşayan ve bugün sayıları çok azalan Pigmelerin dışında, nüfusu daha çok Bantu asıllı kırk kadar Kabile meydana gelir. [6]
Etnik gruplar arasında sosyal ve kültürel ilişkiler yok denecek kadar zayıftır. Nüfusun büyük çoğunluğu köylerde yaşar. [7]
Çiftçilik, kıyı bölgelerinde ise hayvancılık, halkın başlıca geçim kaynağıdır. [8]
Uzun süre Fransız sömürgesi olarak kalan Gabon’un resmî dili Fransızcadır. [9]
Gabon’da yaşayan halkın çoğunluğu Hıristiyanlığın Katolik mezhebine mensuptur. Ancak İslamiyet süratle gelişmekte ve Müslümanların ülke nüfusu içerisindeki oranı %50’ye yaklaşmaktadır. Bunun yanında animist azınlıklar da mevcuttur. [10]
Ekonomi
Gabon, son yıllarda ekonomik yönden son derece güçlenmiştir. Afrika’da Libya’dan sonra kişi başına düşen millî geliri en yüksek ülke hâline gelmiştir. [11]
Bu gelişmenin asıl sebebi, denizde bulunan petrolle, muhtelif bölgelerde bulunan madenlerin çıkarılıp satılması sonucunda elde edilen dövizin ekonomik kalkınma için harcanmasıdır. [12]
Gabon, tarım bakımından oldukça geridir. Ovalık bölgelerde, toprağın ırmaklarla yayılması ve bataklıklar yüzünden tarıma elverişli toprak çok azdır. [13]
Buna karşılık, maden ve orman işletmeciliği çok gelişmiştir. [14]
Maden kaynakları açısından çok zengindir. Altın ve elmas, manganez, demir, petrol ve uranyum yatakları mevcuttur. [15]
KAMERUN
Yer Şekilleri, İklim ve Bitki Örtüsü
Yeryüzü şekli bakımından değişik yapı gösteren Kamerun üç bölgeye ayrılarak İncelenmektedir: Güney Kamerun; Atlas Okyanusu kıyılarının nehirlerinden haliçlerle devam eden yer yer sazlık ve bataklık bitkileriyle kaplı, sıcak, yağışlı ovalar uzanır. Güney ve doğu boyunca nehir yatakları ile parçalanmış, yüksekliği kuzeye doğru 1000 m'yi bulan yaylalar bu bölgenin başlıca yer şekilleridir. Güneybatıdan başlayan sarp kırıklar kuzeydoğuya doğru uzanırlar. Burada yanardağlar vardır. Eskiden İngiliz Kamerun’u olan bu topraklarda bulunan ve bir yanardağ olan Kamerun Dağı, denizden az içeride 4070 m yüksekliğe sahiptir ve hâlen faaliyettedir. [16]
Orta Kamerun; kuzeybatı sarp kırıkları ile çevrili olan bir yayladır. Yüksekliği 800-1500 m arasında değişir. Kuzey Kamerun; Ova, Mandasa Dağları ve kuzeye doğru Çad Gölüne kadar olan kısmı içine alan bir bölgedir. Göllere doğru uzanan bu yer ülkenin, Afrika'nın iç kısımlarına uzanan kısmıdır. [17]
Kamerun yeryüzü şekilleri gibi iklim yönünden de değişiklik gösterir. Ülkede genel olarak ekvator iklimi hüküm sürer. Kuzeye gidildikçe iklim kuraklaşır. Güney kesimi dünyanın en çok yağış alan bölgesinden biridir. [18]
Güney kesimi ve kıyı şeridi gür Ekvator ormanları ile kaplıdır. Orta kısımda ise savanlar ve küme ağaç topluluklarına rastlanır. Kuzey kesiminde dikenli ağaçlar ve bitkiler çöle geçişi sağlar. [19]
Tarih
On beşinci yüzyılda Portekizlierini kıyılarını görmesiyle keşfedilen Kamerun’a Avrupalılar 17. yüzyılda yerleşmeye başladılar. [20]
İlk olarak Almanlar ülkeyi ele geçirdiler. 1916’ya kadar Almanların elinde kalan Kamerun, Birinci Dünya Savaşı sonrası İngiltere ve Fransa’nın, Almanya’nın Afrika’daki sömürgelerini ele geçirme çalışmaları sonucu aralarında
Sosyal Yapı
Halkın büyük kısmını Bantular meydana getirir. Kamerun’da 24 değişik dili konuşan 200 dolayında kabile vardır. Halkın büyük kısmı ülkenin doğu kesiminde ve kırlık bölgelerde yaşar. [21]
Halkın % 40’ı Afrika kabilesinin ananevi dini olan Animizm’e bağlıdır. Halkın % 35’lik kesimi Hıristiyan’dır. Müslümanlar toplam nüfusun beşte birini teşkil etmelerine rağmen, İslamiyet hızla yaygınlaşarak dinamik bir görünüm arz etmektedir. [22]
Ekonomi
Ekonominin tarıma dayandığı ülkede en önemli ürünler arasında kakao başta gelir. Ülkenin orta kısımlarında sığır sürüleri bulunur. [23]
Ülke topraklarının üçte birinin ormanlarla kaplı olması sebebiyle çok miktarda kereste elde edilir. [24]
Yeraltı kaynaklan bakımından fakirdir. Son yıllarda bulunan petrol ekonominin hızlanmasına sebep olmuştur. [25]
KONGO DEMOKRATİK CUMHURİYETİ
1960 tarihinde bağımsızlığına kavuşan Kongo Federal Cumhuriyeti, daha sonra Kongo Demokratik Cumhuriyeti adını almıştır. [26]
Yer Şekilleri, İklim ve Bitki Örtüsü
Kongo Demokratik Cumhuriyetinin büyük bölümü Kongo nehir havzasında bulunur. Ülkenin kuzey orta kısmı alçak yaylalarla kaplıdır. Bu arazi batıdan dağlık kuşatılmıştır. [27]
Kongo Demokratik Cumhuriyetinde sıcaklık devamlı olarak yüksektir. Bununla beraber yağış, yüksekliğe bağlı olarak büyük ölçüde değişir. Kongo Demokratik Cumhuriyeti ekvator tarafından ikiye bölünür. [28]
Kuzey orta kısımda yer alan geniş yaylalar sık ağaçlıklı ormanlarla kaplıdır. Güneyde ve güneydoğuda savanalar, kuzeybatıda otlaklar bulunur. [29]
Tarih
Bugünkü Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde yaşayanlar muhtemelen Nijerya’nın güneydoğu kısmından göç eden Bantu kabilesinden meydana gelmektedir. Bunların çoğu M.S. 800 yıllarında Kongo havzasına geldiler. Bantulular ülkenin asıl yerlileri olan Pigmeler’i ülkenin ulaşılması güç olan yerlerine sürdüler. [30]
