top of page
1960-80 yıllarında Din Eğitimi

Esra Oğul'un Diyanet İşleri Başkanlığında Kur’an Kursları-Toplumsal Boyut adlı Y.Lisans Tezi.nden (Osmangazi Ünv:2017) kısaltılarak alınmıştır.

Kur’an Kursları (1960-1980)

27 Mayıs 1960 tarihinde meydana gelen askeri ihtilal döneminde de bu artış devam etmiştir. 1965 yılında Adalet Partisi (AP) iktidarı dönemi başlayıp, 12 Mart 1971 tarihinde muhtıra nedeniyle hükümetin istifa ettiği yıla kadar Kur5an kursu sayısı 7865’ya ulaşmış, 1979 yılında kurs sayısı 1538 olmuştur. 

KK1.png

 

Kur’an kurslarına isteyen ortaokul ile lise öğrencilerinin ve yetişkinlerin de katılabilmesi konusu ilk defa 1963 yılında gündeme gelmiştir. Hazırlanan bu raporda tekamül kursları başlığı altında farklı kararların alınması, din hizmetleri personeline yönelik kurslar ile yaygın eğitim amaçlı Kur’an kursların ayrıldığını çok açık biçimde göstermektedir. Bu kararlar doğrultusunda Kur’an kursları, din görevlilerinin yetiştirildiği bir merkez olmaktan çıkarılmış, yaygın din eğitimi kurumlarına dönüştürülmüştür. Alınan kararların uygulanması ise 02.07.1965 tarihinde yayınlanan “Diyanet işleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun” ve ardından da 17.10.1971 tarihinde yayınlanan “DİB Kur’an Kursları Yönetmeliği”nin hazırlanmasından sonra mümkün olmuştur. 

Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak hazırlanan yönetmeliğe göre Kur’an kurslarının amacı “Kur’an’ın usulüne uygun okunmasını öğretmek, ezberletmek, meallerini okutmak, ibadetlerle ilgili dua metin ve anlamlarını öğretmenin yanı sıra İslam’ın inanç, ibadet ve ahlak esasları konusunda kursiyerleri aydınlatmak” olarak belirtilmiştir.

mustafa-ocal.jpg

Prof. Dr.Mustafa Öcal'ın Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Din Eğitimi (Dergâh: 2017) adlı kitabından kısaltılarak alınmıştır.

(1971) Atatürk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi

Dinî yükseköğretim yaptırmak üzere açılan kurumlardan bir diğeri de Erzurum’da Atatürk Üniversitesi’ne bağlı olarak açılması kararlaştırılan İslâmî İlimler Fakültesi’dir. Öğretim süresi 5 yıl olarak belirlenen Fakülte 1971-1972 öğretim yılında öğretime başlamıştır. 

İslâmî İlimler Fakültesi o dönemdeki mevzuat gereği lise mezunu gençleri öğrenci olarak almak durumunda idi. Ancak Üniversitenin aldığı bir karar gereği, lise çıkışlılar yanında meslek okulları ve bilhassa İmam-Hatip Okulu mezunlarına %40 oranında kontenjan ayrılmıştır. Bu uygulama ile İslâmî İlimler Fakültesi, Türkiye’deki bütün üniversite ve fakülteler içerisinde İmam-Hatip Okulu mezunlarına kapısını aralayan ilk fakülte olmuştur. 

1973’te yürürlüğe giren Millî Eğitim Temel Kanunu ile meslek okullarının “meslek liseleri” hâline dönüştürülmesi üzerine bu fakülte de bütün orta dereceli okul mezunlarını öğrenci olarak kabul etmeye başlamıştır. 

1982 yılına kadar aynı isim ve uyguladığı programla eğitim ve öğretim faaliyetlerini devam ettirmiştir. 

mustafa-ocal.jpg

Prof. Dr.Mustafa Öcal'ın Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Din Eğitimi (Dergâh: 2017) adlı kitabından kısaltılarak alınmıştır.

Din Bilgisi Dersleri

(1967) Lise Programlarına Din Derslerinin Yeniden Girmesi

Orta öğretim kurumlarının (liselerin) programlarında, Din Bilgisi dersi -program dışı bırakıldıktan 43 yıl sonra 1967’de “isteğe bağlı” okunacak bir ders olarak tekrar yer alabilmiştir. 

