top of page
İmam-Hatipler (1960-80)
halisayhan.jpg

Prof. Halis Ayhan'ın Türkiye’de Din Eğitimi (Ensar: 2014) adlı kitabından kısaltılarak alınmıştır.

1960-73 Arası İmam Hatip Okulları

1960’larda İmam Hatip Liselerinin Durumu

Okullar hakkında çeşitli çevrelerde ve hatta Bakanlık yetkililerince 1960 sonrası yapılan tenkitleri, Osman Turan şöyle değerlendiriyor: 

"... Türkiye'de mevcut kültür ve maarif buhranına rağmen İmam-Hatip mekteplerinin, muadillerinden daha sağlam ve sıhhatli bir hüviyet arz ettikleri de aşikârdır. Bu husus İmam-Hatip talebelerini yoklamak ve emsalleri ile karşılaştırmakla her an ispat edilebilir. Nitekim diğer mekteplerle yapılan münazaraların daima onlar tarafından kazanılmasının sebebi de budur... Bir yandan müspet ilimlerle, bir yandan İslâmiyet ve Türk kültürü ile cihazlanan İmam-Hatip mezunlarının bir endişe değil, bir ümit âmili olacakları, yanlış bir siyasetin kurbanı olan maarifte ve kültürümüzdeki ağır sükûttan masun ve ona karşı bir emniyet unsuru teşkil edecekleri aşikârdır.

 

İmam-Hatip mektepleri, uzun süren bir manevî boşluğu doldurmak ve memlekette her gün biraz daha ağır belirtileri göze çarpan ahlâk ve mefkure sarsıntılarını gidermek maksadiyle, Türk milletinin irade ve yardımiyle, İlmî programlara göre, Maarif Vekâleti tarafından açılmış, Orta Çağ hurafelerine, Yeni Çağ dejenarasyonlarına karşı kurulmuş modem müesseseler değil midir? Bugüne kadar samimî veya bahane olarak şikâyetlerimiz hep müspet ilimlerle cihazlanmış din adamlarının yokluğu olduğuna göre İlmî endişeye ve normal düşünceye sahip hiçbir kimse bu müesseselere yan bakamaz"

İsrailli tarihçi Uriel Heyd (1968) "Modern Türkiye'de İslâm'ın Dirilişi" konusundaki konferansında İmam-Hatip okullarıyla ilgili olarak, müşahede ve tespitlerini şöyle açıklıyor (28 Mart 1968): 

"Lâik Cumhuriyet idaresine Müslüman din görevlilerinin durumları ciddi ve zor meseleler ortaya çıkarmıştır. Yeni yapılan birçok cami sayısının hızla artması ve II. Cihan Harbi'nden sonra din tahsilinin süratle terakkisi sonunda hem ehliyetli din görevlilerine, hem de dirayetli din dersi hocalarına şiddetle ihtiyaç hâsıl olmuş ve hâlâ olmaktadır. Din görevlisi olacakların hemen hemen bir nesil boyu tahsil ve terbiyeden mahrum bırakılmış olmaları, büyük tehlikeler arzetmeğe başlamıştı. Bu tehlikeler, meydana gelen bu boşluğun kara cahiller tarafından doldurulmağa çalışılacağı korkusu idi. Bu sebepten istikbâlin İmam ve vaizlerini yetiştirmek üzere İmam-Hatip okulları ismi altında 1950 senesinin başlarında açılan özel ortaokul ve liseler, Türkiye'nin birçok şehrinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından faaliyete geçirildiler.

İmam-Hatip okulları geniş bir halk kitlesi tarafından emsalsiz bir hüsni kabul görmüştür. Yapılan okul ve okumak isteyen talebe sayısı hızla artmıştır. İmam-Hatip okullarına karşı halkın göstermiş olduğu bu teveccüh; onların sadece birer meslek kuruluşu olmalarından değil, aynı zamanda lâik ortaokul ve liselere karşı da birer alternatif meydana getirmiş olmalarından dolayıdır. Bu okulların hem T.C. lâiklik prensiplerine bağlı iyi birer vatandaş, hem de İslâmî emirlere itaatkâr kâmil bir Müslüman ve modem bir münevver olmak gibi arzulanan tipte mezunlar vermeğe muvaffak olup-olmayacakları hususunda şimdiden bir şey söyleyebilmek için vakit çok erkendir.