On üçüncü ve on dokuzuncu yüzyıllar arasında tropikal orman kuşağının güneyinde birçok büyük devletler ortaya çıktı. Bunların en meşhuru Kongo Krallığıydı. Atlantik kıyısındaki bu krallığı ilk ziyaret eden Avrupalılar, 1482’de Portekizli denizciler olmuştur. Sonraki yıllarda diğer Avrupalılar da Kongo kıyılarına gemiler gönderdi. Burada kurulan önemli devletler bugünkü Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin güneyinde, Angola ve Zambiya’da hüküm süren Bakuba, Luba ve Lunda krallıkları, kuzeydeki Savana kuşağındaki Azande ve Mangbetu devletleriydi. [31]
On beşinci ve on dokuzuncu asırlarda Avrupalılar Orta Afrika içlerine pek giremediler. Kıyıda kalmakla iktifa ederek, iç kesimden yerli tüccarlar vasıtasıyla gelen mal akışını yönlendirdiler. Bunlar sadece mal almakla kalmayıp, köle de satın aldılar. Köle ticareti 19. yüzyılın ilk yarısında zirveye ulaştı, iler yıl aşağı yukarı 150.000 köle, büyük çoğunluğu Amerika’ya gönderilmek üzere gemilere yüklendi. [32]
Avrupalılar, 19. yüzyıl yarısında Orta Afrika’da sistematik olarak keşfe başladılar. Belçika Kralı İkinci Leopold, Henry Stanley’i anlaşmalar yapması için bugünkü Kongo Demokratik Cumhuriyeti topraklarına gönderdi. Stanley, Afrikalı şeflerle kralın kefil olduğu bir teşkilât namına anlaşmalar imzaladı. 1884-1885 Berlin Konferansında ülke Leopold’un hükümranlığına ve mülkiyetine verilmiştir. Ülkenin adı Serbest Kongo Devleti olmuştur. Leopold’un hükümet görevlileri Müslüman tüccarları ülkenin doğu kısmından çıkarmıştır. II. Leopold döneminde Kongo nüfusu 20-30 milyondan 9 milyonun altına düştü. Sonunda Leopold, Kongo bölgesinin kontrolünü Belçika’ya teslim etmek zorunda kaldı ve böylece sömürge dönemi başlamış olmuştur. [33]
1950 yıllarının ortasına doğru yerli halk yönetime katılmayı arzulayarak siyasi partiler kurmaya başladılar. Belçikalılar ekonomik kontrolü ellerinde tutacaklarından emin olduklarından siyasi iktidarı Kongolulara vermeye razı olmuşturlar. 30 Haziran 1960’ta Demokratik Kongo Cumhuriyeti kurulmuştur. [34]
Bağımsızlığı müteakiben başlayan yaygın şiddet eylemleri Avrupalıların ülkeyi terk etmesine sebep olmuştur. [35]
1964’te solcu isyancılar Stanleyvillc’de Halk Cumhuriyeti kurdular. Solcular, 1964 yılı Kasım ve Aralık aylarında çok sayıda beyaz rehine aldılar ve binlerce Kongolu’yu öldürdüler. 1971 ’de ülkenin adı Kongo Demokratik Cumhuriyeti olarak değiştirildi. [36]
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde 1960’da başlayan iç savaş 2003’te son buldu. [37]
Sosyal Yapı
Nüfusun % 80'ine yakınını Bantu Kabileleri meydana getirir. Sudan ve Nil yöresi insanları ülkenin kuzey ve doğu kenarlarında bulunur. Ayrı bir etnik grup olarak ülkede cüce Pigmeler mevcuttur. [38]
Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde yaşayanlar çoğu Bantu dillerini konuşur. % 10 dolayında Sudan dillerini konuşanlar mevcuttur. Resmî dil olan Fransızcadır. [39]
Halkın % 70'i Hıristiyan, % 10’u Müslüman, kalanı Putperesttir. [40]
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin (eski adı Kongo Demokratik Cumhuriyeti ) başkenti Kinshasa'dır ve en büyük kentidir. Son derece modern bir kent olan Kinshasa’nın nüfusu 2008’de 9.166.685 kişi dolayındadır. Ülke nüfusunun yaklaşık sekizde birinin yaşadığı kentte Belçika sömürge döneminden kalma yapılara da rastlanır. Şehir Kongo nehrinin güney asında, nehrin Atlas Okyanusu'na döküldüğü yerden 560 km içeride Imuştur. Güneyinde Livigstone Çavlam vardır, bu çavlan gemilerin ongo Nehrinden geçerek Kinşasa'ya kadar gidebilmelerini sağlar. Şehrin i adı Leopoldville ’dir. Bu ad Belçika kralı ll.Lcopold'un şerefine lmiştir. 1967 yılından beri şehre "Kinshasa" denir. Şehir Kongo umhuriyeli'nin başkenti olan Brazzaville'nin tam karşısındadır. [41]
Kongo Demokratik Cumhuriyeti, tek partili sistemle yönetilen bir umhuriyettir. Ülkenin tek partisi. Başkan Mobutu'nun kurduğu, Mouvement julaire de la Revolution’dir (MPR). MPR'nin icra komitesi ile hükümet 72’de birleştirilerek Millî İcrâ Konseyi meydana getirilmiştir. Yasama -anı Millet Meclisidir. Kongo Demokratik Cumhuriyeti, 9 idari bölgeye ılmıştır. Ülke, Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği teşkilâtlarına üyedir. 1998’den bcıi iç çatışmalar ve darbelerle yıpranan Kongo Demokratik umhuriyeti'nde ilk demokratik seçimlerde (2006) eski Devlet Başkam urent Kabila'nın 2001'de öldürülmesinden sonra yerine geçen oğlu Joseph bila, isyancı lideri Jean Pierre Bemba ile yarışmış ve başkanlık seçimlerini len görevde olan Joseph Kabila'nın kazanmıştır. [42]
Ancak seçimlerden sonra da çatışmalar devam etmiştir. Kongo’nun Kuzey vu vilayetinde hükümet güçleriyle isyancı General Laurent Nkunda’ya ğlı birlikler arasında yaşanan iç çatımsalar neticesinde göçe zorlanan sivil yısı yaklaşık 200 bine ulaşmıştır. [43]