1967 yılında dönemin iktidar partisine mensup bir milletvekilinin öncülüğünde liselere Din Bilgisi dersi konulması için bir önerge hazırlanmıştır. Önergeyi 450 milletvekilinden oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin 271’i imzalamıştır.      Bunun üzerine hükümet liselere Din Bilgisi dersleri konulmasını benimsemiştir. 1967 yılında Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu’nun aldığı bir karar ile bütün lise ve dengi okullarda Din Bilgisi derslerinin okutulacağı tamim edilmiştir.

Karara göre, Din Bilgisi dersleri 1967-1968 öğretim yılından itibaren lise ve dengi okulların 1. ve 2. sınıflarında, Anayasanın Lâiklik prensiplerine ve “isteğe bağlılık” kaydına uyulmak şartıyla, “normal ders saatleri dışında” haftada 1 saat olarak okutulacaktı. Yani diğer öğretmenler ile dersi almayan öğrenciler sabah henüz okula gelmeden veya dersler bitip okulu terk ettikten sonra Din Bilgisi öğretmeni ile dersi alan öğrenciler okulda ders işleyeceklerdi. Bu durum elbette ki hiç de pedagojik değildi. Âdeta bir taraftan ders konulurken diğer taraftan okutulmasını engelleyici tedbirlerin alınması da ihmal edilmemiş oluyordu.

Liselere konulan isteğe bağlı Din Bilgisi dersleri, ortaokullarda olduğu gibi, devam etmek isteyen öğrenciler için mecburi ve sınıf geçmede müessir olacaktı. 

Dersi, İlahiyat Fakültesi ve Yüksek İslâm Enstitüsü mezunları okutacaktı. Ancak, bunların olmadıkları okullarda, yine orta okullarda olduğu gibi, konuya ilgi duyacak yakın branş öğretmenleri tarafından okutulacaktı.

1982-1983 öğretim yılına kadar Din Bilgisi dersleri isteğe bağlı olarak okutulmaya devam edilmiştir.

(1973) Ahlak Dersleri

Liseler için Maneviyat Dersi Teklifi

1961 yılında toplanan “Din ile İlgili Eğitim ve Öğretim Komitesi” tarafından hazırlanan raporda yer alan şu ifade dikkat çekmektedir:

Bütün dünyada yeni neslin maneviyat hakkında tamamen sallantıda olan bir idrak içinde kalmaları yüzünden husule gelen ve “asi gençlik” diye şikâyet edilen halleri üzerinde önemle durulacak bir keyfiyettir. Binaenaleyh öğrenilen müspet ilimlerle din arasında öğrencileri serbest münakaşaya ve bir sentez yapmaya sevk edecek “Maneviyat” adında bir dersin (Lise son sınıfında) verilmesi lüzumludur. İşte İlahiyat Fakültesi mezunları için en verimli bir saha bu dersin öğretmenliğidir.

1961 yılında kaleme alınan raporda lise son sınıflara “Maneviyat” adlı bir ders konulması tavsiye edilmiş ama bir teklif olmaktan öteye geçememiş ve uygulamaya konul(a)mamıştır. 

İlk Öğretime Ahlak Dersi Konulması

Aradan yıllar geçtikten sonra 1973 yılında, bu sefer bir siyasi parti tarafından ilk ve orta öğretim kurumlarına “Millî Ahlâk Dersi” konulması teklif edilmiştir. 

Ahlâk dersleri, 1972’de kurulan Millî Selâmet Partisi (MSP) ile gündeme gelmiştir. Çünkü bu parti programında okullara “Millî Ahlâk Dersleri” konulmasından bahsediyordu. Amaç, —muhtemelen— 1961 Anayasası’nın 19. maddesi ve Lâiklik ilkesi gerekçe gösterilerek okullarda isteğe bağlı olarak okutulan Din Bilgisi dersini almayan veya alamayan öğrencilere Ahlâk dersiyle ulaşmak ve onlara Ahlâk prensiplerini öğreterek benimsetmekti. Bir başka ifade ile Ahlâk dersleri Din Bilgisi dersleri için bir takviye dersi olacaktı. Onun için bu parti mensuplarınca “millî ahlâk dersi”yle hedeflenen dinî ahlâk idi. 

1973 yılında yapılan siyasi genel seçimler sonrasında 49 Milletvekili ve 3 Senatörle ilk defa TBMM’ye giren MSP, dönemin en büyük partisi olan CHP’nin genel başkam Bülent Ecevit’in başbakanlığında 1974 yılı başında kurulan hükümetin koalisyon ortağı olmuştu. Hazırlanan koalisyon protokolünde Ahlâk derslerine de yer verilmişti. Ancak, “Millî Ahlâk Dersi” olarak değil, yalnızca “Ahlâk Dersi” olarak... Neticede CHP+MSP koalisyon hükümeti tarafından 1974-1975 öğretim yılından itibaren okullarda Ahlâk derslerinin okutulması benimsendi. 

