
Dinler Arası Diyalog
Cemaat, 28 Åžubat’ı müteakiben Gülen’in yurtdışına çıkışının gerçekleÅŸtiÄŸi dönemde küresel bir söylem benimsemiÅŸtir. 11 Eylül sonrasında ABD “Hangi Ä°slam?” sorusunu sorarken, Gülen ve yakın çevresindeki zevat bu soruya uygun bir Ä°slam, yani ABD merkezli Yahudi lobileri ve neoconların hassasiyetlerini dikkate alan bir Ä°slam arayışına girmiÅŸtir. [1]
​
Urfa- Dinlerarası Diyalog Sempozyumu - 2000
"Gülen cemaatinin yürüttüÄŸü dinler arası diyalog çalışmalarının gerçek amacının ne olduÄŸuna dair çarpıcı örneklerden biri de 2000 senesinde yaÅŸandı. Nisan ayında Åžanlıurfa ’da ‘dinlerarası diyalog’ adı altında bir sempozyum düzenlendi. Sempozyuma katılanlardan Hristiyan Lester Kurtz ile Müslüman Meryem Kurtz 'a haham, papaz ve müftünün huzurunda nikâh kıyıldı. Dahası, Lester Kurtz, hem Hristiyan hem de Müslüman olduÄŸunu ilan etti. Ve bu olay 14 Nisan 2000 tarihli Zaman gazetesine ‘diyalogdan düÄŸüne manÅŸetiyle taşındı. Gülen cemaatinin yayın organları ve kalemleri olayı devrim olarak nitelese de esasında bu, Ä°slam’ın esaslarına aykırıydı. Zira Ä°slam dinine göre Müslüman bir kadın, gayrimüslim biriyle evlenemezdi. Kur’an-ı Kerim ’de bu mesele açık bir ÅŸekilde ifade ediliyordu. ” [2]
​
“Fethullah Gülen 'in onursal baÅŸkanlığını yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın Åžanlıurfa’da düzenlediÄŸi sempozyumda Ä°slam'ın esaslarına aykırı olarak yorumlanan tek konu Hristiyan bir erkekle Müslüman bir kızın nikâhlanması deÄŸildi. Cemaat 'in ‘dinler arası diyalog 'dan ne anladığına ve maksadının ne olduÄŸuna dair bir diÄŸer örnek de ‘Sırat Köprüsü ’ mizanseniydi. Müslüman, Hristiyan ve Yahudi temsilcileri, bu köprüden hep birlikte geçiyordu. Yani Müslüman olan da olmayan da kurtuluÅŸa eriyordu. Semavi dinlerden birine inanması yetiyordu. [3]
​
Dinlerarası Diyalog Aslında Nedir? Mustafa Öztürk
Gülen Cemaati’nin istek ve arzuyla katkı verdiÄŸi Dinlerarası Diyalog Projesi, ılımlı Ä°slam adına genetik kodlarıyla oynanmış bir Müslümanlık ihdas etmeye müncer görünmektedir. Her ne kadar cemaat namına fikir beyan etme ehliyetini haiz bazı zevat, “dinlerarası diyalog farklı dinleri birleÅŸtirme veya bir potada eritip yeni bir din üretme teÅŸebbüsü deÄŸildir. Bu diyalog tüm farklılıkları koruyarak herhangi bir zorlamaya girmeden, hoÅŸgörü ve anlayış içinde ortak meseleleri konuÅŸma, müzakere etme ve iÅŸbirliÄŸi yolları arama gayretidir” dese de bu proje aslında II. Vatikan Konsili’nde (1962-1965) hedef ve çerçevesi belirlenen yeni evrensel misyonun en önemli baÅŸlıklarından birisidir. Nitekim Papa II. John Paul, “Redemptoris Missio” adlı bildirgede tam da bu misyonla ilgili olarak, “Dinlerarası diyalog Kilise’nin bütün insanları Kilise’ye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır... Diyalog süreci ‘KurtuluÅŸun tabi yolu Kilise’dir’ inancıyla iÅŸletilmeli ve bu minvalde tamamına erdirilmelidir” gibi ifadelere yer vermiÅŸtir.[4]