Türkiye'nin istikbâlde dinî ve kültürel yönden gelişmesi bakımından bu mekteplerin ve Yüksek İslâm Enstitülerinin önemi çok büyüktür. Bu müesseseler, dindar yeni bir nesil yetiştirecektir. Bu neslin tahsili ve görünüşü Avrupaî değil, bariz bir şekilde İslâmî olacaktır. Meselâ, dikkat edilirse haftanın, Arapça ve Farsça öğrenimine tahsis edilen birçok saatine karşılık, Avrupa dillerine ayrılan zaman çok az ve mahduttur. Talebelerin büyük bir kısmı köy çocuğu olduğu halde, çoğu mezuniyetten sonra köylere gitmeyip, şehir ve kasabalarda vazife almaktadır. İmam-Hatip okulu mezunlarının İlkokul öğretmenliği yapmalarına müsaade edilmesi için de devamlı müracaatlar vardır. Bu dinî okullardan mezun olanlarla özel kurslarda yetişenler bir gün gelecek Türk toplumunun dindar kesimini oluşturacaklardır. Onların ne derece kuvvetli ve tesirli olacakları ve toplumlarının modernleşmesi ve batılılaşmasına karşı nasıl bir tavır takınacakları, Türkiye Cumhuriyeti’nin istikbâli bakımından üzerinde durulması lâzım gelen çok nazik meselelerinden biridir."

 

mustafa-ocal.jpg

Prof. Dr.Mustafa Öcal'ın Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Din Eğitimi (Dergâh: 2017) adlı kitabından kısaltılarak alınmıştır.

1960 İhtilalinden Sonra (1960-1965)

Gürsel Hükümetleri (1960-61)

27 Mayıs 1960 tarihinde dönemin askerlerinin ihtilal yapıp Menderes/Demokrat Parti Hükümetlerinin görevine son vermelerinin akabinde Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel hem Devlet Başkanlığını ve hem de Başbakanlık görevini üstlenerek hükümet kurmuştur. Gürsel iki hükümet kurmuş ve 20 Kasım 1961 tarihine kadar görev yapmıştır. Millî Eğitim Bakanlığını peşpeşe; Prof. Dr. Fehmi Yavuz, Prof. Dr. Bedrettin Tuncel, Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu ve nihayet Ahmet Tahtakılıç üstlenmişlerdir. Gürsel hükümetleri ve Millî Eğitim Bakanları döneminde 19 IHO mevcudiyetlerini korumuş, bu konuda olumlu veya olumsuz bir gelişme olmamıştır.

İnönü’nün Koalisyon Hükümetleri Dönemi (1961-65)

27 Mayıs 1961 ihtilalini yapan askerler tarafından yeni bir anayasa hazırlatıldı, halkoylamasından sonra Cemal Gürsel 20 Kasım 1961’de Cumhurbaşkanı oldu.

15 Ekim 1961’de siyasi genel seçimler yapıldı. Ancak hiçbir siyasi parti tek başına iktidar olabilecek milletvekili sayısını elde edemedi. En çok milletvekilliği elde eden CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün Başbakanlığında peşpeşe üç defa koalisyon hükümeti kuruldu ve 25 Şubat 1965 tarihine kadar devam etti. İkinci koalisyon hükümeti döneminde Millî Eğitim Bakanlığını üstlenen ve 8 Haziran 1963’e kadar bu görevi devam ettiren Prof. Dr. Şevket Raşit Hatiboğlu döneminde Düzce, Gaziantep, Mardin, Samsun, Sivas, Urfa ve Bursa’da olmak üzere 7 İmam-Hatip Okulu öğretime açılmıştır. Bu son açılanlarla İHO sayısı 26 olmuştur. 

Hatiboğlu’ndan sonra Dr. İbrahim Öktenı Millî Eğitim Bakanı olmuştur. Öktem, selefi Şevket Raşit Hatiboğlu’nun aksine İmam-Hatip Okullarına karşı olumsuz tavrı olan bir Bakan olarak kayıtlara geçmiştir. 18 ilden yeni İmam-Hatip Okulları açılması için kendisini ziyarete gelen milletvekilleri ve halk temsilcilerine hitaben yaptığı konuşmada; “Ben bu makamda kaldığım müddetçe İmam-Hatip Okulları açılmayacaktır. Bu sandalyeden (Bakanlık koltuğundan) düşeceğimi bilsem dahi İmam-Hatip Okullarının açılmasına müsaade etmeyeceğim. 8 bölgenin dışındaki İmam-Hatip Okulları da kapatılacaktır” dediği dönemin gazetelerinde haber olarak yayınlanmıştır. Ama Öktem’in bu sözlerine rağmen herhangi bir İHO kapatıl(a)mamıştır. 

