top of page
Teolog mu Alim mi?
akif-emre.jpg

https://www.yenisafak.com/yazarlar/akifemre/teolog-mu-alim-mi-39437

Akif Emre, 07 Eyl 2013, Cumartesi

Ä°lahiyat fakültelerinde felsefe derslerinin seçmeli olmasına dair YÖK’ün aldığı kararlar yeni bir tartışma baÅŸlattı. Haklı olarak bazı yazarlar felsefenin müfredattan çıkarılmasına tepki gösterdiler. Ä°tirazlar önemli ölçüde felsefe bilmeyen, felsefe tarihinden habersiz ilahiyatçının ne kadar eksik yetiÅŸeceÄŸi, dini anlama, yorumlama konusundaki bu eksikliÄŸin ne büyük zararlara yol açacağına dairdi. Ä°slam felsefe tarihi ile birlikte felsefe ve felsefe tarihini bilmeden, felsefe formatı olmadan ilmi eleÅŸtiri, farklı bakış açılarını kavrama ve insanlığı düÅŸünce macerasını kavramanın mümkün olamayacağı bu teze destek niteliÄŸinde argümanlardı.  

​

Müslümanların uzunca bir süre düÅŸünmedikleri, düÅŸünce üretemedikleri, yaÅŸadıkları çağın sorunlarıyla baÅŸ edecek birikim ve düÅŸünce kapasitesinden, usulden yoksun oldukları, farklı düÅŸüncelerle yüzleÅŸmekten kaçındıkları türünden tezleri ima eden eleÅŸtirilerin ilahiyat fakülteleri baÄŸlamında gündeme getirilirken ilahiyatların gerçekte ne türden ihtiyaca cevap vermek üzere formüle edildikleri gibi temel bir soru bu arada atlanmaktadır.

​

Oysa asıl tartışılması gereken hususu ilahiyat fakültelerinin bizzat kendisinin, eÄŸitim müfredatı, önerdiÄŸi insan tipi, din anlayışı gibi ana baÅŸlıkları ele alırken nasıl bir ilahiyat ve nasıl bir ilahiyatçı hedeflendiÄŸi gibi temel soruların sorulması gerekir. Hatta oraya gelmeden Ä°mam Hatiplerin müfredatının ne durumda olduÄŸu üzerinde ciddi olarak konuÅŸulması gerekir. Siyasi ortamda bolca tartışılan, maÄŸdur edilen Ä°mam Hatipliler bir yana muhtevasıyla her iktidarın oynadığı, ağırlık kaybına uÄŸrayan Ä°mam Hatip okulları söz konusu.

​

Kaldı ki, Ä°lahiyat Fakültelerinin Müslüman bir toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek bir donanımda ilim adamları (alim) yetiÅŸtirmekten çok akademik dünyanın taleplerine göre formüle edildiÄŸi gerçeÄŸi ile yüzleÅŸmek durumundayız. Bir yanda "aydın din adamı" yetiÅŸtirmeyi hedefleyen ilahiyat fakültelerinin ilahiyattan çok teoloji eÄŸitimine yatkın olmaları Türkiye"de tartışılması gereken temel konulardan biridir.

​

Ä°slam medeniyeti alim tipini geliÅŸtirmiÅŸtir. Ä°lahiyatlar ise akademik formatta teoloji eÄŸitimi veren eÄŸitim kurumu olması hedeflenmiÅŸtir. "Alim tipi"ni yetiÅŸtirecek metod ve muhtevadan çok modern anlamda akademik disiplinin gereklerine uygun ÅŸekilde, akademinin temel soru ve sorunsallarını cevap üretecek insan tipini yetiÅŸtirmek üzere kurgulanmıştır. ÖnceliÄŸinin Müslüman bir toplumda, onlara öncülük edecek alim tipini yetiÅŸtirmek olduÄŸu söylenemez. Buna raÄŸmen önemli hocaların, büyük gayret ve iyi niyetle yetiÅŸtirdiÄŸi çok sayıda öÄŸrencinin varlığı bu kiÅŸisel gayretlerin sonucudur.

​

Ä°slam medeniyetinin sadece Müslüman topluma deÄŸil insanlığa kazandırdığı alim tipinden akademisyenliÄŸe geçiÅŸ farklı bir medeniyetin önerdiÄŸi bilim adamı tipidir. Bu açıdan teoloji eÄŸitimi, hatta bir tür sosyal bilim düzeyine indirgenen, bilhassa genç akademisyen ilahiyatçıları din alimi olmaktan çok sosyal bilimci, sosyolog olma özentisine girmeleri ÅŸaşırtıcı deÄŸil.

​

Temelde sorun ilahiyatlarda felsefenin öÄŸretilip öÄŸretilmemesinden önce ilahiyat fakültelerinden ne bekliyor ne nasıl bir ilim anlayışını geliÅŸtirmesini umuyor ve önerdiÄŸi insan tipinin hangi toplumun sorularına ne türden cevaplar vermesini hedefliyoruz?

Kültür Sayfası

bottom of page