1998-2003 yılları arasında çıkan çatışmalarda 5,4 milyon kişinin öldüğü 5 milyon nüfuslu Demokratik Kongo'da dünyanın en kötü insani izlerinden biri yaşanmaktadır. Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde halen dan fazla yerli ve yabacı grubun dâhil olduğu silahlı çatımsa ve huzursuzluk ortamı yaşanmaktadır. Özellikle ülkenin doğusunda yoğunlaşan huzursuzluğu ortadan kaldırmak için ülkede BM Barış Gücü bulunmaktadır. Bununla birlikte halen Kongo’da binlerce kişi savaş, açlık ve hastalık gibi sebeplerden hayatını kaybetmektedir. [44]
Ekonomi
Az nüfus barındırması, çok verimli topraklara, dünyadaki en büyük yağmur ormanlarına, büyük maden ve mineral rezervlerine ve hidroelektrik üretim potansiyeline sahip olmasına rağmen, Demokratik Kongo Cumhuriyeti dünyadaki en fakir ülkelerden biridir. [45]
Ülke ekonomisi 1980’lerin ortalarından itibaren kötü bir gidişat içine girmiştir. [46]
Demokratik Kongo Cumhuriyeti doğal kaynaklar bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Elmas ve altının yanı sıra stratejik önemi haiz kotlan ve uranyum gibi madenlere, akarsular bakımından ise dünyanın en büyük havzalarından birine sahiptir. Orman ürünleri önemli gelir sağlamaktadır[47]
Kongo’nun ekonomisi temel olarak tarıma dayanmaktadır. [48]
Doğudaki yaylalarda sığır yetiştirilmektedir. Balıkçılık, avlanma, keçi ve kümes hayvancılığı iyi durumdadır. [49]
Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin ekonomisinin belkemiğini madencilik teşkil eder. Madenler ülke İhracatının % 85’ini meydana getirir. Kobalt, bakır, kadmiyum, altın, gümüş, kalay, germanyum, çinko, demir, manganez, uranyum ve radyum ülkenin başlıca yer altı zenginliklerini teşkil eder. Dünya kobalt rezervlerinin % 60’ı Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ndedir. [50]
ZAİRE (DEMOKRATİK KONGO CUMHURİYETİ)
Yer Şekilleri, İklim ve Bitki Örtüsü
Kongo’nun kuzey bölümünden ekvator çizgisi geçer. Kongo Demokratik Cumhuriyeti Irmağı ülkenin doğusunda sınır meydana getirir. [51]
Ülke, yüksekliği 500 ile 1000 metre arasında değişen bir yayla görünümündedir. Kıyı bölgesi, oldukça engebesizdir. Kuzeyde, kıyıyı kumullar örter. [52]
Kongo’da ekvator çizgisinin üzerinde olmasından dolayı ekvator iklimi hüküm sürer. [53]
Ülkenin bitki örtüsü, ekvatoral bölge bitkilerinden meydana gelir ve büyük bir bölümünde balta girmemiş ormanlar bulunur. Doğu kısmında ise yer yer ağaçlık ve savanlarla kaplı arazi bulunur. [54]
Tarih
Bugünkü Kongo’nun bulunduğu yerde eskiden, güçlü bir Kongo Krallığı vardı. On altıncı yüzyılda bu krallık en parlak dönemine ulaşmıştı. Avrupalıların gelişi, bu krallığın yıkılmasına sebep olmuştur. [55]
Bölgeye ilk defa on beşinci yüzyılda Portekizliler gelmiştir. On yedinci ve on sekizinci yüzyılda Fransızlar da gelerek buralarda esir ticareti yapmaya başladılar. Esir ticareti ve kölelik yasaklandıktan sonra, Fransızlar bölgeyi sömürge hâline getirdiler. [56]
1960 yılında tam bağımsız bir ülke olmuştur. 1970’den sonra yapılan idare değişikliğiyle Marksist bir rejime geçmiştir. Ve devletin adı Kongo Halk Cumhuriyeti olarak değiştirildi. [57]
Sosyal Yapı
Buteke, Bakonga, M’Bachivc ve Sangha olmak üzere dört etnik gruptan meydana gelmiştir. [58]
Ülkede kullanılan ve resmen kabul edilen, Fransızca ile Lingala dili ve Kikongo dili konuşulur. [59]
Halkın % 48’i Hıristiyan, % 4’ü Müslüman, geri kalan kısmı ise yerel inançlara bağlıdır. [60]
Kongo, komünist rejimle yönetilen bir ülkedir. Sadece tek bir siyasi parti vardır. [61]
Ekonomi
Kongo’nun ekonomisi tarıma dayanır. Köylüler, ekime elverişli toprakları, en ilkel metodlarla işler. [62]
Ormanlar ülkenin başlıca gelir kaynağı olup, ihracatın yarısını orman ürünlerinden sağlar. [63]
Ülkede en çok potasyum rezervleri bulunur ve dünyada en çok potasyum çıkaran ülkelerin arasındadır. Bunun yanında petrol, çinko, kalay, kurşun, bakır ve altın yatakları varsa da bunlar çok azdır. [64]
ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ
Yer Şekilleri, İklim ve Bitki Örtüsü
Orta Afrika Cumhuriyeti, Afrika kıtasının iki büyük çöküntü alanı olan Çad ve Kongo havzaları arasındaki büyük bir yayla üzerinde yer alır. [65]
Orta Afrika Cumhuriyetinde tropikal bir iklim hüküm sürer. [66]
Ülke esas itibariyle savana tipi bitki örtüsüyle, yani uzun veya orta boylu otlar ve seyrek ağaçlardan meydana gelen bozkır ile kaplıdır. Ülkenin güneybatı köşesinde ekvatorun sık ağaçlı ormanları bulunur. [67]
Tarih
Ondokuzuncu yüzyıla kadar Orta Afrika Cumhuriyeti topraklarında pek az kimse bulunuyordu. Esir tüccarlarından kaçan çeşitli kabileler kuzeyden, Nil havzasından ve kıyı bölgelerinden göç ederek bugünkü Orta Afrika Cumhuriyeti topraklarına yerleşmişlerdir. Fransızlar ilk olarak 1887’de girerek, 1910’da sömürge hâline getirdiler. İkinci Dünya Savaşından sonra Fransa’nın sömürge siyasetindeki değişiklik ve siyasî partilerin kurulması, bağımsızlığa doğru adım atılmasına imkân vermiştir. 1960’ta ülke Fransa'dan bağımsızlığını elde etmiştir. [68]
