top of page

90'lı Yılların Ä°lk Yarısı: Özal Sonrası

F.Gülen’in Ä°lk Amerika’ya GidiÅŸi

1992 Yılında Ä°lk kez ABD’ye gitti. Dallas Methodist Hastanesi’nde prostat ameliyatı olan CumhurbaÅŸkanı Turgut Özal’a geçmiÅŸ olsun ziyaretinde bu­lundu. Gülenin tavırlarında ABD’ye bu ilk gitmesinin ardından bazı deÄŸiÅŸiklikler gözlendi.

Orta Asya'daki faaliyetlerden sonra ABD'de gördüÄŸü ilgi ve ABD'nin sunduÄŸu imkânlardan, oradaki faaliyetlerden sonra bana ÅŸunları söyledi: "KeÅŸke, biz bu iÅŸlere Türkiye ve Orta Asya'dan önce Amerika'da baÅŸlasaydık." Bir vatan, bir millet kavramı yok... Sadece kendi hâkimiyetinin, imparatorluÄŸunun hayalinin peÅŸinde.  [1]

​

Yine aynı dönemlerde 1991 Körfez Savaşı sırasında Irak’ta Ame­rikan bombalan ile binlerce Iraklı çocuk katledilirken ses çıkarma­yan… Gülenin, Saddam’ın attığı Scud füzeleri altında ölecek olan Yahudi çocuklarına gözyaşı dök­tüÄŸünü ifade etmesi ise hâlâ hafızalardan silinmeyen izler bıraktı. [2]

 

ÅžirketleÅŸme

Televizyon

Samanyolu Televizyonu 1993 yılında kuruldu.

Latif Erdoğan anlatıyor:

…Samanyolu televizyonunun bütün program ve yayınları da O’na sorularak yapılır. Programlara davet edilecek isimler birkaç gün öncesinden liste halinde O’na sunulur, O da tercih ettikleri isimleri iÅŸaretleyerek davet edilecek isimleri onaylamış olur. Tartışma programlarının konularını dahi O tespit eder. Hatta gösterilecek filmlerin montajlanmış hali önce kendisine arz edilir, O’ndan olumlu cevap gelirse yayınlanır. Bütün dizi filmler senaryo aÅŸamasından çekimlerine kadar en ince teferruatına kadar önce O’nun denetiminden geçer, sonra gösterime girer. Hem gazeteye hem televizyona alınacak sıradan personeller dahi Gülen’e bildirilmeden tayin edilemezler. [3]

​

Nurettin Vere anlatıyor:

Millet Kolundaki BileziÄŸi Verdi Zaman Gazetesi, Samanyolu TV, bu ülkenin insanlarının alyanslarıyla, emekli maaÅŸlarıyla, kolundan çıkarıp bağışladığı bileziklerle kurulan ' Kızılay vari kuruluÅŸlardır. Åžifa Hastaneleri de öyledir, ışık Sigorta da öyledir… .bütün bu kuruluÅŸlar milletin cami yapması gibi imeceyle kurulmuÅŸtur. Milletin malıdır,  ama gelin görün ki pasta Gülen'in olmuÅŸtur.  [4]

​

Asya Finans, Şifa Hastanesi ve Işık Sigorta

Nurettin Veren anlatıyor:

1992'den itibaren kayıtdışı ve gayriresmi yapının ÅŸeffaflaÅŸması ve legalize olması gerektiÄŸini, devletle bütünleÅŸmesini ısrarla ileri sürüyordum. Ä°llegaliteden kurtulmalıydık… sürekli olarak MGK'da gündeme geliyorduk. Paraların da bir yerde toplanması gerekliydi. Ancak, faiz konusu nedeniyle bankalara sıcak bakılmıyordu. [5]