Suat Hayri Ürgüplü Hükümeti (1965)

İnönü nün istifası üzerine, 20 Şubat 1965 tarihinde Suat Hayri Ürgüplü hükümet kurmuştur. 27 Ekim 1965 tarihine kadar göreve devam eden bu hükümetin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, o sırada Adalet Partisi’nin Genel Başkanlığına seçilmiş olan Süleyman Demirel, Millî Eğitim Bakanı ise Cihat Bilgehan’dır. Ürgüplü Hükümeti döneminde de birtakım teklifler ve teşebbüsler olmasına rağmen, İmam-Hatip Okulları hakkında resmen ve fiilen olumlu veya olumsuz bir gelişme olmamıştır. 

Adalet Partisi ve Süleyman Demirel Dönemi (1965-1971)

10 Ekim 1965 tarihinde yapılan siyasi genel seçimler neticesinde Süleyman Demirel’in lideri olduğu Adalet Partisi tek başına iktidara geldi ve 6 Mart 1970 tarihine kadar göreve devam etti. İHO sayısı toplam 72’ye ulaştı.

mustafa-ocal.jpg

Prof. Dr.Mustafa Öcal'ın Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Din Eğitimi (Dergâh: 2017) adlı kitabından kısaltılarak alınmıştır.

12 Mart 1971 Askeri Muhtırasından Sonra

Nihat Erim Hükümetleri Dönemi (1971-72) ve İHO Ortaokullarının Kapatılması

12 Mart 1971 tarihinde dönemin ordu komutanlarının Süleyman Demirel Hükümetine verdiği “muhtıra” üzerine hükümet istifa etmiştir. 26 Mart 1971 günü Nihat Erime bürokrat ve emekli askerlerden oluşan hükümet kurdurulmuştur.  

Cumhuriyet tarihi boyunca İmam-Hatip Okulları ikinci defa bu hükümet programında ismen yer almıştır. Ancak bu seferki İHO’nun hayrına olacak bir yer alış değil, birtakım tedbirlerin alınacağının habercisi idi. Hükümetin programındaki ifade şöyledir: 

“Atatürk’ün eğitimde birlik (Tevhid-i Tedrisat) ilkesine aykırı bütün uygulamalara son verilecektir.”

 

“İmam-Hatip Okulları ortaöğretim sistemine uyacak biçimde ıslah olunacaktır.”

Erim Hükümeti döneminde, İmam-Hatip Okulu İdare Yönetmeliği hazırlanmış ve 1972’de uygulamaya konulmuştur. Yönetmelikle İmam-Hatip Okullarının öğretim süreleri yeniden düzenlenmiştir. Önceden orta kısmı 4, lise kısım 3 (4+3=7) yıl iken, süreler tersine çevrilmiş ve orta kısım 3, lise kısım 4 yıl (3+4=7 yıl) yapılmıştır. 

3 yıllık orta kısmı, İmam-Hatip Ortaokulu adıyla ve lise kısmıyla birlikte aynı çatı ve aynı yönetim altında tutulmuştur. Ancak programından meslekî (dinî) dersler çıkarılarak diğer/genel ortaokul programları ile aynileştirilmiştir. Bu düzenleme neticesinde İHO’nun orta kısımları kapatılmış sayılır. Çünkü orta kısmının adından başka İHO ile alakası kalmamıştır. Nitekim bu konudaki karar da geciktirilmemiş, Millî Eğitim Bakanı Şinasi Orel okullara gönderdiği bir yazıyla İmam-Hatip Ortaokullarının orta kısımlarının kapatıldığını bildirmiştir. 

Böylelikle toplanı 72 yerleşim merkezinde 3 yıllık İmam-Hatip Ortaokulu ortaya çıkmıştır. Ancak, Millî Eğitim İstatistiklerinden hareketle yapılan tespitlere göre; bunlardan 2’si 1971-1972 öğretim yılında, 12’side 1972-1973 öğretim yılında kapatılmış ve 1973-1974 öğretim yılına gelindiğinde 58 İmam-Hatip Ortaokulu kalmıştır. 