Sosyal Yapı
Güneyde Ubangi Nehrinin kuzey kıyılarında Bantu dilini konuşanlar bulunur. Doğu kesimde, Nil ve yöresine ait kültürün tesirleri görülür. [69]
Ülkenin resmî dili Fransızcadır. Her tarafında konuşulan Zango dili değişik etnik gruplar arasında bir dil köprüsü vazifesi görür. [70]
Nüfusunun % 60’ı putperest, çoğunluğu Katolik olmak üzere % 35’i Hıristiyan, % 5’i Müslüman’dır. [71]
Ekonomi
Orta Afrika Cumhuriyeti, esas itibariyle bir tarım ülkesidir. Topraklarının % 15’i işlenmeye elverişlidir. [72]
Ülkede yeraltı zenginlikleri olarak elmas, uranyum, demir ve bakır vardır. Elmas ülke için büyük bir gelir kaynağı teşkil etmektedir. Kişi başına düşen yıllık gelir 390 dolardır. [73]
KENYA
Yer Şekilleri, İklim ve Bitki Örtüsü
Kıyı şeridinden kuzey sınırına kadar uzanan iç bölge ülkenin yarısından fazlasını kaplayan kurak ovalardan meydana gelir. Yaylaların ortasında bütün Doğu Afrika’yı kaplayan Rift Vadisi bulunur. Bu vadinin tabanı göllerle kaplıdır. Batıdaki Nyanza Yaylası, dağlık bölgeden ve Rift Vadisinden Uganda ve Tanzanya sınırındaki Victoria Gölüne kadar uzanır. Bu yaylada sulama problemi olmadığı için çiftlikler, ormanlar ve otlaklar yer alır. [74]
Tarih
Kenya, Afrika’nın en eski yerleşim bölgelerinden biridir. Kenya’ya ilk defa Arap tüccarlar gelerek, Malindi ve Monbasa şehirlerini kurmuşlardır. Ülkeye ilk gelen Avrupalılar Portekizli gemiciler olmuştur. Portekizliler, Araplar ağırlığını ortadan kaldırmış ve deniz yollarını ve limanları kontrol ederek büyük vergi gelirleri elde etmişlerdir. Bu dönemde bölgede Kenya sahillerindeki şehirler bağımsız beylikler olarak yönetilmiştir. On sekizinci yüzyılda Araplar Kenya’ya tekrar hâkim olmuşlar ve Portekizlileri bölgeden çıkarmışlardır. 1887’de bir İngiliz şirketi Kenya’yı Araplardan kiralamış 1895’te de bölgeyi tamamen kontrolü altına almıştır. Bundan sonra Kenya, İngiliz sömürgesi olmuştur. [75]
1963’tc bağımsızlığını ilan eden ülkede 1964’te Cumhuriyet rejimi benimsenmiştir. [76]
Sosyal Yapı
Kenya’nın nüfusu büyük ölçüde merkezde ve tarım bakımından daha verimli alanları kapsayan batı bölgelerde yoğunlaşmıştır. Bir liman kent: olan Mombasa, Doğu Afrika’nın en önemli liman şehirlerinden birisidir. Kenya’da aynı zamanda çok çeşitli kabileler mevcut olup, bunların en önemlileri şunlardır: Kikuyu (%20,8), Luhya (% 14,4), Luo (12,4), Kalenjın (% 11,5) ve Kamba (%1 l,4)’dır. [77]
Kenya'nın en büyük etnik grubu Kikuyu'lar nüfusun %21 ini oluşturur, başkent Nairobi çevresinde yoğun olarak yaşarlar ve geleneksel olarak politik iktidarı elinde tutan grup olmuştur. [78]
Toplam nüfusun yarısı, Hıristiyanlardan oluşmakta olup, 3,5 milyona yakın Müslüman ülkede yaşamını sürdürmektedir. [79]
Kenya’nın başkenti Nairobi'dir. 2008’de nüfusu 3.038.553 kişi olmuştur. [80]
Ekonomi
Ülkenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. Sanayi gelişmemiş olup, turizm önemli gelir kaynağıdır. Kenya topraklarının % 12 gibi az bir kısmının tarıma elverişli olmasına rağmen, halkın % 60’ı tarımla uğraşır. [81]
Kenya yeraltı kaynakları bakımından fakir bir ülkedir. [82]
UGANDA
Uganda, adını 19. yüzyıla kadar bölgenin en güçlü devleti olan Buganda Krallığı'ndan alır ve anlamı “insanların ülkesi” demektir. [83]
Yer Şekilleri, İklim ve Bitki Örtüsü
Uganda’nın büyük bir bölümü yayla halindedir. [84]
Ekvator üzerinde olmasına rağmen, ülkenin yüksek rakımı sebebiyle iklim ılımandır. [85]
Uganda yüzölçümünün yaklaşık olarak % 16’sı su ile kaplıdır. Ülkenin başlıca gölleri, Victoria, Albert, Edward, Kyoga ve George gölleridir. Victoria Gölü, Nil Nehrinin ana kaynağını teşkil eder. [86]
En yaygın bitki türü ülkenin bütün kuzeyini kaplayan seyrek ağaçlı savanadır. Diğer farklı bitki türleri Victoria Gölü ve Albert Gölünün doğusu dolayındaki eski ormanlardan kalan ağaçlar, doğudaki Kararnoja bölgesindeki kurak bozkırlar, güney ve güneybatıdaki açık otluk savanalar, dağlık bölgelerin ormanları ve bunların yüksek kısımlarındaki kırlardır. [87]
Tarih
Bugünkü Ugandalılar, iki grup halinde ülkeye göç edenlerin soyundan gelmektedirler: İlk grup olarak, 15. asır dolayında güneye doğru gelenler ülkenin bugünkü Bantu halklarını meydana getirdiler, daha sonra Nil yöresinden ve Sudan’dan gelen ikinci grup kuzeydeki ve doğudaki kabileleri. [88]
On altıncı ve 17. yüzyıllarda en kuvvetli devlet Bunyoro Krallığı idi. On sekizinci yüzyılda Buganda bölgede hâkim olmak için Bunyoro’ya karşı giriştiği mücadelede üstünlüğü ele geçirmiştir. 1840 yıllarında Arap tüccarlar ülkeye gelerek, bir kışını Ugandalıların Müslüman olmalarına sebep olmuşturlar. 1880 sonlarında İngiltere ve Almanya aralarında anlaşma yaparak Doğu Afrika'yı paylaştılar. Uganda İngiltere’nin himayesi altına girmiştir. [89]
Uganda 1962’de bağımsız olmuştur.