​

Asya Finans kurulurken, Gülen, önce büyük bir tepki gösterdi.  Aylık toplantılarda sık sık bu teklifimi gündeme getirdim. Bu ısrarlarımın sonucunda,  "O zaman, yap bakalım!" dedi. O sıralar, Tansu Çillerle eÅŸi Özer Uçuran Çiller'i birçok kez Altunizade'ye getiriyordum. Bu tutumumla yapmak istediÄŸim, Tansu Çiller'e, Hoca'nın Humeyni kılıklı bir adam olmadığını,  modern  görünümlü ve aydın bir din adamı olarak ülkeye faydalı olabileceÄŸini göstermeye  çalışmaktı.  O ziyaretlerden sonra Tansu Hanım'ın kendisine gösterdiÄŸi saygı, Hoca'yı rahatlattı. Çiller, "Hükümet olarak cemaat için ne yapabiliriz?" demekle kalmadı, "Gazetenize reklam verelim," yaklaşımında bulundu. Beni Halk Bankası ve Emlak Bankası müdürleriyle tanıştırdı ama cemaat gazetedeki banka reklamlarıma karşıydı. Bankanın sandalyesine oturulmaz, çayı içilmezdi. DüÅŸündüÄŸümüz finans kurumu için Özer Bey; "Devlet size dokunursa, ilk vurulacağınız nokta kayıtdışı paralardır. Bunları kayıt altına almanız gerekir." dedi. Ayrıca bir de uyarıda bulunmayı ihmal etmedi: "Bizim hükümetimiz zamanında bu finans kurumunu oluÅŸturmazsanız,  bir sonraki hükümet döneminde bunun kurulması için 10 kat sermaye gerekecek. Çünkü bankalar finans kurumlarına karşı, bir an önce kurmanız iyi olur." Özer Bey'in fikrini cemaatin önde gelen isimleriyle, arkadaÅŸlarla paylaÅŸtım. KuruluÅŸ akçesi olarak Mehmet Hasırcırar’dan 500 bin dolar aldım ve Gülen'e götürdüm. Paralar toplandı. O zaman, Hazine'nin başında Yaman Törüner vardı. Çiller'in talimatıyla her türlü kolaylık saÄŸlanmıştı. Bu arada Gülen'i Bülent Ecevit'e götürdüm. RahÅŸan Hanım'ın elinden çay içti. Ecevit,  Gülen'e dindar olduÄŸunu ifade etti. Åžiir kitabını imzalayarak Gülen'e hediye etti.  [6]

​

Åžifa Hastanesi'nin yeri, Zirai Donatım'ındı. Çok düÅŸük bir fiyatla Ufuk Söylemez zamanında Halk Bankası'ndan aldık. Çillerin emriyle sadece 71 milyara Tabipler Vakfı'na satıldı ve sonra da malûm yöntemlerle iç edildi ve hastaneyi kurduk.  [7]

​

Işık Sigorta'nın Enteresan Konumu Gazetenin altında kâğıt deposu vardı. Kâğıtlar, yanma ve bozulma tehlikesine karşı sigortalanıyordu.  Hem de oldukça yüksek deÄŸerlerden... Åžu anda AKP Milletvekili olan Fazıl Karaman'a bir görev verildi; sigorta ÅŸirketi kurulması...  Karaman,  o sıralar mali müÅŸavirdi. Işık Sigorta, böylelikle kuruldu. Adını da Gülen koydu. Karaman, rahat bir iÅŸ adamı pozisyonunda davrandı. Ancak, iÅŸleri bitince Karamanı azlettiler. Bunun üzerine Karaman, "Ä°ÅŸi bana kurdurdunuz ve ÅŸimdi yürüyor... Bırakmamı istiyorsanız, 500 bin dolar vermeniz gerekir," deyince, "Sen Hoca'dan haraç mı istiyorsun?" diyerek adama baskı yaptılar. [8]

​

Türkiye’de Diyalog Sürecinin BaÅŸlaması

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Kuruldu 1994 yılında kuruldu.

Nurettin Veren anlatıyor:

…BaÅŸbakan'ın eÅŸi olan ve mühim bir kiÅŸiliÄŸi olan Özer Uçuran Çiller ÅŸaşırmıştı Fethullah Gülen'in davranışına. Bu tarafta DYP ile dans ederken, öbür tarafta Gülen'in talimatıyla bazı cemaat mensupları ya da cemaate yakın olanlar ANAP'la iÅŸ tutuyorlar. Özer Bey, bu durum karşısında bana ÅŸunları sormadan edemedi: "Yani, sizin dostluÄŸunuz böyle mi? Biz size siyasi bir tekalifte bulunmadık. Çünkü siz din adamısınız. Dini eÄŸitim veriyorsunuz, dini bir kimliÄŸiniz var. Sizden böylesi bir beklentiye de girmemiÅŸtik ama bu nasıl bir manevradır ki, bizimle bu derece yakın olurken Gülen'in talimatıyla bazı ÅŸahıslar ANAP'a gönderiliyor? Bunlar Gülen'in talimatıyla olmadı mı?" Ben de biliyordum ki, birkaç gün önce Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu, Ali CoÅŸkun, Ali Talip Özdemir Fethullah Gülen'e geldiler ve "Hocam, siz DYP'ye yakınsınız... DYP'ye mi girelim, yoksa ANAP'a mı?" diye sordular. Gülen de onlara "ANAP'a girin," dedi. Bu insanlar, Gülen'in talimatıyla Tansu Çiller'e raÄŸmen ANAP'a geçtiler. Özer Uçuran Çiller gibi bir adamı bile ÅŸaşırtan siyasi manevralar... [9]