Ancak müfredatına bakıldığında bu ders, dinî nitelikli bir Ahlâk dersi olmaktan ziyade, sosyal ve felsefi konularıyla dikkat çekiyordu. 

Ahlâk dersleri, ilkokulların 4. ve 5. sınıfları ile ortaokulların her üç sınıfında ve liselerin ise 1 ve 2. sınıflarında olmak üzere toplam 7 yıl boyunca “zorunlu” olarak okutulacaktı. 

Ahlak Dersi Okutacak Öğretmenler

Ahlâk derslerinin okutulmasının kabulünden sonra, dersin hangi branş öğretmenleri tarafından okutulacağı meselesi gündeme geldi. Çünkü o tarihe kadar, Ahlâk dersleri okul programlarında yer almadığı için bu alana mahsus öğretmen yetiştiren herhangi bir yüksek öğretim kurumu da yoktu. Konuya MSP açısından bakıldığında, bu siyasi parti dersin muhtevasını Millî (dini) Ahlâk olarak düşündüğü için öğretmenleri de İlahiyat Fakültesi ile Yüksek İslâm Enstitüsü mezunları olmalıydı... Ancak Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir milletvekili olan dönemin Millî Eğitim Bakanı Mustafa Üstündağ’ın onayı ile yayımlanan Talim ve Terbiye Kurulu Kararına göre Ahlâk derslerim okutacak öğretmenler şöyle belirlenmişti:

İlkokul 4. ve 5. sınıflarda sınıf öğretmenleri veya mümkün olduğu takdirde okul yöneticilerince; ortaokullarla lise ve dengi okullarda ise, okul müdürleri tarafından görevlendirilecek öğretmenlerce okutulacaktı. 

Okul müdürleri ise sırasıyla; Felsefe, İlköğretmen Okulu Meslek Dersleri, Sosyal Bilgiler, Din Bilgisi, Tarih, Türkçe, Edebiyat öğretmenlerine ve okul yöneticilerine öncelik tanıyacaktı. Derslerin bu yolla kapatılamaması hâlinde açık kalan dersler diğer öğretmenlere de verilebilecekti.  Bu konudaki karar okul müdürlerinin takdirine bırakılmıştı. 

1975 yılında CHP+MSP koalisyonu istifa etti. Yerine, 31 Mart 1975’te kurulan Adalet Partisi+Milli Selâmet Partisi+Cumhuriyetçi Güven Partisi+Milliyetçi Hareket Partisi (AP+MSP+CGP+MHP) dörtlü koalisyon hükümeti kuruldu. Bu hükümet döneminde Ahlâk dersleri programa yeniden gözden geçirilmiştir. Ayrıca, Ahlâk derslerinde okutulmak üzere yazılacak “Yardımcı Ders Kitapları” ile ilgili şartname Talim ve Terbiye Kurulu tarafından benimsenerek yürürlüğe konulmuştur.  Aradan üç ay gibi kısa bir süre geçtikten sonra ise, ilkokul, ortaokul ve liseler için yazılan Ahlâk Dersi kitapları “Yardımcı Ders Kitabı” olarak okullara duyurulmuştur. 

Keza, bu hükümet döneminde Ahlâk derslerini okutacak öğretmenler sıralamasında bir değişiklik yapılmıştır. Buna göre, ilkokul 4. ve 5. sınıflarda Ahlâk derslerini yine sınıf öğretmenleri veya okul müdürleri okutacaklardı. Ancak ortaokul ile liselerde, öncelikle İlâhiyat Fakültesi, İslâmî İlimler Fakültesi ve Yüksek İslâm Enstitüsü mezunu öğretmenler tarafından okutulacaktı. Ancak bu öğretmenlerin bulunmadığı veya sayıca yeterli olmadığı okullarda sırasıyla yukarıda sayılan öğretmenler okutabileceklerdi. 

Bu dönemde görülen bir başka gelişme de Din Bilgisi dersi gibi 1976-1977 öğretim yılından itibaren lise 3. sınıflarda da Ahlâk derslerinin okutulmaya başlanmasıdır.6 Hazırlanan lise 3. sınıf müfredat programı da yeniden gözden geçirilen ortaokul ve lise 1. ve 2. sınıf programları ile birlikte yayımlanmıştır.

Kültür Sayfası

bottom of page