Darbeyle başkan olan Dr. Milton Obote zamanında çok az bir Yahudi azınlığı, 90.000 İngiliz ve İngilizlerin Hindistan’dan getirdiği 50.000 Hindu, Uganda’nın bütün askeri, kültürel ve ekonomik imkânlarını ele geçirdiler. 1971 ’de Uganda Ordusu Dr. Milton Obote’yi devirerek, orduda çok sevilen İdi Amin’i devlet başkanlığına getirdiler. İdi Amin, Yahudileri, İngiliz ve Hinduları ülkeden çıkarmıştır. [90]
Bunun zamanında Müslümanlığa geçenler hızla çoğalmıştır. Bu durum bazı güçleri aşırı derecede tedirgin etmiştir. İdi Amin’i öldürmek için 26 suikast düzenlenmiştir. Bunlar neticesiz kalınca Hıristiyan Tanzanyalılar Uganda’yı işgal etmiştir. Sürgünden dönerek siyasi oyunlarla 1980 Aralık ayında Cumhurbaşkanı olan Hıristiyan Dr. Milton Obote 100.000’e yakın Müslümanı çocuk, ihtiyar, kadın demeden katletmiştir. [91]
Sosyal Yapı
Nüfusun büyük bölümü Victoria Gölü dolayında ve Rwanda sınırı yakınında toplanmıştır. Afrikalılar kullandıkları dillere göre 4 ana etnik gruba ayrılırlar: Bantu dilleri, Nil yöresi dilleri, Nil-Hami dilleri ve Sudan dilleri. Bantu, nüfusun % 65'ini teşkil etmekte olup, Uganda’nın güneybatı yarısının tamamını işgal eder. Nil yöresi halkları Uganda’nın kuzey iç kesiminde bulunur. Nil-Hami halkları kuzeydoğu Uganda’da mevcuttur. Sudanlı gruplar Uganda’nın kuzeybatı köşesinde yaşarlar. [92]
Uganda halkının %62’si Hıristiyan, % 6’sı Müslüman kalanı putperesttir. [93]
Uganda Cumhuriyetinin başkentidir Kampala’dır. Deniz seviyesinden 1189 m yükseklikte kurulan Kampala'nın nüfusu, 2008’de 1.507.042 kişidir. Başkent olmasının yanı sıra ülkenin başlıca sanayi, ticaret ve fınans merkezi olan kenttir. [94]
Ekonomi
Uganda ekonomisi tarıma dayanır. Ana ticaret bitkileri ülke ihracatının % 80’ini teşkil eden kahve ve pamuktur.[95]
Ülkenin önemli yeraltı zenginlikleri bakır ve kobalttır. [96]
TANZANYA
Tanzanya Nisan 1964’te Tanganika ve Zengibar adlı iki bağımsız devletin birleşmesinden meydana gelmiştir. [97]
Tanzanya ülkesi, iki ayrı bölgeden oluşur. Ülkenin asıl toprak parçası olan Tanganika ve Hind Okyanusu üzerindeki Sansibar (Zenzibar) Adasıdır. Tanzanya, bu iki ismin birleşimidir. [98]
Yer Şekilleri, İklim ve Bitki Örtüsü
Tanganika’nın deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 900 m dir. Öncelikle sınırda olmak üzere ülkede bazı yüksek dağlık araziler bulunur. 5894 m yüksekliğe erişen kuzeydeki Kilimanjaro Dağı, Afrika’nın en yüksek noktasıdır. Zengibar ve Pemba esas itibariyle mercan adaları olup, Tanganika kıyısından yaklaşık 40 km uzakta Hint Okyanusunda yer almaktadır. [99]
Tanzanya’da tropikal bir iklim hüküm sürer. Fakat sıcaklık adalarda muntazam deniz meltemleri sayesinde ılımandır. [100]
Tarih
Sekizinci yüzyılda Tanzanya’ya Araplar gelerek İslamiyet’i yaydılar. Arkeolojik çalışmalar 10. Yüzyılda kıyıda Arap şehirlerinin olduğunu doğrulamaktadır. 1499’da Vasco de Gama, Hindistan’a yolculuk yaparken Zengibar’ı keşfetmiştir. Sonraki iki yüzyılda Portekiz İmparatorluğu, Doğu Afrika’nın ticaret şehirlerinin çoğunu kontrolü altında tutmuştur. 18. yüzyıl başlarında Umman Arap Sultanlığı kıyıya seferler yaparak Pemba ve Kilvva şehirlerini zapt etmiştir. 1840’ta Umman Hükümdarı, sarayını Zengibar’a taşımıştır. 19. yüzyılın büyük bölümünde Zengibar, ülkede fildişi ve köle ticaretini elinde tutan kuvvetli bir Sultanlık olmuştur. [101]
1885'te Tanganika, Almanya’nın yönetimi altına girmiştir. İngiltere 1890’da Zengibar'ı himayesi altına almıştır. Tanganika Birinci Dünya Harbinin sonuna kadar Alman Doğu Afrikası’nın bir parçası olarak kalmıştır. 1919 Versailles Antlaşmasıyla Alman Doğu Afrikası bölündü. Tanganika Milletler Cemiyetinin İngiltere tarafından yönetilen bir mandası olmuştur. [102]
1946 yılından itibaren Birleşmiş Milletlerin gözetiminde İngiltere tarafından idare edilen bir memleket hâline gelmiştir. [103]
1961de Tanganika bağımsızlığını kazanarak bir yıl sonra cumhuriyet kurulmuştur. 1963’te İngiltere Zengibar’a bağımsızlık vermiştir. Bir ay sonra ihtilâlle Arap Sultanlığı devrilerek Cumhuriyet ilan edilmiştir. 26 Nisan 1964’te Doğu Afrika’daki Tanganika Cumhuriyeti ve Tanganika kıyısının yakınındaki Zengibar Ada Cumhuriyeti birleşerek Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti adını almıştır. [104]