​
Öte yandan aynı konsilde diÄŸer dinlerle iliÅŸkilere …dokümanlarda ise Hıristiyanlık dışındaki dinlere mensup insanların evrensel kurtuluÅŸ planındaki yeriyle ilgili olarak ÅŸu tür açıklamalar yapılmıştır: “Bugüne deÄŸin Ä°ncil’in mesajını kabul etmemiÅŸ olanlar bir ÅŸekilde Tanrı’nın halkı (anonim Hıristiyan) sayılır. Ä°lahi kurtuluÅŸ planı yaratıcıyı kabul edenleri de kapsar. Bunların başında Müslümanlar gelir. Çünkü Müslümanlar Ä°brahim’in imanını paylaşırlar. Onlar tek, kâdir-i mutlak ve bütün kâinatın yaratıcısı olan Tanrı’ya ibadet ederler. Yine onlar Ä°sa’ya peygamber olarak saygı gösterir, annesi Meryem’i de hürmet ve samimiyetle yad ederler.” [5]
​
Adı geçen dokümanlarda ortaya konulan… yaklaşımda Müslümanların Tanrısal kurtuluÅŸ planına dâhil edilmesi, onların kendi Ä°slamî inançları içinde kalarak kurtulabilecekleri anlamına gelmemekte, bilakis Müslümanlar Hıristiyanlık inancına çaÄŸrılarak kurtarılması gereken insanlar kategorisine dâhil edilmektedir. Nitekim 1980 ve 1990’lı yıllarda yayımlanan bazı bildirgelerde misyonerlik açısından diÄŸer dinlerle ilgili resmî tutum belirlenirken, bir yandan kapsayıcı yaklaşım çerçevesinde Hıristiyanlık dışı dinler birer manevi zenginlik olarak tanınmış, ama öbür yandan da bu dinlerdeki eksikliklerin Hıristiyan mesajıyla giderilmesi gerektiÄŸi özellikle vurgulamıştır. [6]
​
Katolik dünyasındaki yakın geçmiÅŸi ve temel hedefi hakkında az çok fikir verecek ölçüde bilgi aktardığımız dinlerarası diyalog projesinde Gülen hareketinin yeri ve iÅŸlevi, kelimenin tam manasıyla gönüllü hizmetkarlıktır. [7]
​
Gülen’in 9 Åžubat 1998’de Papa’ya ilettiÄŸi mektuptaki, “Papa VI. Paul cenapları tarafından baÅŸlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog Ä°çin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk ediÅŸini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir ÅŸekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size geldik” ifadeleri bu konuda yeterli kanıttır. Gülen’in mezkur ifadelerini, “Biz hizmetle maruf/meÅŸhur bir cemaatiz. Tabiatıyla kilisenizin deruhte ettiÄŸi misyona hizmet için de emre amadeyiz” ÅŸeklinde özetlemek de mümkündür. [8]
​
Dipnotlar
[1] Kaynak: http://haber.star.com.tr/acikgorus/cemaat-cemaat-midir/haber-822271
[2] ÇeliÅŸkiler Ä°nsanı. Said Alpsoy. Umran:2015
[3] ÇeliÅŸkiler Ä°nsanı. Said Alpsoy. Umran:2015
[4] Kaynak: http://haber.star.com.tr/acikgorus/peygamberin-aracsallastirilmasi-ve-dinlerarasi-diyalog/haber-843798
[5] Kaynak: http://haber.star.com.tr/acikgorus/peygamberin-aracsallastirilmasi-ve-dinlerarasi-diyalog/haber-843798
[6] Kaynak: http://haber.star.com.tr/acikgorus/peygamberin-aracsallastirilmasi-ve-dinlerarasi-diyalog/haber-843798
[7] Kaynak: http://haber.star.com.tr/acikgorus/peygamberin-aracsallastirilmasi-ve-dinlerarasi-diyalog/haber-843798
[8] Kaynak: http://haber.star.com.tr/acikgorus/peygamberin-aracsallastirilmasi-ve-dinlerarasi-diyalog/haber-843798
​
​