II. Dünya Savaşı Sonrası Üniversiteler
Prof. Dr.Taner Timur'un Toplumsal DeÄŸiÅŸim ve Üniversiteler (Ä°mge: 2000) adlı kitabından kısaltılarak alınmıştır.
1945 ve Sonrası: Toplum Bilimleri ve Yüksek ÖÄŸretimdeki DönüÅŸüm
1945'de yeni bir dünya düzeninin kurulmasına baÅŸlanırken ırkçı-totaliter rejimler geride insanlık tarihinin en kanlı sayfalarını bırakmışlardı.
​
Ä°kinci Dünya Savaşı'ndan sonra farklı ve birbirine tamamen karşıt iki felsefe ve iktisadi sisteme dayanan yeni bir "dünya düzeni" ortaya çıktı. Bu iki kutuplu "düzen", yarattığı soÄŸuk savaÅŸ ve ideolojik çatışma nedeniyle tüm halkların hayatını her yönden etkilemiÅŸtir. Elbette bilim ve üniversite hayatı da bu etkilerin dışında kalmamıştır.
​
Üniversite ve yüksek öÄŸretim tarihini inceleyenler 1945'den sonra bir hayli kesin hatlarla yeni bir dönemin baÅŸladığı kanısındadırlar ve bu kanıyı paylaÅŸmamak olanaksız görünüyor.
​
ABD, SoÄŸuk SavaÅŸ ve Toplum Bilimleri
Amerika BirleÅŸik Devletleri, Ä°kinci Dünya Savaşı'ndan en büyük iktisadi ve askeri güç olarak çıkmıştı. Bu gücün korunması ve artırılması bilimsel iÅŸbirliÄŸinin de daha yoÄŸun bir ÅŸekilde gerçekleÅŸtirilmesini gerekli kılıyordu. Bir Amerikalı bilim adamının yazdığı gibi, "napalm ve atom bombası gibi icatlarda bulunan ABD'li akademisyenler, araÅŸtırmalarının korkunç bir ÅŸekilde etkili kullanılış yollarını göstermiÅŸlerdi." Ve bu katkılardan etkilenen BaÅŸkan H.Truman da "üniversite biliminin Amerika'nın refahı ve askeri üstünlüÄŸü için önemli bir anahtar” olacağına inanmıştı. Ünlü dev araÅŸtırma programı böyle baÅŸladı.
​
ABD'de üniversitelerin askeri araÅŸtırmalara katkıda bulunması, daha sonraki yıllarda giderek artmış ve demokrat çevrelerden tepkilere yol açmıştır. Özellikle 1960'ların devrimci atmosferinde bu tip tepkilere daha çok tanık oluyoruz. Amerika'nın en itibarlı bilim yuvalarından M.I.T.'de, 1969 yılında, bu iÅŸbirliÄŸinin "ölçüsüz boyutlara varmasına" ve "kötü kullanılmasına" karşı öÄŸrenciler ve öÄŸretim üyeleri boykot yapmışlardı. Bununla beraber bu iÅŸbirliÄŸi yine doÄŸurduÄŸu tepkilerle birlikte devam etti ve güçlendi. Reagan'ın dünya çapında dönüÅŸümlere yol açan ve kamuoyuna Yıldızlar Savaşı adıyla mal olan Stratejik Savunma GiriÅŸimi de üniversitelerde büyük boykotlara yol açtı.
​
SoÄŸuk savaÅŸ, yarattığı histerik antikomünizm atmosferi dolayısıyla, baÅŸta ABD olmak üzere tüm ülkelerde düÅŸünce özgürlüÄŸünü kısıtlamış, hatta yer yer yok etmiÅŸtir.
​
Fakat ABD'de, Eisenhower yönetiminde üniversitelerin, soÄŸuk savaÅŸ soruÅŸturma ve yaptırımları ile kurumsal baÄŸlar da kurduÄŸunu görüyoruz. ABD'de adları en ünlüler arasında yer alan 25 üniversitenin baÅŸkanları her yıl akademik sorunları tartışan toplantılar yapıyorlardı. Ne var ki soÄŸuk savaÅŸ ortamında, tartışma, konuya uygun bir özgürlük içinde yapılamadı. Aksine, üniversiteleri en üst düzeyde soÄŸuk savaÅŸa taraf yapan bir niteliÄŸe büründü.
​
1960'lı Yıllar ve Üniversiteler
En yoÄŸun etkisini 1950'lerde gösteren ve bilimsel çalışmalara bile ideolojik bir misyon yükleyen soÄŸuk savaÅŸ dönemi, 1960'larda, çeÅŸitli nedenlerle yumuÅŸamaya baÅŸladı.
​
1960'ların üniversite sorununu hazırlayan olgular Ä°kinci Dünya Savaşı'nın hemen ertesinde filizlenmeye baÅŸlamışlardı. Ekonomisi tahrip olan Avrupa'nın, ABD'nin de katkısıyla bir yeniden yapılanma çabası içine giriÅŸi, buna karşılık dünyanın iki ayrı sisteme, iki ideolojik kampa bölünmüÅŸ olması tüm geliÅŸmelere damgasını vuran bir temel oluÅŸturuyordu. Üniversiteler açısından büyük yenilik ise sayısal planda ortaya çıkmış, SavaÅŸ sonrasının dürtüsüyle üniversitelerde öÄŸrenci sayısı hızla artmaya baÅŸlamıştı. ÖrneÄŸin ABD üniversitelerinde, 1950'lerin baÅŸlarında 1.250.000 kadar öÄŸrenci varken, bu sayı 60'ların sonuna doÄŸru 7 milyona çıkmıştı.