Sosyal Yapı
Büyük çoğunluğu Bantu olarak bilinen Afrikalılardan meydana gelmiştir. Ayrıca ülkede az sayıda Arap, Hintli, Pakistanlı ve Avrupalı vardır. Büyük çoğunluğu Kabileler halinde yaşar… Nüfusun büyük çoğunluğu Svvahili dilini konuşur, İngilizce resmî dilidir. [105]
Ülke nüfusunun % 33’ü Müslüman, % 44’ü Hıristiyan, kalanı putperesttir. İslamiyet Zengibar ve Tanganika kıyısına asırlar önce gelmiştir. On dokuzuncu yüzyılda iç kesimde yayılmıştır. Hıristiyanlık 1840’tan itibaren misyonerler tarafından Tanzanya’ya getirilmiştir. [106]
Başkenti, siyasi başkent Dodoma (nüfus 1.699.000), ticari başkent Darüsselam, (2008’de 2.975.986)’dir. [107]
Ekonomi
Tanzanya ekonomisi, esas itibariyle tarıma dayalıdır. [108]
RUANDA
Yer Şekilleri, İklim ve Bitki Örtüsü
Ülke genel olarak derin vadilerle yer yer kesilmiş dağlık ve yaylalık bir ülkedir. Dağlar, Nil havzası ile Kongo havzasını birbirinden ayırır. [109]
Ruanda ekvatora çok yakın olmasına rağmen, arazisinin yüksekliği sebebiyle ılıman bir iklime sahiptir. İklimi oldukça yumuşaktır. [110]
Ruanda’nın batı bölgesinin hemen hemen tamamına yakın bir bölümü yeşil bitki örtüsüyle doludur. Aynı zamanda bu bölge hem tarım ve hem de hayvancılık için müsait topraklara sahiptir. Doğu bölgesi ise genellikle savanalarla doludur. [111]
Tarih
Ülkenin bilinen ilk yerlileri Two Kabileleridir. Daha sonra Ruanda topraklarına Ilutu yerlileri hâkim olmuştur. Bundan sonra bölgeyi Hutuları mağlup eden Tutsiler ele geçirmiştir. Bu Kabile, Ruanda Krallığını kurarak topraklarını, 15. Yüzyılda genişletmiştir. 19. yüzyılın sonlarında ise Alman Doğu Afrikası’nın bir parçası haline getirilmiştir. 1890 Brüksel Konferansı'nda, Ruanda, Almanya idaresine verilmiştir. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Ruanda yönetimi Belçika'ya verilmiştir. [112]
Ülkede o zaman yaşayanların %90'ı Hutu, %9'u Tutsi, %1'i ise Pigmeydi. [113]
Belçikalılar, Ruanda için kontrolün elde tutulmasının garantisi olarak gördüler ve bölgede bulunan azınlıktaki Tutsileri, Hutulara karşı desteklemek amacıyla ırka dayalı bazı ayrıcalıklar vermişlerdir. Tutsiler, Hutulara göre çok daha iyi yaşam şartlarına ve daha iyi işlere kavuşmuştur. Üniversiteler, eğitim ve sosyal olanaklar Hutulara neredeyse tamamen kapanmıştır. [114]
İkinci Dünya Savaşı'nın bitmesiyle, bağımsızlığa hazırlamak amacıyla Ruanda yönetimi Birleşmiş Milletlere verilmiştir. Hutu milliyetçisi Hutu Özgürlük Hareketi iktidara gelmiştir. İktidara geldikleri andan itibaren, Belçikalıların desteğiyle, eski yönetimin uzantısı sayılan Tutsilere karşı sindirme harekâtı başlatılmış, 20 bin ila 100 bin arasında Tutsi öldürülmüş, 160 bin kadarı da komşu ülkelere, Tanzanya ve Uganda'ya sığınmıştır. [115]
1959’da iç savaş patlak vermiş ve Tutsi idaresi son bulmuştur. [116]
1950'lere kadar Tutsileri Hutulardan üstün tutma siyaseti güden Belçika, bu tarihten sonra sayıca üstünlüklerinden ötürü Hutuları desteklemeye yönelmiştir. Belçika, Ruanda ve Burundi'yi, 1962 yılında her iki devlet bağımsızlıklarını kazanana kadar yönetmiştir. [117]
Bağımsızlık kazanılmasından sonra Hutu Özgürlük Hareketi yönetimi, tek parti iktidarı sırasında da Hutu milliyetçisi bir politika izlemiştir. 1964 ve daha sonra 1974'teki olaylarda birçok Tutsi öldürülmüş ya da sürülmüştür. 1973'te Hutu Juvenal Habyarimana bir darbeyle iktidarı ele geçirip, Hutu Özgürlük Hareketi hareketine son vermiştir. Ruanda 1962 yılında demokratik, sosyal ve bağımsız bir Cumhuriyet hâline gelmiştir. 1976 yılında yeniden bir Millî Kongre seçimle işbaşına gelmiştir. [118]
Ruanda Soykırımı 1994
1994'te meydana gelen olaylarda 100 gün içinde 9 milyonluk ülkede 800,000 kadar insanın yaşamını yitirmesine sebep olan Ruanda Soykırımı ülkenin adının dünyada daha çok duyulmasına yol açmıştır. Ruanda, hâlâ soykırım sonrası travmayı ve ekonomik sorunları üzerinden atamamıştır. Çünkü 800.000 Tutsi ve ılımlı Hutu'nun, aşırı uç Hutular tarafından öldürülmüştür. Katliam, Tutsi destekli isyancı Ruanda Vatansever Cephesi lideri Paul Kegame'ye bağlı güçlerce, Hutu ağırlıklı hükümetin düşürülmesi ile son bulmuştur. Ardından yönetimden güç alan Tutsilerin öç bahanesiyle saldırması sonucu yüzbinlerce Hutu, Kongo Demokratik Cumhuriyetine sığınmıştır.