​

Hikmet Çetin, bizim okulları gördükçe takdirle karşılıyordu. Daha önce Fethullah Hoca ile hiç görüÅŸmemiÅŸ olmasına raÄŸmen,  "ArkadaÅŸ, Hoca'ya selam söyleyin. Çok güzel iÅŸler yapmış. Ukrayna, Saraybosna, Moldavya veya iÅŸte Türkmenistan; nasıl yapmış bunları?" diyordu. Gülen'e, "Bu insanlar size selam gönderiyorlar, bir görüÅŸseniz," dediÄŸimde ise hep azar iÅŸitiyordum. "Siyasilere bulaÅŸmayalım, uzak duralım," diyordu. [10]

​

Tansu Hanımla görüÅŸmesi için yaptığım ısrarlardan sonra, nihayet, dördüncü randevu iptalinden sonra görüÅŸtü. Ve o görüÅŸmeden çıktıktan sonra Samanyolu Koleji'nin üstünde bu görüÅŸmeyi anlatan bir konuÅŸma yaparak ÅŸunları söyledi: "Nurettin Bey, ısrarla beni Tansu Çillerle görüÅŸtürmek istediÄŸinde ben çok yanlış buluyordum. Üç-dört randevu bile erteledim hastalık bahanesiyle… Ama sonunda görüÅŸtüÄŸümüz çok iyi oldu. Bu insanlar bize çok yakın ve saygılılar." [11]

​

Gülen, iÅŸte bu görüÅŸmelerden sonra, "Hikmet Çetin'e gidelim, Ecevit'e gidelim," dedi. [12]

​

Hikmet Çetin'in evine de gittik. Çetin, bizi çok iyi karşılandı. Çok olumluydu. Ülke meselelerinden, saÄŸ-sol meselelerinden, dini meselelerden konuÅŸuldu. [13]

​

Çetin’le görüÅŸmeden… cesaret bulan Gülen, daha sonra hemen Ecevit'le de görüÅŸmek istedi. Randevu alarak evine gittik ve yukarıda da deÄŸindiÄŸim gibi, mütevazı bir ev ortamında çay sohbeti yaptık. [14]

​

Bu görüÅŸme sonrasında ise, "Ä°stanbul'daki bütün medya patronlarıyla görüÅŸme" düÅŸüncesine girdi. Ben de bütün siyasilere ve günlük gazetelerin patronlarına gittim. Onlarla diyalog kurduk.  Aydın DoÄŸan'dan Nazlı Ilıcak'a, ErtuÄŸrul Özkök'ten Mehmet Ali Ilıcak'a kadar gazete patronlarını ve yöneticilerini ziyaret ettik. Daha sonra da bu diyalog onların Altunizade'ye geliÅŸiyle sürdü. Sohbetler, konuÅŸmalar eksik olmadı. Gülen, bu gibi diyalogların getiriÅŸini gördükçe, baÅŸka arkadaÅŸlar da futbolcuları, eski ÅŸarkıcıları,  artistleri getirmeye baÅŸladılar. Mesela, daha önce de belirttiÄŸim gibi Galatasaray'dan yönetici Ergun Gürsoy, kaptan Ä°smail, Hakan Åžükür, Küçük Hakan, Emre ve baÅŸka futbolcular... Hepsi Gülen'e getirilerek mürit yapılmaya çalışıldı. Sempatizan yapıldı. Belki de yardımlar alındı. BeÅŸiktaÅŸ'a sempatisi vardı Gülen'in, belki oramdan da gelmiÅŸtir birileri.  [15]