Bu gelişme ve değişim sonrasında o tarihte lise kısmına geçiş yapmış olan 42 İmam-Hatip Okulu ise 4 yıllık birer orta dereceli okul olarak eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Son düzenlemeyle İmam-Hatip Liseleri, genel/düz ortaokula dayalı 4 yıllık bir lise konumuna getirilmiş oldu. Öğrenci olarak yalnızca, mesleki (dinî) derslerden tamamen arındırılmış olan İmam-Hatip Ortaokulundan değil, düz/genel ortaokullardan da öğrenci alınmaya başlanmıştır. Esasen bu uygulama ile İmam-Hatip Ortaokulu ile genel ortaokullarda uygulanan program bakımından bir farklılık kalmamıştı. 

Ferit Melen Hükümeti Dönemi (1972-73)

İstifa eden Nihat Erim Hükümeti’nin yerine, 22 Mayıs 1972 tarihinde Ferit Melen’e hükümet kurdurulmuştur. 15 Nisan 1973 tarihine kadar devam edecek olan bu hükümet döneminde; İHO’nun 4 yıla çıkarılmış lise kısmında okutulmakta olan derslerin müfredat programı hazırlanmış ve yürürlüğe konulmuştur. 

Naim Talu Hükümeti (1973-) ve İHO’nın Liseye Dönüşmesi

15 Nisan 1973’te Naim Talu Hükümet kurmuş ve 26 Ocak 1974 tarihine kadar bu görevi devam ettirmiştir.  

Yüksek öğretime hazırlama yalnız bir okulun tekelinde bulunmadığına, imkân ve şartları elverişli her orta öğretim kurumunda yüksek öğretime ve hem mesleğe hem de yüksek öğretime hazırlayan programlar düzenlenebileceğine göre, her çeşit orta öğretim kuruntuna “Lise” adı verilecektir. Belli bir programa ağırlık veren okullara bu programın adı da eklenecektir: Lise, Teknik Lise, Meslek Lisesi, Tarım Lisesi gibi.

Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 31. maddesi ile; “Yükseköğretime Geçiş” ise şu şekilde belirlenmiştir; 

Ortaöğretimin yükseköğretime veya hem mesleğe hem de yükseköğretime hazırlayan programlarım bitiren öğrencilere yetiştirildikleri yönde üniversitelere, akademilere ve yüksek okullara girmek için aday olma hakkı tanınır. 

Hangi Fakülte, Akademi ve Yüksek Okullara hangi programları bitirenlerin nasıl girecekleri ilgili kurumlarca kararlaştırılır. Giriş şartlarının tespitinde ve uygulamada Millî Eğitim Bakanlığı ile ilgili kuramlar arasında işbirliği yapılır. 

Kanun’un 32. maddesinde ise, “İmam-Hatip Liseleri” başlığı altında bu okullar şu şekilde tanımlanmıştır: 

İmam-Hatip Liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur’an Kursu öğreticiliği gibi dinî hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek üzere Millî Eğitim Bakanlığınca açılan ortaöğretim sistemi içinde hem mesleğe hem yüksek öğrenime/yüksek öğretime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlandır.

Millî Eğitim Temel Kanununun yürürlüğe girmesi İmam-Hatip Liseleri açısından iki önemli sonucu ortaya çıkarmıştır: 

Birincisi; Tevhid-i Tedrisat Kanunu’ndan sonra bu okullar için ikinci bir hukuki dayanak oluşmuştur.

 

İkincisi; diğer bütün mesleki ve teknik okullarla birlikte İmam-Hatip Okulları da “Lise”ye dönüştürülmek suretiyle, Yüksek İslâm Enstitülerinin yanında üniversitelere giriş kapısı da aralanmıştır. Aralanan bu kapıdan diğer bütün mesleki ve teknik lise mezunları gibi İmam-Hatip Lisesi çıkışlı gençler de artık üniversitelerin bütün fakültelerine veya bölümlerine değilse bile, liselerin Edebiyat Kolu programlarını uyguladıkları için bu kol mezunlarının girebildikleri sosyal/sözel puanla öğrenci alan fakültelerin bölümlerine ve o dönemde mevcut İktisadi ve Ticari İlimler Akademileri ile Millî Eğitim Bakanlığına bağlı ve öğretmen veriştiren Eğitim Enstitülerine girebileceklerdi. 

