top of page

[1972-78] Abdurrahman Åžeref Güzelyazıcı (1904-1978)

Ä°stanbul Müftüsü

guzelyazici.jpg

Abdülkerim Yatğın (Din ve Hayat Dergisi: 24. Sayı-2015) kısaltılarak alınmıştır.

​

Abdurrahman Åžeref Güzelyazıcı, 1904’te Selanik vilayetinin Serez sancağında dünyaya geldi. Babası Petriç Fazlı AÄŸa Camii imamı ve aynı medresenin müderrisi Hafız Ä°brahim Edhem Efendidir.

 

4 yaşında babasını, 9 yaşında annesini kaybeden Güzelyazıcı, kendisi gibi deÄŸerli bir âlim olan ve Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii imamlığı da yapmış olan aÄŸabeyi Abdullah Hulusi Efendi tarafından himaye edilmiÅŸtir. AÄŸabeyi Abdullah Hulusi Efendi’nin teÅŸvikiyle Dâru’l-hilâfet-i Âliyye Medresesi imtihanlarına girmiÅŸ, imtihanı kazanınca da Ä°btidâ-i Hâric kısmına kaydolmuÅŸtur. Burada 3 yıl okuduktan sonra Ä°btidâ-i Dâhil bölümüne geçerek üç yıl da burada okuyarak âli derece ile mezun olmuÅŸtur. Dâru’l-hilâfet-i Âliyye (Sahn) kısmına kayıt yaptırmış ancak buranın kapanması ile Dârulfünûn Ä°lahiyat Fakültesine geçmiÅŸtir.

​

Ä°lahiyat eÄŸitimi sırasında Süleymaniye Kütüphanesindeki kurslara katılmış ve baÅŸta Elmalılı Hamdi Yazır olmak üzere dönemin pek çok önemli hocasının ders halkalarında yer almıştır. Arapça, Farsça ve Fransızca bilmektedir.

 

1943 yılında Süleymaniye Kütüphanesi tasnif heyetinde yer almıştır. Ayrıca Hocası Hasib Efendi’nin arzusu üzerine Åžehzade Camii’nde Cuma namazı öncesi vaaz-irÅŸad görevine baÅŸlamıştır. Bu çemberi Beyazıt, Aksaray Pertevniyal Valide Sultan, Fatih Camilerini de dâhil ederek geniÅŸletmiÅŸtir.

Abdurrahman Åžeref Güzelyazıcı, Süleymaniye Kütüphanesindeki görevinden 1950 yılında ayrılarak, vaiz ve hademe-i hayrât murakıplığına naklen atanmıştır.

​

Abdurrahman Åžeref Güzelyazıcı, Ä°stanbul Ä°mam-Hatip Lisesi’nin kurulması için büyük çaba harcayan ekibin içinde yer almış aynı zamanda burada tefsir, hadis, fıkıh gibi temel meslekî derslere de girmiÅŸtir. 17 Mayıs 1959’da Güzelyazıcı’nın Müftülükteki görevi hariç EÄŸitim Enstitüsü’nde 2, Ä°stanbul Kız Lisesi’nde 5, Ä°mam-Hatip Lisesi’nde 2 saat derse girdiÄŸi görülmektedir.

​

Abdurrahman Åžeref Güzelyazıcı, 1963-1968 yılları arasında Fatih Camii’nde fahri olarak hatiplik görevi yapmış, bu yıllar arasında verdiÄŸi etkili hutbelerini iki ciltlik bir kitapta toplamıştır.

1963 tarihli yazı ile Ä°zmir gezici vaizliÄŸi kadrosu Ä°stanbul'a nakledilerek Güzelyazıcı, bu kadroya terfien atanmıştır. Eylül 1965'te ise Ä°stanbul ihtisas vaizliÄŸine terfi etmiÅŸtir. Ali Fikri Yavuzdan boÅŸalan Ä°stanbul MüftülüÄŸüne 22 Kasım 1972 tarihinde atanmıştır. Görev yaptığı dönemlerde 1973 ve 1975 yıllarında iki kez Bolu'da il müftüleri seminerine katılmıştır.  