​

1995'li yıllarda Hocaefendi'nin deÄŸiÅŸimi çok hızlı ve dikey olmuÅŸtur. Alternatif açılım denilen, ne olduÄŸunu kendisinin de pek anladığını sanmadığım bir vibrasyonla zihni deÄŸiÅŸimi hızlanmış, meyil giderek ihtiyaca, ihtiyaç iÅŸtiyaka, o da incizaba dönüÅŸmüÅŸtür. Daha sonra da bu ÅŸiddetli çekim gücünden kendini kurtaramamıştır. Meselenin Türkiye ayağında gerçekleÅŸen ilk deÄŸiÅŸim ve dönüÅŸümler Amerika 'da daha da ivme kazanmış, mesele çığırından çıkmıştır. [16]

​

BaÅŸkalaşım süreci yaÅŸanmamış olsaydı, Cemaate aidiyet hisseden bireylerin devlet kadrolarında bulunuÅŸunu ülke adına önemli bir kazanım olarak deÄŸerlendirebilirdik; ki öyleydi. Lakin söz konusu baÅŸkalaşım bizim deÄŸer ölçülerimizi de alt üst etti. Bu milletin alın teri göz nuru ile oluÅŸan önemli güç yapılanması, ne yapacağı belirsiz serseri bir güç halini aldı; hatta silahını, korumakla görevli bulunduklarına çevirdi. Mesele, sadece siyasete müdahale ile de sınırlı kalmadı; bir hiç uÄŸruna devlet ve millet ipotek altına alınmaya çalışıldı. Bu affedilemez bir suçtur; suçluları ne millet ne de tarih asla affetmeyecektir.[17]

​

GeliÅŸmelerF.Gülen hareketi için çok temel bir dönüÅŸümü ifade etmektedir.

  • Hareket artık, geniÅŸ kitlelere açılmak ve tamamen yasal bir görünüme kavuÅŸmak stratejisini hayata geçirmeye baÅŸlamıştır.

  • Artık bir cemaatten deÄŸil, çeÅŸitli sivil toplum kuruluÅŸlarından bahsedilecektir.

  • Aynı zamanda bu kimliÄŸi ile siyaset ile de doÄŸrudan iliÅŸki kurulacaktır.

 

1995 Yılının Dökümü[18]

  • Cemaatin desteÄŸinin peÅŸinde olduÄŸu iddia edilen Çiller'in, Gülen ile anlaÅŸtığı iddiaları ortaya atıldı. Gülen bu konudaki rahatsızlığını dile getirdi. Ardından Gülen, 1995 yılı ortalarına kadar "herkese eÅŸit mesafedeyim" mesajı vermek için tüm siyasi liderlerle görüÅŸtü. ANAP Genel BaÅŸkanı Mesut Yılmaz, Hikmet Çetin, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit, Alpaslan TürkeÅŸ ve Aydın Menderes ile bir araya geldi.  

  • Mehmetçik Vakfına Bağış

  • Ankara Hilton’da Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının iftarına mesaj gönderdi. Cemaat bir dönemde özellikle lüks otellerde ülkenin önde gelenlerine yemekler vermeye baÅŸladı. Milletten toplanan fitre ve zekâtların lüks otellerde yenmesine cemaat için­den bile tepkiler gelmeye baÅŸladı.

  • Bülent Ecevit’le görüÅŸme yaptı.

  • Fethullah Gülen, Hikmet Çetin ile Kurban Bayra­mının ikinci günü Çetin’in milletvekili lojmanlarındaki evinde gö­rüÅŸtü. GörüÅŸme bayram münasebetiyle gerçekleÅŸti.

  • Türk Ocakları Vakfı’ndan Ödül Aldı. Ödül Ä°slâm’a düÅŸmanlığı ile bilinen Nihal Atsız adına verilmiÅŸti. “Nihal Atsız Türk Dünyası Hizmet Ödülü”, teÅŸvik ve telkinleriyle Türk Dünyası’nda pek çok okulun açılmasına vesile olduÄŸundan dolayı Gülen’e verilmiÅŸti. Gülen bir Ä°slâm düÅŸmanı adına kendisine verilen bu ödülü almaktan çekinmedi. Hâlbuki Atsız hayatta iken Gülen’in üstat diye tanıdığı Bcdiüzzaman Said Nursi’ye büyük düÅŸmanlıklar yapmıştı.

  • BaÅŸbakan Tansu Çiller Ä°le ikinci kez görüÅŸtü. Gü­len adeta siyasiler tarafından ziyaret edilen türbeye döndürülmüÅŸtü. Başı sıkışan Gülen ile görüÅŸüyordu. Bu durum Gülenin de hoÅŸuna gitmiÅŸ olacak ki, görüÅŸmeler akabinde basına sızdırılıyordu.