Ancak; her ne kadar Millî Eğitim Temel Kanunu ile okulların adı İmam-Hatip Lisesi olmuş ve diğer mesleki ve teknik lise mezunları ile birlikte bu okul mezunlarına da üniversitelerle. Akademi ve öğretmen yetiştiren yüksek okullara giriş hakkı tanınmış ise de söz konusu yüksek öğretim kurumlan bu okulların mezunlarına hemen/aynı yıl kapılarını açmadılar. O tarihte bu okullarda kayıtlı Öğrenciler “okul” dönemindeki haklarına göre muamele gördüler ve üniversitelere giremediler. Ancak ilk defa 1973-1974 öğretim yılında İmam-Hatip Lisesi 1. sınıfında olan öğrenciler mezun olduktan sonra üniversitelere giriş hakkı elde etmiş oldular. Bu yeni dönemde İmam-Hatip Liseleri ilk mezunlarını 1975-1976 öğretim yılı sonunda verdiler. 

Bu uygulama ile gerek İmam-LIatip Liseleri ve gerekse diğer bütün mesleki ve teknik liseler için yeni bir dönem başlamış oldu. Bu gelişmelerden sonra İmam-Hatip Liselerinin hem okul sayıları hem de öğrencilerinde hızlı ve adeta rekor seviyede artışlar görülmeye başlandı. Elbette ki artış yalnızca İHL’de değil, bütün mesleki ve teknik liselerde kendisini hissettirmiştir. “Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977) döneminde Ticaret Liselerinde, Teknik Liselerde, Endüstri Meslek Liselinde, Kız Meslek Liselerinde ve Sağlık Meslek Liselerinde de plan hedefleri aşılacak kadar artışlar olmuştur.”

mustafa-ocal.jpg

Prof. Dr.Mustafa Öcal'ın Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Din Eğitimi (Dergâh: 2017) adlı kitabından kısaltılarak alınmıştır.

1973 İmam Hatip Liseleri Dönemi

Bülent Ecevit (CHP+MSP Koalisyon) Hükümeti Dönemi (1973-1974)

14 Ekim 1973 günü yeni bir siyasi genel seçim yapıldı. Seçim sonunda hiçbir siyasi parti tek başına hükümet kuracak çoğunluğu elde edemedi. Bunun üzerine, 26 Ocak 1974 günü Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Bülent Ecevit’in Başbakanlığı ve Millî Selâmet Partisi Genel Başkam Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığı görevini üstlendiği Birinci Ecevit (CHP+MSP Koalisyon) Hükümeti kuruldu.

Koalisyon hükümetinin programında şöyle bir ifade yer almıştır:

“Halk yardımı ile yapılıp da bugüne kadar öğrenime açılmamış bulunan okul binaları, yapılış maksatlarına uygun olarak bir an önce hizmete açılacaktır.”

Diğer okulları genel olarak devlet yaptırdığı için, hükümet programından nakledilen ifadeler aslında doğrudan İmam-Hatip Liselerini ilgilendirmekte idi. Çünkü önceki yıllarda İHL olarak açılmak niyet ve düşüncesi ile halk tarafından yapılıp da 12 Mart 1971 muhtırasından sonra açılışlarına izin verilmeyen çok sayıda bina vardı. İşte bunlardan 29 yerleşim merkezindeki bina bilhassa halkın baskısı ve koalisyon ortağı MSP’nin zorlamasıyla bu hükümet döneminde İHL olarak öğretime açılmıştır. Daha önce açılmış olan 72 İHL ile birlikte okul sayısı 101 olmuştur.

 

Diğer taraftan bir başka düzenleme daha yapılmıştır: 1972 yılında İmam-Hatip Okulları İdare Yönetmeliği ile bu okulların bünyesinde “Temel Eğitimin İkinci Kademesi” olarak açılmış olan “İmam-Hatip Orta Okullarının” seçmeli dersleri arasına Kur’an-ı Kerim, Arapça ve Din Dersi de alınmıştır. Bu gelişme ile mevcut İmam-Hatip Liseleri; 3+4= 7 yıllık bir okul hâline dönüşerek yeniden bütünleşmiştir.

İHL’nin orta kısım programına 1974’te Kur’an-ı Kerim ve Arapça derslerinin ilavesi, bu okullara yeniden ilgi artışı sağlamaya yetmiş, öğrenci sayısı her geçen yıl katlanarak artmaya başlamıştır.

Demirel’in Kurduğu Koalisyon Hükümeti Dönemi (1975-77)

Ecevit hükümeti istifa ettikten 31 Mart 1975 tarihinde; Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel’in Başbakanlığında; Millî Selâmet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Cumhuriyetçi Güven Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Alpaslan Türkeş’in Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı görevlerini üstlendikleri IV. Demirci (dörtlü koalisyon) hükümeti kurulmuştur. Basında ve kamuoyunda “Birinci Milliyetçi Cephe (MC) Hükümeti” olarak nitelenen ve 21 Haziran 1977 tarihine kadar göreve devam eden hükümetin Millî Eğitim Bakanı AP’den Ali Naili Erdem’dir.

