top of page
Zihniyet Problemi
Aliye_Cinar.jpg

Prof. Dr.Aliye Çınar Köysüren. Bugünün Ä°lahiyatı Nasıl Olmalıdır: Sempozyum Bildirileri (Ensar: 2014) adlı kitaptan kısaltılarak alınmıştır.

​

Bugünün Ä°lahiyatını tartışırken ve geleceÄŸe dair deÄŸiÅŸiklik ve iyileÅŸme isteÄŸi üzerinde mütaala edilirken gözden kaçırmamamız gerek önemli gerçekler vardır. Bu gerçek ise, mevcut kurumların nasıl ve hangi amaçlarla dahası ne tür bir paradigma üzerinden yükseldiÄŸi veya inÅŸa edildiÄŸidir.

​

Son günlerde, Ä°lahiyat Fakültelerinin programlarında mevcut olan felsefe grubu derslerinde sınırlamaya gidilmesi birtakım tartışmaları baÅŸlattı. Ancak bu tartışmalar, büyük ölçüde Ä°lahiyat Fakültelerinin kuruluÅŸ amacını yok sayarak devam ediyor gibi gözükmektedir. Cevabını arayacağımız soru ÅŸu: Ä°lahiyat fakülteleri gerçekte, seküler bir kimliÄŸe sahip deÄŸil midir?

Evet, Ä°lahiyat Fakülteleri, seküler bir Türkiye’nin, dinî görünümlü fakat seküler kimlikli, dinî ilimler fakültesinin adıdır.

​

ModernleÅŸme serencamımız, büyük ölçüde, dinle göbek bağını zayıflatarak, mümkünse kopararak boy vermeye baÅŸladı. Yeni Türkiye’nin seküler kimliÄŸiyle birlikte, din eÄŸitimi veren kurumları da açılmalıydı. Ancak bunlar seküler olmaktan ne kadar bigâne olabilirdi. Zira büyük silindirin öÄŸüttüÄŸü deÄŸirmenden yani sistemden, sisteme muhalif olabilen bir kuruma izin çıkar mıydı? Elbette hayır, çıkmazdı; çıkmadı da. Ä°lahiyatlar böyle göründü sahnede.

​

Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı’nın varlık sebebi bundan baÅŸkası deÄŸildi. O da modern Türkiye Cumhuriyet’inin kontrollü bir kurumu olarak kuruldu; öyle ki bina olarak da baÅŸlangıçta Genelkurmay baÅŸkanlığının tam karşına inÅŸa edildi.

​

Sanki yeni müfredat deÄŸiÅŸimiyle Ä°lahiyat Fakültelerinin sözünü ettiÄŸimiz çeliÅŸkili gerçek yapısı ifÅŸa olmuÅŸtur...

​

Bir kere, bugün verdiÄŸi öÄŸrenci kalitesinin sorunlu olduÄŸu açıktır. TeÅŸhis tam olarak konulamasa da bir yerler de sorun vardır. Çok boyutlu ve karmaşık sorunların üstesinden gelmek kolay olmayacağı için, mevcut kurumlar, en azından halkla barışık din görevlileri yetiÅŸtirmeliydi. Dolayısıyla görünüÅŸte daha ÅŸeffaf bir öneridir bu; oyunsuz, düzensiz. Yeni düzenleme, bu müesseselerin gerçek mahiyeti ve eÅŸkâlini saklamadan itiraf etmektedir. Hedef, Ä°slâmî ilimler dersini artırarak, pragmatist yoldan, çerçevesi belli olan asgari din adamı yetiÅŸtirmektir.

​

Ancak, ikinci temel soru: Temel Ä°slâm bilimleri derslerinin mahiyeti, sekülerizimden ne kadar uzaktır? Bir kere, Ä°slâmî ilimlerin de oldukça akılcı veya modernist süzgeçten geçerek verildiÄŸini inkâr edemeyiz. Bunu da gariptir ki, iyi bir felsefî formasyon alan Ä°lahiyatçılar fark edebilmiÅŸtir.

Öte yandan [diÄŸer] ilimlerde durum çok farklı deÄŸildir. Onlar da seküler bilgiyle, sözde Ä°slâmî formasyonda, DonkiÅŸot’luk yapar gibi görünmektedirler. Mesele sadece bizde böyle deÄŸildir. ÖrneÄŸin Antony Flew “Ateist bir din felsefecisi olabilir mi” baÅŸlıklı makalesinde teolojinin kimliÄŸini de dışa vurmaktadır.

​

Bu ve benzeri tezahürlerden dolayı, Anadolu’nun masum imamı, çocuÄŸunu Ä°lahiyata gönderince, bir din âlimi döneceÄŸini sanmış; ancak bir yıl sonra oÄŸulcağızının da kafası karışarak, bilimci hoyratlığa evrilivermiÅŸtir. Åžimdi gelinen noktada, bu fakültelerin müfredatı deÄŸiÅŸtirilirken, çok basit bir gerekçeyle, biraz da ironik bir biçimde, Ä°lahiyat Fakülteleri din adamı yetiÅŸtirsin, kafaları karışmasın denirken, gerçekte ÅŸu söylenmektedir. Ä°slâmî Ä°limler ile dinî ilimler iki ayrı çatı altında varlık göstersin. Yeni açılan fakültelerin Ä°slâmî ilimler olarak isimlendirilmesi de gerçekçi bir deÄŸiÅŸimdir.

​

Sosyal bilim derslerinin öÄŸrenciyi seküler dine kaydırdığı varsayılarak, temel Ä°slâm bilimlerine yönlendirmeyle, meselenin çözüleceÄŸi varsayılıyorsa, bu da bambaÅŸka bir sorundur. 

Kültür Sayfası

bottom of page