  • Mesut Yılmaz’ı ziyaret ederek bir görüÅŸme yaptı.

  • Siyasilerle görüÅŸmesine dair bir basın açıklaması yaptı. Gülen bu açıklamasında bir vatandaÅŸ olarak devlet büyükle­riyle fikir teatisinde bulunduÄŸunu açıkladı.

  • Cumhuriyet Gazetesinden Hikmet Çetinkaya’nın yazdığı yazılardan ötürü manevi tazminat kazandı. Aldığı elli mil­yon liralık bu tazminatı 30 Haziran 1995 günü Mehmetçik Vakfına bağışladı.

  • Kırkpınar GüreÅŸlerini izlemek için Sarayiçi’ne gitti.

  • TRT AteÅŸ Hattı Programında Reha Muhtara mülakat verdi.

  • Mehmetçik Vakfından TeÅŸekkür beratı aldı.

  • TBMM BaÅŸkam Hüsamettin Cindoruk’u Ziyaret etti.

  • Zaman Gazetesi’nden Eyüp Cana daha sonra “Ufuk Turu” adıyla kitaplaÅŸtırılacak olan mülakatını verdi.

  • Hakan Åžükür’ün düÄŸününe katıldı ve nikâhını kıydı. Çok saÄŸlam bir nikâh olacağı söylenen bu evlilik bir yıl bile sürmedi.

  • Cumhuriyet Gazetesinden Oral Çalışlar Gülenle bir röportaj yaptı.

  • Rahatsızlığı sebebiyle kalp anjiyosu yaptırdı.

  • Bosnalı Çocuklar yararına düzenlenen futbol maçı­nı izledi ve Maradona ile yan yana pozlar verdi.

  • Hükümet Krizi ve muhtıra söylentileri üzerine açıklama yaptı. Gülen hir yandan siyasetten Allah’a sığınırım der­ken, bir yandan da adeta bir parti baÅŸkanı gibi muhtıralar, hükümet krizleri hakkında görüÅŸler beyan etmekten çekinmiyordu.

  • Milliyet gazetesini ziyaret ederek gazetenin yazar ve yöneticileriyle sohbet etti. Bu ziyarette ÅŸimdiye kadar kadınlarla, hatta BaÅŸbakan Çiller ile iki kez görüÅŸmesinde tokalaÅŸmayan Gü­len, buradaki kadın gazetecilerle bir bir tokalaÅŸtı.

  • Bir Hollanda Televizyonuyla röportaj yaptı.

 

Dipnotlar

[1] KuÅŸatma. Nurettin Veren. Siyah-Beyaz: 2007

[2] Gülen'in AÄŸlattığı Müslümanlar. Selim Çoraklı. Onikinci Kitap: 2014

[3] Åžeytanın Gülen Yüzü. Latif ErdoÄŸan. Turkuaz:2016

[4] KuÅŸatma. Nurettin Veren. Siyah-Beyaz: 2007

[5] KuÅŸatma. Nurettin Veren. Siyah-Beyaz: 2007

[6] KuÅŸatma. Nurettin Veren. Siyah-Beyaz: 2007

[7] KuÅŸatma. Nurettin Veren. Siyah-Beyaz: 2007

[8] KuÅŸatma. Nurettin Veren. Siyah-Beyaz: 2007

[9] KuÅŸatma. Nurettin Veren. Siyah-Beyaz: 2007

[10] KuÅŸatma. Nurettin Veren. Siyah-Beyaz: 2007

[11] KuÅŸatma. Nurettin Veren. Siyah-Beyaz: 2007

[12] KuÅŸatma. Nurettin Veren. Siyah-Beyaz: 2007

[13] KuÅŸatma. Nurettin Veren. Siyah-Beyaz: 2007

[14] KuÅŸatma. Nurettin Veren. Siyah-Beyaz: 2007

[15] KuÅŸatma. Nurettin Veren. Siyah-Beyaz: 2007

[16] http://www.sabah.com.tr/Gundem/2014/02/27/silahini-halka-dogrultan-serseri-bir-guc-oldular

[17] http://www.sabah.com.tr/Gundem/2014/02/27/silahini-halka-dogrultan-serseri-bir-guc-oldular

[18] Gülen'in AÄŸlattığı Müslümanlar. Selim Çoraklı. Onikinci Kitap: 2014

Kültür Sayfası

bottom of page