Uganda'daki kamplarından çıkıp Ruanda'da hükümetle silahlı mücadeleye başladıkları, 1 Ocak 1990'dan 1992'ye kadar bir iç savaş yaşanmıştır. En ücra köylere kadar her yerde Interahamvve adı verilen yerel yarı-askeri örgütler kurularak Tulsiler ve ılımlı Hutular fişlenmiştir. [119]
6 Nisan 1994'te tarihin gördüğü en kanlı katliamlardan birisi radyoda yapılan anonslarla başlamıştır. O gün, bir Hutu olan devlet başkanının uçağı düşürülmüştür. Ülkede yaşanan kaostan faydalanan Interahamvve üyeleri ellerindeki listelere bakarak, eğitimli Tutsi ve ılımlı Hutular başta olmak üzere kıyıma başladılar. Hutu milisleri, neredeyse ellerine geçen her aletle, balta, bıçak, satır, taş ile Tutsileri öldürmeye başladılar. [120]
100 gün içinde bölgede 800.000'e yakın insan öldürülmüş, 2.000.000 Hutu, Tutsilerin ve RYB askerlerinin öç almasından çekindiği için komşu ülkelere mülteci olarak sığınmıştır. [121]
Soykırımın nedeni olarak, Ruanda bölgesinde yaşayan insanların, ari ırk ile aşağı ırk olarak kabul edilen zenciler arasında bir tür geçiş ırkı olduğu iddia edilmiştir. Bu yüzden Hutuların, Tutsileri gerçek Ruandalı olarak değil, kendilerini sürekli aşağılayan ve sömüren Avrupalıların ülkelerindeki işgalci akrabaları olarak değerlendirdikleri iddia edilmiştir. [122]
2000 yılında normal düzene geçmiş ve yeni bir anayasa hazırlanmıştır. İstikrarlı bir tablo çizen Ruanda'da yoksulluk oranı hala çok yüksek ve ülke hala dış yardıma bağımlıdır. [123]
Sosyal Yapı
Ruanda nüfus yoğunluğu bakımından Afrika’nın en kalabalık ülkelerinden biridir. [124]
Ruanda’nın etnik yapısının % 89 gibi büyük bir bölümünü Hutular meydana getirir. Geri kalan % 9’unu Tutsiler, % 1 ’ini Twalar tamamlar. Tutsiler oldukça uzun boyluyken, Twalar pigme türü olup, oldukça kısa boyludurlar. [125]
Halkın çoğu tarım ve sığır yetiştiriciliğiyle uğraşır.
Nüfusun % 10’unu aşan bir kısmı Müslümandır. Nüfusun çoğunluğu ise Katolik ve Protestandır. Ayrıca çeşitli yerli inanışlar da mevcuttur. [126]
Ülkenin resmî dili Bantu dilinden gelen yerli dilidir. Hem Hutu ve hem de Tutsi Kabileleri bu dili konuşurlar. Bundan başka ayrıca Fransızca da resmî dildir. [127]
Ülkenin en gelişmiş şehri başkent Kigali’dir. Kigali 1907 yılında bir Alman kolonisi olarak kurulmuştur. Ancak 1962 yılında başkent olmuştur. 2008’de nüfusu 904.779 kişi olmuştur. [128]
Ekonomi
İlkel tarım yöntemlerine olan bağlılık, artan nüfus ve nüfus yoğunluğu, azalan toprak verimliliği ve değişken iklim koşulları sebebiyle ülke sürekli olarak açlık ve yetersiz beslenme sorunlarıyla boğuşmaktadır. Ruanda nüfusunun % 95’i tarımla uğraşır. Dolayısıyla ülke ekonomisi tarıma ve hayvancılığa dayanır. [129]
Ruanda, Afrika’nın en fakir ülkelerinden biridir. Bu duruma, mineral kaynaklarının noksanlığı da önemli ölçüde tesir etmektedir. Ülke topraklarının % 40’ına yakın bir bölümü ekime uygundur. Sığır çobanlığı Ruanda’da çok önemli bir gelir kaynağıdır. [130]
1990'da ticaretin serbestleştirilmesi, devalüasyon, tarım teşviklerinin kaldırılması, özelleştirme ve işten çıkarmaları içeren Dünya Bankası programı kabul edilmiştir. Ekonomik kriz nedeniyle çiftçiler 300 bin kahve ağacı kökünden sökülüşlerdir. Manyok, fasulye ve süpürge dansından oluşan geleneksel üretim deseni de kahve krizinden etkilenmiştir. Bretton Woods kuruluşlarının dayatmasıyla ticaretin serbestleştirilmesi sonucunda Ruanda'ya yapılan ucuz gıda ithalatı yerel piyasaların dengesini alt üst etmiştir. Ruanda ordusu bir gecede 5 binden 40 bine çıkarılmıştır ve kredilerin bir bölümü de buraya aktarılmıştır. Bundan hemen sonra Ruanda'da iç savaş, etnik çatışmalar ve katliamlar başlamıştır. [131]
BURUNDİ
Burundi, anlam olarak “Ruanda ülkesi” demektir. [132]
Yer Şekilleri, İklim ve Bitki Örtüsü
Burundi, Nil ve Kongo nehirlerinin birleştiği yerde kurulmuştur. Dağ silsileleri hâkimdir. Burundi arazisinin büyük bir bölümü 1500 m’nin üzerindedir. [133]
Burundi’nin başlıca bitki örtüsü savan otlaklarıdır. Ülkenin çoğu ormanlarla kaplıdır. [134]
Tarih
Etoponyalılar, 14. yüzyılda Burundi’ye gelerek yerleştiler ve şu anda halkın büyük çoğunluğunu teşkil eden Bahutililere hâkimiyet kurmuşlardır. Almanlar 1885 tarihinde burayı işgal etmişlerdir. Birinci Dünya Savaşından sonra Birleşmiş Milletler gözetimi altında Belçikalıların krallığı olmuştur. [135]
1959’da siyasi partiler kurulmuştur. 1961 yılında Birleşmiş Milletlerin gözetimi altında seçimler yapılmıştır. 1962’de bağımsızlığını kazanmasından sonra iktidardaki Millî Birlik Partisi muhalefet partisinin ileri gelenlerinden bazılarını suikast olayından sorumlu tutarak idam ettirmişlerdir. Bu sırada Çin’in burada elçilik açmasıyla komünist faaliyetler de artmıştır. Bir taraftan muhalefet liderlerinin sürüklemiştir. [136]
Tutsi ve Hutsi adıyla bilinen iki grup arasında devam eden iç savaşlar sonucu 1966’da ordu yönetime el koymuştur. Seçimler yapılarak bir Cumhuriyet ilân edilmiştir. Ancak karışıklıklar durmamıştır. Nihayet 1976’da ordu yönetime yeniden el koymuş. Anayasa askıya alınmıştır. 30 üyeli Askeri İhtilâl Konseyi kurulmuştur. 1981’de yeni bir anayasa yürürlüğe konulmuştur. [137]
Ekim 1993’ten Ağustos 2004 yılına kadar, 300.000 kişinin ölümü ve 800.000 kişinin yurdundan edilmesiyle sonuçlanan etnik kökenli büyük şiddetten dolayı büyük acılar çekmiştir. Ülkenin adı, komşu ülke Ruanda'da 2004'te dünyanın gözü önünde gerçekleşen etnik savaşlar yüzünden çok duyulmuştur ve bu savaşta 1 milyon kadar insan öldürülmüştür. Katliamın nedenlerine ilişkin düşüncelerden biri, Hutuların Bantu kökenli, Tutsilerin ise Hami ırktan olduğunun kabul edilmesi ve bu farklılığın bir etnik nefret sebebi yapılmasıdır. [138]
Sosyal Yapı
Burundi, Afrika’nın nüfus yoğunluğu en kalabalık olan ülkelerinden biridir. Halkın çoğu kırsal bölgelerde ve şehir merkezinden uzak çiftliklerde yaşar. [139]
Nüfusunun %85'i Hutulardan, geri kalanın çoğunluğu Tutsilerden oluşur. Küçük bir kısmı Twa (Pigme), Avrupalı ve Güneydoğu Asyalıdır. [140]
Okulların çoğu, Hıristiyanların kontrolü altındadır. Halkın % 40’ı ilköğrenim yapabilmekte, çok az kısmı ortaokula gidebilmektedir. İlkokullarda Fransızca ikinci dil olarak okutulmaktadır. Ortaokullar ise Fransızca eğitimi yapmaktadır. [141]
Bujumburu, en büyük şehir olup başkentidir. 2008’de nüfusu 360,278 kişidir. Ülkenin aynı zamanda ekonomi ve ticaret merkezidir. Başlangıçta küçük bir köy olan Bujumbura, 1889 yılında Alman Doğu Afrikası'nda askeri bir merkez olunca hızla büyümeye başlamıştır. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Belçika'nın Milletler Cemiyeti antlaşması uyarınca himayesini üstlendiği Ruanda-Brundi bölgesinin merkezi durumuna getirilmiştir. [142]
Ekonomi
Nüfusun büyük bölümü tarımla uğraşır. Ekonomik iyileşmenin dayanağı dış kazancın %80'ini oluşturan kahvedir. Bütün arazinin % 41 ’i ekilebilir arazidir. [143]
ANGOLA
Yer Şekilleri, İklim ve Bitki Örtüsü
Angola, kıyıdan yükselen ve 1200-2400 m’yi bulan yüksek yaylalardan meydana gelir. [144]
Angola, akarsu yönünden zengindir. Kongo, Kubango ve Kuanza ırmakları önemli nehirleridir. [145]
Ülkenin genelinde tropikal iklim hüküm sürer. Yaylalarda yağış, kıyılara göre çok fazladır. Sıcaklık mevsimlere göre çok az değişir. [146]
Ülkenin kuzeyi tropikal ormanlarla kaplı, güneyi ise tamamen çöldür. Topraklarının % 40 ı ormanlarla kaplıdır. [147]
Tarih
Orta Afrika’da yaşayan Bantu halkı, 1500 yıllarında göçle bu ülkeye yerleşmişler ve çeşitli krallıklar kurmuşlardır. Portekizliler 1575 yılında esir ticaretiyle uğraşmışlardır. Özellikle 1648-1836 yılları arasında Angolalı esirler satılıp çalıştırılmak üzere Brezilya’ya gönderilmiştir. [148]
1961-1962 arasında Portekiz’e karşı şiddet hareketleri, gerilla hareketine dönüşmüştür. Milliyetçi iki grup bağımsızlık ilanı gerçekleştirilmiştir. Bağımsızlığı için Birleşmiş illetlerde verilen karar 1989’da gerçekleşmiştir. [149]
1991 ’de bu gruplar çok partili sisteme geçilmesi konusunda anlaştılarsa da sonraki yıllarda seçimler yapıldıysa da iç çatışmalar bitmemiştir. [150]
Ekonomi
Angola, petrol ve diğer maden kaynaklarına dayanan bir ekonomiye sahiptir. Tarım ürünleri en önemli ihracat maddeleri arasındadır. Dünyanın en fazla kahve üreticilerindendir. [151]
Balıkçılık ve orman ürünleri ekonomide önemli yer tutar. [152]
Angola 2002'deıı itibaren petrol üreten ve ihraç eden ülkeler arasına katılmıştır. Nijerya'dan sonra en fazla petrol rezervine sahip Afrika ülkesi olan Angola'da, elmas madenlerinin işletilmeye başlamasıyla önemli bir refah ve kalkınma dönemi geçirmiştir. [153]
Kaynaklar