​

1978 tarihinde vefat etmiÅŸtir. 1927 yılında baÅŸladığı hizmet hayatının 50 yıl 7 ay ve 17 gününü kürsülerde, kütüphanelerde, sınıflarda, sohbetlerde, mihraplarda tamamlayarak dâr-ı bekâya irtihâl etmiÅŸtir. Cenazesi 17.05. 1978 günü Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından mürÅŸidi NakÅŸibendî Åžeyhi Serezli Hasib Efendi'nin Edirnekapı ÅžehitliÄŸi SakızaÄŸacı bölümündeki mezarının yanına defnedilmiÅŸtir. Ali Yakup Efendi, “Eski usulde yetiÅŸmiÅŸ, çeÅŸitli ve geniÅŸ malumatı olan ictimaî ve ilmi meseleleri ihatalı bir ÅŸekilde takip eden âlimlerimiz böylece sona erdi.” sözleriyle kendisini tavsif etmiÅŸtir.

​

Edebî KiÅŸiliÄŸi

Abdurrahman Åžeref Güzelyazıcı, Osmanlı'nın son dönemine yetiÅŸmiÅŸ, ehl-i ilim bir aile içerisinde medrese ve tekke kültürünü yakından tanımıştır. Hoca'nın Vefa Lisesi'nin hemen yanında bulunan Damat Ä°brahim PaÅŸa Camii imamı, GümüÅŸhanevî tarîkine mensup TekirdaÄŸlı Mustafa Feyzi Efendi'nin halifesi, meÅŸâyıhtan Serezli Hasib (Yardımcı) Efendi'nin bendegânından olduÄŸu bilinmektedir. Hoca Hasib Efendi'nin tertip ettiÄŸi erbaîn sulûkuna Sabahattin Zaim'in dedesi, ÜçbaÅŸ Medresesi'nde kalan bekâr ulemadan Erzurumlu Yakup Efendi ile beraber iÅŸtirak etmiÅŸtir. Özellikle Osmanlının son döneminin önemli âlimlerinin ilim meclislerinden istifade etmiÅŸtir.  

​

Hatıralar

Hocanın ilim meclisleri sadece camiler, okullar deÄŸildir. Ä°mkân bulduÄŸu her fırsatta özellikle gençleri irÅŸat çabası içerisinde olmuÅŸtur. Kendi döneminde öÄŸrenci olan Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Nevzat YalçıntaÅŸ, Mahmut Kaya, Emin Saraç vb. pek çok önemli isim sohbetinden istifade etmiÅŸtir. Ali Ulvi Kurucu hatıratında Hoca ile ilk kez Hasekideki evinde karşılaÅŸtığında, kendilerini çok tatlı buyur ettiÄŸini, sanki merhum Hasan El-Benna karşılıyormuÅŸ gibi hissettiÄŸini söylemiÅŸtir. Ayrıca o akÅŸam evde 100’ü aÅŸkın seçkin talebe olduÄŸunu ifade etmiÅŸtir.

​

Merhum Mahir Ä°z, Abdurrahman Åžeref Güzelyazıcı’yı, o naif üslûbuyla, edebî yönüne atfen ÅŸâir-i güzide-eser, ÅŸâir-i fukahâ, edîb-i lebîb, vâiz-i ÅŸehîr-i muhterem, Ä°stanbul MüftîliÄŸine zînetbahÅŸ ÅŸeklinde tavsîf etmiÅŸtir.

​

Güzelyazıcı Hoca çok ince düÅŸünceli olup, insanları kırmaktan imtina ederdi. Onu tanıyanlar kadirÅŸinas, melek haslet, halûk, ehl-i dîl, hatip, edip, doÄŸuÅŸtan ÅŸair vb. sıfatlar ile tanımlamıştır. Ä°hsan Süreyya Sırma, Hoca’nın hassasiyetiyle ilgili ÅŸu hatırasını nakletmiÅŸtir: “Bir keresinde Ä°stanbul Müftüsü Abdurrahman Åžeref Güzelyazıcı hocayla saat 19:00’da buluÅŸacaktık. Saat 18:55’te geldim. Hoca oradaydı. “Hocam, daha beÅŸ dakika var.” dedim. Dedi ki: “Biliyorum, sen dakiksin, vaktinde gelirsin. Ben erken geldim ki sen bekleyip üÅŸümeyesin!

Kültür Sayfası

bottom of page