Bu hükümetin “koalisyon protokolünde” ve “Hükümet Programında” açıkça “yeni İmam-Hatip Liseleri açılacaktır” gibi bir ifadeye yer verilmemiştir ancak; “... Tedrici bir surette mesleki ve teknik liselerin artırılması yoluna gidilecektir.” (...) “İl ve ilçelerde binaları tamamlanmış olan meslek okulları öğrenime açılacaktır.” ifadeleri kullanılmıştır.  Hükümet programında ise; “Eğitim Kuruluşlarının yurt sathına dengeli bir surette dağılması sağlanacaktır. İl ve ilçelerde binaları tamamlanmış olan meslek okulları öğrenime açılacaktır” ifadesine yer verilmiştir.

Koalisyon protokolünde ve hükümet programında yer verilen ifadelerin gereği yapılarak binaları halk tarafından yapılmış olan toplam 150 İHL öğretime açılmıştır ki böylelikle İHL sayısı 251’e ulaşmıştır. 

Demirel (AP+MSP+MHP) Hükümeti (1977-78)

5 Haziran 1977 de yapılan siyasi genel seçimler sonrasında yine hiçbir siyasi parti hükümet kuracak çoğunluğu elde edememiştir. Mevcut partiler içerisinde en fazla (213) milletvekili çıkaran CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit 21 Haziran 1977 tarihinde ikinci defa hükümet kurmuştur. Ancak TBMM’den güvenoyu alamayan bu hükümet istifa etmiştir.

21 Temmuz 1977’de; Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel’in Başbakanlığında ve Millî Selâmet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan ile Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Alpaslan Türkeş’in Devlet Bakanı Başbakan Yardımcılığı görevini üstlendikleri üçlü koalisyon hükümeti kurulmuştur. Basında ve kamuoyunda İkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti olarak anılan ve 5 Ocak 1978 tarihine kadar göreve devam eden bu hükümetin Millî Eğitim Bakanlığını ise AP’den Nahit Menteşe üstlenmiştir.

Bu koalisyon hükümetinin protokolünde ve hükümet programında da daha önce kurulan ve yukarıda ifade edilen Ecevit ve Demirci hükümetlerinin programlarında yer alan ifadelere benzer cümlelere yer verilmiştir." Bu ifadelerin gereği olarak binaları halk tarafından yapılmış olan 83 İHL daha öğretime başlatılmış ve okul sayısı 334 olmuştur.

Ecevit (CHP+ Bağımsızlar) Hükümeti Dönemi (1978-79)

5 Ocak 1978 tarihinde, o dönemde diğer bazı partilerden istifa edip “bağımsız” olarak parlamentodaki görevlerini sürdüren 11 milletvekilinin her birine birer Bakanlık görevi veren Bülent Ecevit yeni bir hükümet kurmuştur. Bu hükümetin programında; “İmam-Hatip Liselerinin müfredatı, eğitim eksiklikleri giderilecektir. İmam-Hatip Lisesini bitirenlere yükseköğrenim olanakları sağlanacaktır” ifadesi yer almıştır. Bu şekildeki bir ifade ile İmam-Hatip Liseleri üçüncü defa hükümet programında ismen yer almış oluyordu. Ecevit’in kurduğu bu hükümet döneminde açılan 4 İHL ile toplam sayı 338 olmuştur.

Demirel’in Kurduğu Azınlık Hükümeti (1979-1980)

12 Kasım 1979’da Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel bu defa; Milli Selâmet Partisi. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyetçi Güven Partisi’nin dışarıdan destek vermeleri üzerine “Adalet Partisi azınlık hükümeti kurmuştur. Millî Eğitim Bakanlığına getirilen isim ise; Orhan Cemal Fersoy’dur. 12 Eylül 1980 Askerî Harekâtı’na (İhtilale) kadar göreve devam eden bu hükümet döneminde 36 yeni İmam-Hatip Lisesi açılmıştır. Böylelikle 1951-1952 öğretim yılından 1980’e kadar açılan İmam-Hatip Okulu/Lisesi sayısı 374’ü bulmuştur.

Kültür Sayfası

bottom of page