[1] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[2] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[3] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[4] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[5] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[6] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[7] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[8] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[9] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[10] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[11] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[12] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[13] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[14] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[15] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[16] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[17] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[18] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[19] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[20] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[21] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[22] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[23] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[24] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[25] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[26] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[27] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[28] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[29] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[30] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[31] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[32] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[33] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[34] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[35] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[36] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[37] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[38] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[39] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[40] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[41] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[42] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[43] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[44] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[45] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[46] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[47] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[48] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[49] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[50] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[51] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[52] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[53] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[54] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[55] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[56] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[57] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[58] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[59] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[60] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[61] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[62] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[63] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[64] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[65] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[66] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[67] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[68] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[69] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[70] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[71] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[72] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[73] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[74] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[75] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[76] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[77] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[78] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[79] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[80] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[81] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[82] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[83] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[84] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[85] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[86] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[87] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[88] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[89] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[90] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[91] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[92] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[93] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[94] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[95] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[96] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[97] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[98] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[99] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[100] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[101] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[102] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[103] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[104] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[105] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[106] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[107] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[108] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[109] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[110] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[111] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[112] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[113] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[114] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[115] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[116] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[117] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[118] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[119] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[120] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[121] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[122] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[123] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[124] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[125] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[126] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[127] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[128] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[129] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[130] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[131] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[132] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[133] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[134] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[135] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[136] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[137] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[138] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[139] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[140] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[141] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[142] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[143] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[144] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[145] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[146] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[147] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[148] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[149] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[150] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[151] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[152] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013
[153] Afrika Coğrafyası. Ramazan Özey. Aktif: 2013